929 entry daha
  • arkasi saglam olmayan vatandasina, basi beladayken sahip cikmayan bir ulkeymis...

    yaklasik bes aydir phuket, tayland'da kucuk bir dalis okulunda calisiyordum. bilmeyenler icin ortami biraz ozetleyeyim; phuket kucuklu buyuklu sahillerin dibinde olusturulmus kasabalarin birlesimine verilen isim, yani ne kadar kum varsa o kadar bina var ve orasi bir kasaba, sonraki kumlukta tekrar evler ve tesisler basliyor ve orasi da diger kasaba. aralarinda genelde yedi sekiz km gibi bir mesafe var. benim bulundugum sahil, kamala beach, gercekten cok kucuktu ve dalis turizmi diger sahiller kadar gelismemisti, toplam uc adet dalis okulundan bir tanesiydik ve neredeyse tum kitalardan birer calisanimiz vardi, diger okullarin bir tanesi tamamen almancaya odaklanmis ve alman musterilere hitap ediyordu, sonuncusu ise tayland'lilarin islettigi, yeri itibari ile de gercekten cok sapada kalan bir okuldu ve neredeyse beste birimiz kadar is yapiyorlardi. tayland'da uc dolar icin adam kestikleri ve calisan yabancilardan nefret ettikleri gibi sehir efsanelerini duymus ama yahu dalis sektoru her ulkede karma milliyetlerden olusur, diger is kollari icin konusuyorlar herhalde diyerek onemsememistim...

    bir onceki sezon gunde on-on iki musterisi olan okula degisik acilimlar getirdik, otellerle anlastik, reklam calismalari yaptik ve sezon basindan itibaren her gun iki tekne ve otuz kadar musteri yarattik. gel zaman git zaman sistemi iyice oturttuk ve adanin en iyi calisan okullarindan birisi olduk. patron ise calisma izni konusunda once non-immigrant viza almamiz ve daha sonra calisma iznine basvurabildigimiz icin isi salliyor, non-immigrant vizelerin son haftasina kadar isi uzatiyordu, (adam basi 20.000 baht yani 700 dolar odemesi gerekiyordu) herhangi bir sikinti da yasamadigimiz icin biz de pek umursamiyorduk.

    derken bazi gariplikler olmaya basladi. her sabah tekneyi yuklerken bir polis araci da sahile gelip bizi izliyordu, sabah sahili rutin kontrolleri zannettik ilk basta ama bir gun aractan inip tam ekipmanlari kurarken fotograflarimizi cekmeye basladilar. o sirada hemen patronu aradik, geldi, polislere corba paralarini verdi ve bir kac gun ortalikta gozukmediler. her carsamba kamala'nin en buyuk oteli olan sunwing resort'a 300 kisilik isvecli kafile geliyordu ve saliya kadar kaliyorlardi, bir persembe aksamustu yine yaklasik yirmi adet kurs satmis patron; bu sezon isler super, bu aksam sizi patong beach'e goturucem, krallar gibi eglenin diye bir jest yapti. kanada'li bir egitmenin de son uc gunuydu hem onun da veda partisi olur gibi bir gazla hebele hubele patong'a gittik.

    neyse gece yenildi, icildi derken geri donus yolunda trafik cevirmesine yakalandik, herhangi bir sorun yoktu fakat sarhos arkadaslardan bir tanesi sabah erkenden calisicaz, hadi birakin da gecelim diyince isin rengi bir anda degisti. calisma izinlerini goreyim diyen memur herkesin ayilmasini sagladi. tum sirkette sadece iki kiside calisma izni vardi. karakola gittik, calisma izni olanlar polis esliginde ofise gidip belgelerini gosterdiler ama biz got gibi ortada kaldik. daha onceden de fotograflarimiz cekildigi icin orada calistigimiz alanen ortaydi. kanada'li arkadas hemen ailesini aradi ve kanada buyukelciliginden sabaha bir gorevli gelerek onun tum islemlerinde yardimci oldu, bense yahu olayi buyutmenin anlami yok, o nasil olsa uc gune gidecek ben daha buralardayim ne diyorlarsa yapayim diyerek hic sesimi cikarmadim, nezarete girdim ve uyudum. dedigim gibi sabaha kanada'li arkadasi cikarttilar, sagolsun elcilikten gelen arkadas benim icin de cok ugrasti ama adamlar nuh diyor peygamber demiyorlardi.

