8 entry daha
  • kendisi ve kendisinin türkiye'de felsefe eğitimine katkısı hakkında, öğrencilerinden nermi uygur'un enfes bir yazısı var. yazının bir kısmını kopyalıyorum:

    -----
    "gelen walther kranz, antik felsefe verecek.

    savaş bitmiş, ikinci sınıftayım ben. arkadaş da dinleyici olarak katılıyor derslere; avusturya lisesi'ni bitirdikten sonra gittiği viyana'da okumuş bir süre; kendi deyimiyle, yaşama koşulları elvermeyince, dayanamayıp dönmüş. buralı o, moda burnunda oturuyor, bu odayı da o buldu zaten.

    havalardan, yolculuktan konuşuyoruz. bir soruyu yanıtlarken lise'den latinceyle geldiğimi söyleyince "tam bana uygun öğrenci" diye seviniyor hocamız. "yarından tezi yok, eski yunancada da sağlam adımlar atmanız gerekecek" diyor. ben de öyle düşünüyordum. kaynaştık bile.

    yeni hocayla birlikte kalktı arkadaş, köşedeki yüklüğümsü dolaba birşeyler yerleştiriyorlar, ben de elatıyorum, demir dolu sanki verden kaldırdığım paketler. düşüne düşüne, özenle yanyana diziyor hocamız bir bir çıkardıklarımızı, kitaptan başka bir şey değil bunlar.

    ış bitince, "artik gitsek mi?" der gibi yüzüme bakıyor arkadaş. sonra usulca şöyle diyor bana: "şimdi yemek yiyecekler, ayarladım her şeyi, kaçalım biz. yarın sabah erkenden gelip hocayı üniversite'ye götüreceğiz." bense kitaplardan gözümü alamıyorum. sonradan yıllarca derslerini dinleyeceğim; almancam ilerleyince de bir kaç yıl derslerini çevirdiğim; kendisinden pek çok şey öğreneceğim ilk basılan felsefe yazımın esini olan kranz'a hem hayran hayran hem hayal kırıklığıyla bakıyorum. kendisini yeni tanımama karşın senaryolar çatmaya başladım bile ben. sert, biçimci ama anlayışlı, ilke düşkünü ama acıması bol biriymiş gibi geliyor bana hocam.

    kitapların çekiminde kalmam çok hoşuna gitti sanıyorum. kendini tutuyor gene de. kendini tutamayan benim. ışık azlığından sırtlarını tek tek okuyamadığım kitapları göstererek, ikincil duygularla soruyorum: "bu kitaplar..." sözümü balla kesercesine: "evet, bunlar bütün kitaplarım. bir zamanlar epeyce büyük bir kitaplığım vardı, o zamanlarda bile, üç aşağı beş yukarı, asıl kitaplığım, işte bu gördükleriniz." sonra ekliyor: "izniniz var, istediklerinize açıp bakın." rastgele bir kitap çekip uzatıyor. açıyorum: eski yunanca. bir tane de kendim alıyorum, latince. uzandığım başkalarıysa latince, yunanca kitaplar, kimi almanca kimi ıngilizce dip-notlarla bezenmiş hepsi.

    bir kaç eksik varsa da, antik dünya'dan kalan bütün yazılı belgeler bunlar. felsefesi, yazım tarihi, coğrafyasıyla işte tüm antik dünya. kaynak-metin diye ne varsa, hepsi burda. eşsiz bir gömü burası. nice kuşakların yüzyıllarca eşelediği madendeyim. bundan böyle benim de, bir bakıma, yerim-yurdum olacak bu metinler."
    -----

    evet, walther kranz'ı tanımlamak istesek, tam da bunu söyleyebiliriz: "tüm antik dünya'yı yüklenip türkiye'ye getiren adam"dır.
hesabın var mı? giriş yap