26 entry daha
  • başlığı altında yazan çoğu kişinin onu anlamadığını ve yazdığı maili iyi okumadığını düşünüyorum. bu planlı bir intihar gibi değil, aklından daha önce özellikle geç saatlere kadar çalışırken ve işyerindeki çalışma arkadaşlarına, eşine yapılan haksızlıkları ve işin içeriğindeki acımasızlıkları düşündükçe geçmiş, öfke dolmuş ara ara ve cama bakıp düşünmüş muhtemelen şurdan atsam kendimi diye. ama bu intihar fikrine işyeri dışında veya görece rahat çalıştığı, mobbinge uğramadığı, etrafında haksızlıkların olmadığı dönemlerde kapıldığını hiç sanmıyorum.

    son bir aydır, deprem sonrası yani, çoğumuzda öfke, umutsuzluk, isyan ve düzeni değiştirme isteği arttı ve düşüncelerimiz keskinleşti. işinde, gündelik hayatında buna kafa yorup eyleme geçebilenler, meslekleri işleri daha kamu yararına açık olanlar çalıştıkça rahatlayabilirken, bu isteklerle mesleği ve işi arasında bir çelişki bulunanların üzerindeki basınç arttı. banka hayır kurumu değil, bu işleri bilmiyorsunuz diye karşı çıkanlar olmuş efe demir'in itirazlarına ama bunlar sizin ideolojinize göre yorumlar. şu an baskın ideoloji sizinki olduğu için kendi duruşunuzun da politik olduğunun farkında değilsiniz. efe demir bir şeyler yapılabileceğinin farkına varmış ama eşzamanlı olarak yapılmadığının da farkına varmış. bunu değiştirmenin kolay olduğunu ama bu yerleşik inançlar ve yapı kredide pek sağlıklı olmadığını gördüğümüz toksik kurum kültürü ile bir o kadar da imkansız olduğunu görmüş. bu kaldıramadan kucakladığı bir taş haline gelmiş.

    her gün bizim gibi twitterdan depremde enkaz altında kalan yardım bekleyenleri, çıkabilen insanların çadırsız susuz kalışını, o coğrafyayı, çadır alanlarını su basışını, sele kapılan konteynırı ve tamamen çamurlu su altında kalan urfa'yı görmüş iki gram boş vaktinde. işe gitmiş sonra uzun saatler çalışmış ama o sırada yaptığı işler hiç içine sinmemiş çünkü bulunduğu yerde evsiz kalan depremzedelerin, olmayan yıkılan evlerin kredi borcu için tepelerine binildiğini, yıllardır ödedikleri dask'ın çok yetersiz bir karşılığı olduğunu, buna da bankanın, depremzedelerin mortgage ya da kredi borçları karşılığı el konulduğunu görmüş. buna mantıklı, bu düzen böyle diyecek kişi kendi durduğu yerin yağmacılığının farkına varmalı.

    işte efe demir bu büyüyen çelişki ile işyerine ve özellikle maili attığı kişilere, (ki onların finans kısmında olan asıl yağmacı ruhlular olduğunu tahmin ediyorum, mobbingin yanı sıra insani olmayan yorumlar yapıp öyle yaklaşımlar geliştirmişler belli ki) bu uzun maili atmış. mail öfkeden çok, bir şeyi değiştiremeyeceğini düşünen bir insanın umutsuzluğu ve tükenmişliği ile atılmış. bu mail kişisel bir mail değil sadece, toplumsal konularda duruşunu da yazmış, demek ki attıklarının bu konularda duruşundan da haklı olarak ve insani olarak rahatsız.

    birisi bir yerlerde yazmış bir zaman, intihar eden kişi kendini öldürmez, çevresindeki değiştiremediği insanları kendini öldürerek öldürür ve toptan kurtulur onlardan diye. değiştiremediği durumdan hızlı bir çıkış bulamayan, muhtemelen çalışmaktan ve işyerindeki toksik ortamdan o an ışığı ve umudu göremeyen birinin, ara ara sadece böyle anlarda aklına gelmiş bir şeyi, üstüne serinkanlı düşünme halini kendinde bulamadan, belki onbeş dakika içinde maili atıp, camı açıp kendini bıraktığını düşünüyorum. belki işten bir saat erken çıksaydı bugün bu okuduğumuz mail istifa mektubu olacaktı. deprem öncesi istifayı düşünüyormuş, deprem sonrası istifa etmemiş olması çalıştığı konumla bir şeyleri iyileştirebileceğini düşünmesi ile ilgili muhtemel, bunu da yapar giderim diye düşündü belki. olmamış, yapı kredi bütün kapitalizmin çakalı bankalar gibi kendi doğasına uygun yöne bükülmüş. efe demir de buna tahammül edememiş.

    birisi başlıkta yazmış bu bana onur yaser can'ı düşündürdü diye. bana da onu hatırlattı fakülteden onu tanıyan biri olarak. yaser de polis işkencesine tahammül edemediğinden kendini anlık bir umutsuzlukla aşağı atmıştı, aşağıda yanlış bilmiyorsam kız kardeşine ne yaptım ben diye pişmanlığını dile getirecek vakti olmuştu. yıllardır çıkmaz aklımızdan yaser. tanıyanlar bilir, mülayim, sakin mizaçlı, neşeli denebilecek gerçekten iyi bir insandı. efe demir'in de fotoğraflarına bakıyorum, güleç bir insan, yazdıklarından anladığım iyi biri de. koşullar ve en çok da işi kaynaklı tükenmişlik onu buraya getirmiş. gerçekten üzüldüm çok, eşine ailesine de bol sabır bol sevgi, onlara da üzüldüm çok. elimizden bir şey gelmiyor ama böyle kimseyi kaybetmeyiz başka umarım. bu bir mobbing intiharının ötesinde ülkenin çaldığı umut, depremzedeleri yağmalayan bankacılık sistemi ve yıldırmacı çalışma ortamı ile işlenmiş bir cinayet gibi. bütün ailesi ve sevenlerinin başı sağ olsun.
74 entry daha
hesabın var mı? giriş yap