108 entry daha
  • asker disipliniyle emrivaki sertliğin alaşımı buyurgan bir baba portresiyle açılan roman; hayatı bir cezaevi gibi yaşayan, ailesinin ısrarla farklılığını bastırdığı; okulda, hastanede, aile ortamında hakir görülen, örselenen, bütün bu ataerkil düzenek içinde varolma savaşı verip özgürlüğüne daha da susayan bir çocuğun yetişkinliğe uzanışının lirik öyküsüdür.

    baskıcı, alışılmadık olanı dönüştürmeye, yok etmeye çalışan bir toplumdaki her kurum, çekirdek yapıdan başlayarak, tümüyle yozlaşmıştır. demokrasi bilinci güdük kalmış, güçlü liderlere tapan, sorunlarını bu lidere devreden, farklı cinsel kimlikleri ötekileştiren, tutucu bir toplumdur bu ve dolayısıyla yeniliğe kapalıdır. gündelik kaygıları önceden belirlenmiştir. metropolü bile köye dönüştüren bir çiğliktir bu. çocukluğun soğuk geceleri'nde türkiye acımasız bir hapishaneyi andırır. aile de devlet kurumları da hapishaneden farksızdır.

    işte kız çocuğunun soğuk geceleri bir hastanenin nemli, kasvetli odası gibi karanlık ve bunaltıcıdır. evde nazi subayı gibi bir baba, hastanede tecavüzcü bir hasta bakıcı, okulda öğretmen rolündeki kontrol ajanları, mahremiyet dünyasında çiğ bir koca ve derken kendisine bir çıkış kapısı arayan bir ergenin hayata tutunma çabası. bir tutunamayan mı olacaktır yoksa kapanan her kapı sonrası bir yenisini mi zorlayacaktır? genç kadın ikinci yolu tercih edecektir. hayat bir şekilde devam etmektedir.

    çocukluğun soğuk geceleri, tezer'in ilk romanı ama ustalıkla yazılmıştır. karanlık aile ortamından güneşi gören akdeniz'e uzanarak kontrastı, ikiliği ortadan kaldırır. yaşam çoğu kadın için bir varoluş, kadın-oluş mücadelesidir. her gecenin de sonunda aydınlık bir sabah vardır. bu roman da o güneşli sabahı görenlerin romanıdır.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap