18 entry daha
  • sistematik bir biçimde onuru kırıcı muameleye maruz kalmış, kapitalist çürüme çağında kâr uğruna insani faziletlerin üzerinde nasıl tepinildiğini yüzümüze vurmuş onurlu, genç emekçi kardeşim.

    intihar kalanlara yönelik bir protestodur. benimsemeyebiliriz. ama bu kapitalist çürüme çağında, günün birinde aynı duruma düşmeyeceğimizi hiçbirimiz iddia edemeyiz. ha, bazılarımızın dayanma gücü bir ya da iki tık daha fazla olabilir, o ayrı. ama hepimiz, belirli bir düzey psikolojik şiddet sonucunda ağır bir öz saygı yitimine ve umutsuzluğa savrulup bu yolu seçme potansiyeline sahibiz.

    intihar da diğer protestolar gibi doğası gereği sebepleriyle tartışılır, "şöyle olsaydı, böyle olsaydı" gibi farazi spekülasyonlarla değil. kurbanı suçlayıcı, olayı kurbanın zayıflığına bağlayan sosyal-darvinist tiplere ise diyecek söz yok. keşke afrika'nın balta girmemiş ormanlarında yaşasalar. zira insanlarla yaşadıklarında kariyer basamaklarını kolaylıkla tırnanıp banka yöneticisi olabiliyorlar, efe gibi kardeşlerimize hayatı zindan edebiliyorlar.

    efe son mail'inde ailesinden bahsetmiş. rahmetli, güzel insan onur yaser can'ı tanımış biri olarak yüreğim daha bir acıdı o kısmı okurken. yaser de sevgi dolu bir aileden gelen, çok zeki, kibar, naif, ışıltılı biriydi. binbir emekle bu kadar insancıl yetiştirilen pırıl pırıl gençler, sistemin çürümüşlüğünün birer dışavurumu olan mobbing, işkence, psikolojik şiddet ve benzeri travmalar nedeniyle intihara yönelebiliyorlar maalesef. günümüzün yaman çelişkilerinden biri bu. pırıl pırıl gençler ve vahşi, sosyal darvinist, jungle'ı andıran iş ortamları. adapte olabilen, belirli düzeyde sosyopatlaşabilen ayakta kalıyor. adapte olamayan intihara kadar götürebilen bir dünya psikolojik sorunla baş başa kalıyor.

    üsküdar amerikan lisesi'ndeki nazi selamı skandalı da bir kez daha gösterdi ki bozuk düzende sağlam çark olmuyor. çocuklarını steril cam fanuslarda yetiştirerek güçlü kılabileceği yanılgısına sahip yurdum ebeveynlerinin bu hikayelerden çıkaracağı çok dersler var. gemi batıyor, siz bir kat yukarı çıkmanın derdindesiniz. sistem irrasyonelliğin dibine vuruyor, siz rasyonel dahiler yetiştirmenin peşindesiniz. toplum deliriyor, siz çocuk "her şeyiyle normal" olsun derdindesiniz.

    bu çelişkili durumu ilk yüzümüze vuranlardan birinin, ipek ertürk'ün sözleriyle bağlayalım: yavaş yavaş delirdim kimse fark etmedi.
82 entry daha
hesabın var mı? giriş yap