5 entry daha
  • yazmayayım diyordum ama yazacağım şimdi, kurt var duramıyorum.
    birincisi olayları başından beri takip ediyorum.
    kaan koç'un da yazılarını mütemadiyen takip ediyorum, daha önce belirttiğim gibi. uzun zamandır hürriyet'le pek aram yoktu, ama bu aralar alper dülgerci, feyyaz ve kaan koç'la birlikte farklı bir ivme kazandı gibi geliyor bana. ercan saatçilik falan değil bu, sadece birçok gazeteyle birlikte okuyorum işte neyse..
    kaan koç şöyle bir şey demişti kasımpaşa maçında, sitede de var; kasımpaşa'nın futbolunu övdükten sonra "ve yılmaz vural, fenerbahçe'nin bu maçtaki tek yaraatıcı oyuncusu alex'i de antifutbolla -haklı ve doğru olarak- kitleyince fener'i bitirdi." demişti.
    attila gökçe ise, bir futbolcuyla ilgili bu sözü "vaaaayyy koç'um!" gibi kahvehane ağzı ve aşağılar bir başlık attığı yazısında baştan aşağıya çarpıtarak vermişti. yani attila gökçe'nin yazısında kaan koç, bütün kasımpaşa'ya antifutbol oynatıyormuş gibi yazılmıştı.
    bunun üzerine de kaan, o malum sert ve cesur yazıyı yazdı.
    yanlış mıydı?
    birkaç gün üzerine gittiler, linç kampanyası gibi... çünkü kaan koç, hiç tanımam kişiliği nasıldır bilmem ama dik durmuştu. herkesin beklediği "el etek öpme seansı, büyüğün yalan da sölese eğil yavrum" olayına girmeden net bir şekilde kendini ortaya koydu.
    şimdi de "elinin şiiriyle futbola bulaşmasın" diyor bazıları. ulan kabzımalından doktoruna kadar hiçbir yazı gücü olmayan, yazma yeteneği bulunmayan ve yazdıkları tek "metin" ilkokul kompozisyon ödevi olan insanları okuduk şimdiye kadar.
    bırakalım da yazı yazmayı seven, buna ömrünü adamış insanlar yazsınlar. "gitsin gerekirse kondüktörlük yapsın" diyor aynı kişiler.
    vay be... vay anasını satayım. adam aç kalsın, ağzı koksun. çünkü şairin sefili makbuldür değil mi?
    o devirler de geçti be kardeşim.
    ben çok gördüm, bir araba aldı diye taşlanan şairleri. neden? "şairler arabaya binemez, parası olamaz, yalın ayak yürüsünler!"
    aslında burda kaan koç, biraz nesneleşiyor. şairler köşelerinde böcek gibi yaşasın deniyor. mesele de bu.
    eğer adam tarafsızsa, kaan ya da başkası, farklı ve gördüğüm kadarıyla bilgili şeyler yazıyorsa hiçbir şeyin önemi yok babuş!
    yazar!
    hele ki, ekşi sözlük gibi genç ve kültür düzeyi yüksek bir ortamda, eğer biz gençler aramızdan birilerinin bir şeyler yaptığını görüp paçasına yapışıyorsak ayıp. varsa bir ahlaksızlığı söyleriz. ama önyargılarımız varsa, farkında mıyız acaba, o önyargıları biz kendimize karşı beslemiş oluyoruz.
    adam 23 yaşında, jurassic park'a girip dinazorların karşısında dik durup bütün cesaretiyle bir nevi "gider" yapmış...
    23 yaşında, hürriyet'te yazıyor.
    it gibi kıskanıyorum evet, ama bu benim vicdansız olmamı sağlamıyor.
    hele ki spor dünyasındaki çeteleşmelerden, gençlerin başının hemen ezildiğinden, 3 kuruşa ruhunu satan muhabirlerden tiksinti gelmiş biri olarak...
    buna benim lüksüm yok.
    eğer bu tip insanları kıskanıp bok atarsam biliyorum ki elimden giden kendi gençliğim ve kuşağım olacak.
    kendi kuşağımı ve yaşıtlarımı yok etmek istemiyorum.
34 entry daha
hesabın var mı? giriş yap