8 entry daha
  • repertuar olarak batı seviciliğimiz o kadar dayanılmaz boyutlara gelmiş ki çağdaş bestecilerimizin adları en fazla konser salonlarında kalıyor. onların yaptıklarını anlamak bu değil. bu durumdan nasibini maalesef ki necil kazım akses de almış. ülkemiz müzisyenleri, müzik severleri/sözde musikişinasları ya yüzünü tamamen batıya dönmüş avrupalı bestecilere riayet ediyor ya da tamamen makama dayalı türk müziğine konsantre oluyor (buradaki türk müziği malum). çağdaş bestecilerimizi iyisiyle kötüsüyle bir avuç insan dinliyor, riayet ediyor. 1920'lerde başlayan bu müzikal yapılanma sürecinde olanlar, bu ülkenin müziğine katılanlar neredeyse olmamışçasına göz ardı ediliyor. kabul edelim, evet müzikal anlamda dünyanın en harika işleri yapılmadı fakat biz bunları sevsek de sevmesek de bilmekle en azından onları hatırlamakla mükellef olmalıyız. bu süreçte bu ülkenin müzikal kimliğine iyi kötü çok şey katıldı. türk beşlerinin en genç üyesi necil kazım ise bunların başlıcalarındandır. onun besteleri bir yerlerde kulağımıza çalınmayı hak etmiştir. onunla ilgili anlatılacak şeyleri buraya tamamı ile sığdırmam mümkün değil ama en azından aşina olmanızı öneririm. umarım bir gün bir yerlerde, şu an önümde açık duran "minyatürler ve on piyano parçası" kitabından repertuarıma katıklarımı bu yazıyı okuyan-okumayan ve necil kazımı kaçırmış kişilerin kulağına ilk çalan ben olurum...
hesabın var mı? giriş yap