39151 entry daha
  • kur'an'ın yüce yaratıcıdan geldiğine dair apaçık kanıtlardan biri olan evrenin genişlemesi olayıdır.

    edwin hubble büyük patlama teorisinin en büyük ispatçılarından biridir. çünkü 1929'da yıldızların ve gezegenlerin ışık tayfı sayesinde dünyadan uzaklaştığını buldu. daha sonra bütün gezegenlerin birbirlerinden uzaklaştığını ortaya koydu. bu da evrenin genişlediği anlamına geliyordu. aslında albert einstein teorik olarak evrenin durağan olamayacağını ispatlamış ancak zamanın görüşlerine ters düşmemek için açıklamamıştır ve bu konuyu, "kariyerinin pişmanlığı" olarak nitelemiştir. evreni bir balon, üzerindeki noktaları ise birer gezegen olarak kabul edersek balon şiştikçe gezegenler birbirlerinden uzaklaşacaktır. buna dayanarak balonun gazını salarsak; yani zamanı geri alırsak, gezegenler birbirlerine yaklaşacak ve 0 (sıfır) hacim ve sonsuz yoğunluğu oluşturacaktı. hubble evrenin başlangıcının bigbang yani büyük bir patlama ile olacağını tahmin etmiştir.

    peki kur'an 1929'da hubble tarafından ispatlanan evrenin genişlemesini 1400 yıl önce bize nasıl bildirmiş bakalım.

    rahman ve rahim olan allah'ın yüce adıyla!

    zariyat 47: göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz biz genişletmekteyiz.

    bu ayete inançsız kimseler itiraz etmekteler çünkü inançsız kalmaya devam etmek için itiraz etmek zorundalar, zira bu çok büyük bir gayb bilgisi ve 1929'a kadar asla tahmin edilemeyen bir gerçektir. evrenin yapısı söz konusudur.

    "1929'da evrenin genişlemesi ispat edilince mealler buna göre değişmeye başlamış, aslında ayet rızık anlamında genişlik sahibiyiz veya biz güçlüyüz diyor" vs. diyerek itiraz edenlere, 1180'li yıllarda yaşamış fahreddin er razi'nin yazdığı tefsir başta olmak üzere, eski alimlerin bu ayeti nasıl çevirdiklerine ve ayetin kelime anlamına göz atalım.

    alıntıdır:

    “biz göğü ‘büyük bir kudretle’ bina ettik ve şüphesiz biz (onu) genişleticiyiz (zariyat suresi: 47) bu ayette geçen “sema (gök)” kelimesi kur’an’ın pek çok yerinde uzay ve evren anlamında kullanılır. nitekim burada da bu anlamda kullanılmıştır ve evrenin genişlemekte olduğu bildirilmiştir. türkçeye “şüphesiz biz genişleticiyiz olarak çevrilen arapça “innâ lemûsiûn” ifadesindeki “mûsiûn” kelimesi, “genişletmek” anlamına gelen “evsea” fiilinden türemiştir. “le” ön-eki de takip ettiği isim ya da sıfata vurgu ekleyerek “çok fazla” anlamı katmaktadır. bu ifade; “biz göğü veya evreni çok fazla genişletiyoruz” anlamı taşımaktadır. bilimin varmış olduğu sonuç da aynıdır.

    eski tefsirlerde ne yazdığına bakalım.

    “göğü genişletiyoruz" ibn zeyd [ez-zadul-mesir tefsiri]

    yine ibn kesir tefsiri olarak bilinen ve 14.yy'da yazılmış olan eserde, zariyat suresi 47.ayeti "göğü gücümüzle biz kurduk ve muhakkak ki biz genişleticiyiz" şeklinde çevrilmiş ve şu bilgiler verilmiştir: "ve muhakkak ki biz genişleticiyiz. onun köşe bucaklarını genişlettik. biz göğü, güç ve kuvvetimizle yükselttik. şüphesiz ki bizler o göğü genişletenleriz.”

    [taberi tefsiri] âyetten maksadın, ”gökyüzünü genişleten" olduğunu ifade ediyor. [ruhul beyan]

    at-tabarani tefsiri, (yıl 970) “evreni her yöne genişletiyoruz”

    maturidi tefsiri, “göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz genişletmekteyiz”

    imam gazali tefsiri, "göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz”;

    beydavi tefsiri, “göğü kuvvetle bina ettik ve gerçekten biz, elbette genişletenleriz"

    nesefi tefsiri, “biz, göğü kudretimizle yükselttik ve biz onu genişleticiyiz"

    kurtûbî tefsiri, “ve biz göğü kudret ve kuvvetle bina ettik ve muhakkak biz genişleticileriz"

    ed-durul-mensur tefsiri, “göğü elimizle biz kurduk ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz"

    ebussuud tefsiri, "göğü elimizle biz kurduk ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz"

    ilk tefsir olan mukatil bin süleyman’ın tefsirinde de bu mana verilmiştir. “sema'da da bir ayet vardır (delil) biz onu bir eyd {yani, kuvvet} ile bina ettik ve muhakkak biz genişlik verenleriz.

    "göğü sağlam yaptık ve biz genişleticiyiz." [vahidi tefsiri]

    “göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz.” [ibn kayyim el-cevziyye tefsiri]

    “sema ki onu kudret, kuvvet ile bina ettik. gerçekten biz genişlik vereniz.” [ibn arabi tefsiri]

    burada alıntı yaptığım tefsirlerin hepsi 1929’dan önce yazılmıştır.

    gördüğünüz üzere inançsızların mantıksız itirazları çökmekte ve karaya vuran balinalar gibi biçare oldukları ortaya çıkmaktadır.

    rahman ve rahim olan allah'ın yüce adıyla!

    fussilet 53: onlara dış âlemdeki ve kendi içlerindeki âyetlerimizi/doğa kanunlarını ileride göstereceğiz. böylece kur'ân'ın gerçek olduğunu anlayacaklardır. rabbinin her şeye tanık olması onlara yetmiyor mu?
2633 entry daha
hesabın var mı? giriş yap