• ilk basımı 1968 yılında yapılan ve bülent ecevit tarafından kaleme alınan kitap, süleyman demirel'in başbakan ve adalet partisi başkanı olduğu dönemde hazırlanan bütçe tasarısını eleştiriyor.

    68 bütçesinde 1975 yılına kadar ülkenin dış yardıma muhtaç olmaktan kurtulacağı hedefi konmuş ama bu hedef tutmamış tabi. milli gelirin artacağı hedefi gibi.

    eleştirilerini rakamlarla destekleyen ecevit, devlet planlama teşkilatı'nn resmi raporlarından örnek vermiş: ''...türkiye nüfusunu düşük gelirli yüzde 80'i, milli gelirden yüzde 43 pay alırken yüksek gelirli yüzde 20'si, milli gelirden yüzde 57 pay almaktadır.

    milli gelirden yarının altında pay alan , düşük gelirli yüzde 80 nüfud ise , türkiye'nin en çok çalışan , en çok yorulan, milli gelir artışına en çok katkıda bulunan insanlarından, köylü ve işçisinden esnafından, memur , subay ve öğretmeninden meydana gelmektedir...'' sf 46.

    gerçi aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen bu rakamların hala en azından oran olarak varlığını sürdürmediğini iddia edemiyoruz.

    enflasyonun, hayat pahalılığının arttığından da yakınan ecevit ''...dar gelirli vatandaşlar acaba sayın başbakan'ın vaktiyle söylediği 'pahalılık sıhhat alametidir.' sözünü hatırlayıp avunabilecekler midir?..'' demiştir ki insanın ''laf ola beri gele'' diyesi geliyor.

    adalet partisi'nin vakti zamanında bunun gibi acayip lafları, vaatleri olmuş. misal '' her şoföre bir vasıta'' gibi ecevit'in tabiriyle '' fantazi niteliğinde, ciddiyetten uzak vaatler'' ( sf 25)

    tarıma, çiftçiye, köylüye yeterince destek verilmediğinden yakınan ecevit, köylüler arasında kooperatifleşmenin önlenmesi için dile getirilen ''...bulgaristan'da kooperatifçilik var. bulgaristan komünist. öyleyse, köylü kooperatifleştiği takdirde biz de bulgaristan gibi komünist oluruz.'' zırvasını eleştiriyor haklı olarak ''...böyle bir mantık şu noktaya kadar götürülebilir. bulgaristan'da güneş doğudan doğar. bulgaristan komünisttir. öyleyse güneşin doğudan doğduğu her ülke komünisttir.'' sf 109

    toprak reformuna şiddetle karşı çıkan bir büyük toprak ağasının , köylünün, çiftçinin haklarını koruyacak en büyük kuruluşun, türkiye ziraat odaları birliğinin genel başkanı olmasını da eleştiriyor ve bu zatın biriliğin 9 şubat 1968'deki genel kurul toplantısında ''...türkiye'de her vatandaşın yılda ortalama 250 kilo ekmek yemesi bir lükstür, israftır. halbuki öteki ülkelerde bu miktar çok düşüktür. ekmekten yapacağımız tasarrufla memleketimize önemli sayılabilecek döviz getirebiliriz.'' sf 176. demesini yerden yere vuruyor. ''...zenginlerin lüksünden, asıl döviz kaybına sebep olan lükslerinden en küçük ölçüde bir kısıntı yapılmaya kalkışıldığı vakit, türkiye'de servet düşmanlığından komünizme yol açıldığından söz edilir. ama fakirin lüksü olan ekmeğe kolaylıkla el uzatılır...''

    işte böyle demirel iktidarının memleketi nasıl batırdığını, paraları nasıl çar çur ettiğini, kendi ceplerini doldururken halkın cebini nasıl boşalttığını anlatan bir yergi kitabı.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap