1899 entry daha
  • debe'ye giren bu #122695522 entry'den cesaret alarak ben de içimi dökmek istiyorum müsaadenizle.

    işsiz kalışımın üzerinden tam 1 yıl geçmişti, artık umudum falan kalmamıştı ki özel sektörde çalışırken bile defalarca başvurmama rağmen olumlu-olumsuz dönüş yapmayan bir devlet kurumuna öylesine yaptığım başvuruya mülakat daveti aldım. hem de doğum günümde! daveti alana kadar başvurduğumu bile unutmuştum. tabi evde bir bayram havası aylar sonra ilk kez yüzüm gülmüş.. önceki hayal kırıklıklarımdan dersimi almıştım bu defa kimseye anlatıp büyüyü bozmayacaktım ve sonunu görmeden umutlanıp hayal kurmayacaktım. ailem dışında kimseye söylemedim en yakın arkadaşıma bile.

    sonra belli aşamalardan oluşan bir dizi mülakata katıldım. online ön görüşme, genel yetenek sınavı, yabancı dil mülakatı.. hepsini geçtim ama her bir aşamanın sonucunu en az ikişer hafta beklediğimi de belirtmek isterim. (tabi ne şekilde beklediğimi detaylarıyla anlatıp olayı dramatize etmeyeceğim.) sonrasında yüz yüze gerçekleşecek son görüşmeye hak kazandım. daha telefonda detayları dinlerken biletimi almam gerekecek kadar kısıtlı bir görüşme takvimi vardı, işsiz birini bir gün sonrasına 8-9 saat uzaklıktaki bir ilden başka bir ile görüşmeye çağırırken “nasıl olsa işsiz, gelecek, bir şekilde gelmek zorunda” diye düşünüyor olsalar gerek yoksa insan bir sorar değil mi gelebilecek misin diye? ben gidebilirdim ama ya gidemeseydim? ha bir de yukarıda hayal kurmayacağım demiştim değil mi? kuruma yakın semtlerde ev fiyatlarına bakmak hayal kurmak sayılmaz sanırım ya da ya gidersem diye bazı şeyleri ertelemek falan. neyse..

    malum şehre vardım, görüşme saatinde kuruma gittim. ilgili kurumun müdürü, bölümün şefi ve birkaç çalışanla birlikte mülakata alındım. sohbet, muhabbet, alanla ilgili sorular, deneyimler vs vs. müdür beyin söylediğine göre ilgili görüşme için çağırılanlardan uzaktan gelen ve “bayan” olan tek kişiymişim, bu iş zor bir işmiş (sanki yıllardır yapmadığım şey), erkekler bile yeri geliyor zorlanıyormuş (bu sırada bölümün kadın şefi karşımda oturuyor.) ben “bayan” olduğum için ekstra bir dezavantajım varmış, “doğal olarak” evlenip çocuk sahibi falan olunca daha da zor olurmuş. hay allah ya ben nasıl düşünemedim bunu başvururken! mülakatları bir bir geçip şu pandemi döneminde onca yolu tepip gelirken düşünememişim ben meğer.. daha adamın personeli bile olmadan yedim mobbingi iyi mi. başkası anlatsa abartma derdim. keşke o an orada içimden geçenleri yüzüne söyleyebilseydim. keşke, neden beni buraya kadar çağırdınız o zaman? haklısınız bu iş benim neyime, yıllardır hayalini de kurmuyorum zaten, e ben hemen gidip evleneyim, çocuk yapayım iyi oldu söylediğiniz, aydınladım.. diyebilseydim, diyemedim. çünkü bana göre henüz hiçbir şey bitmiş değildi, belki de bu bir öfke kontrol testiydi ve bir işe, bu işe gerçekten ihtiyacım vardı. başvuruyu öylesine yapmış olabilirim ancak ilgili ilanda istenilen nitelikleri fazlasıyla taşıyordum ve tecrübem de vardı. sonrasında işle ilgili teknik mülakata alınıp oradan ayrıldım. dönüş yolunda insan kaynaklarından gelen değerlendirme telefonunda bile personel “görüşmek üzere” dedi diye umutlandım ben, hımm demek ki tekrar görüşeceğiz..

    eve dönüşümün birinci haftasının dolduğu gün şiddetli öksürük ve nefes alamama şikayetleriyle hastanelik oldum, aklıma gelen ilk şey coviddi (pcr negatif çıktı), daha önce geçirdim nasıl olduğunu biliyordum ama bu daha farklıydı, çok daha ağırdı ki zaman geçmesine rağmen göğüs ağrılarım ve öksürüğüm geçmedi. öyle halden düşmüş yatarken mail geldi. her aşamayı telefonla bildiren bu arkadaşlar olumsuz sonucu mail atmayı uygun görmüşler. oysa ben sana laflar hazırlamıştım müdür bey! sana da insan kaynakları!

    ben umudunu tamamen kaybetmiş bir işsiz olarak öylece evimde oturuyordum, il başkanı dayım, milletvekili eniştem falan da olmadığından yazdığım tezden bile umudum yoktu benim, kariyer.net'de nasıl olsa dönmeyecekler diye alakalı alakasız ilanlara başvuru yapıp eğleniyordum kendi kendime. zaten aşırı zor bir yıl geçirmiştim ben. tamam belki işsizliğin verdiği çaresizlikten olsa gerek fazla nahiftim ama beni neden umutlandırdınız?
590 entry daha
hesabın var mı? giriş yap