    araya haftasonu girdigi icin pazartesi gunune kadar nezarette kaldim. tayland'da hukuk "sucsuz bulunana kadar suclusun" ilkesi ile calisiyor, yani mahkeme salmadan polisler seni tuvalete bile gondermiyorlar. pazartesi sabahi mahkemeye sevk edildim, mahkeme binasinin bodrumunda kafesler var ve bir tanesine beni koyup ayaklarima pranga taktilar, yaklasik olarak elli kadar daha tayland'li mahkum vardi benim bulundugum kafeste, neyse saat bes oldu ve beni hala durusmaya almadilar, senin dosyan yetismedi bu gece burada kalacaksin yarin bakicaz dediler, isin sonunda sadece bir miktar ceza odeyip sinir disi edilecegimi bildigim icin cok rahattim, bir gece daha ne olacak diyip, yine sustum.

    ertesi gun aksamustune dogru beni mahkemeye aldilar, 14.500 baht ceza odeyip, tahliye belgelerimi aldim, tam mahkemeden tum emanetlerimi toparlayip cikicam bir memur geldi ve senin vizen dun bitmis benimle immigration'a geliyorsun dedi, neyse dedim bi hal yol caresi buluruz orada, immigrationa girdigimiz anda beni yaklasik yuz kadar kacak burma'li isci ile birlikte bir kafese koydular ve kimse o gun suratima bile bakmadi, kime seslendiysem arkasini donup gitti. bu arada ne mahkemede ne de immigrationda ne bir su verdiler ne de yiyecek bir sey ki hava sicakliginin 40 derece oldugunu ve o kadar kalabalik bir ortamda oldugunuzu dusunun.

    sabah immigration yetkilisi geldi ve ucak biletin nerede diye sordu, dedim almadim ki, o zaman alana kadar burada kalacaksin dedi, mantik hatasi var buradayken nasil alabilirim diye sordum, almak istiyorsan kolay dedi, anladim ki bi ucak parasi once arkadasa toka edecektim, tamam dedim, 30.000 baht yani 1.000 dolar para verdim, tamam simdi git on buroya visa extension'ini yapsinlar da baska bir polis seni yakalarsa ucak gunune kadar basin belaya girmesin ben telefon ediyorum iceriye dedi. iceride bir 20.000 bahtimi daha aldilar. (neden boyle kolay verdin diyecek olursaniz; almadan once ananizi sikene kadar mental iskence yapiyorlar, bitsin de isterlerse gotumu siksinler raddesine geldiginizde de, su kadar para ver elini kolunu salla git diyorlar, o ruhu haliye ile para hesabini falan yapamiyorsunuz zaten...)

    cebimde en son 26 baht kaldi ve kamala'ya geri dondum. patron calisma izni ile ilgili sikinti yasadin seni artik calistiramam diyerek isime son verdi. neyse dedim bangkok'a gideyim buyukelcilik ile konusayim, ne de olsa onlar bana yardimci olurlar.

    otostop cekerek 1.400 km yol katettim, otoban kenarinda uyudugum da oldu, butun gece otostop cektigim araci kullandigim da. otostopcuya saygilari buyuk hemen aliyorlar o yuzden nesem yerine gelmisti, hapisten ve prangadan kurtulmus, degisik bir macera ile yolculuk yapiyordum, neyse cumartesi aksam ustu elcilige ulastim ama o da ne; kapali, neyse dedim sikinti yok her sey iyi guzel, bekciden rica ettim bir gorevliyi aradi, o abi gelip beni kendi cebinden bir otele bir gece yerlestirdi, gucum bu kadar kusura bakma, vatanda ailemin cok borcu var ne kazaniyorsam oraya gidiyor diyerek derdini anlatti, dedim ben uc haftadir ilk kez yatakta yaticam, senin canin sagolsun.

    pazar gecesi elciligin onunde sabaha kadar tayland'li bekci ile kahve mahve derken zamani gecirdik. derken elcilik acildi, tam iceri giricem bir bayan geldi ve kusura bakmayin ama sizin konunuzu duydum, size hicbir sekilde yardim edemeyiz dedi. bakin ben ladyboylar ile bu parayi yemedim, param da calinmadi, resmi belgesiyle hapis yattim, mahkemeye ciktim, beraat ettim, vizem bitti, vizeyi tazeleyip geldim. ben buraya askere gitmeden once uc kurus para yaparim da askerde onlari harcarim diye geldim, kari kizla para yemeye degil diye haftalarin verdigi gazla biraz sert cikinca bu sefer aileniz ile baglantiya gecin iyi gunler dedi ve iceri gitti. bense ulkemin elciliginin kapisindan dahi iceri adimimi atamadan resmen kovuldum...

    o sirada askerlik ertelemesi icin orada olan bir turk vatandasi konusmalari duyup yanima geldi ve bana biraz para verdi, onunla internet kafeye gidip ailemle baglantiya gectim, bir miktar para gonderebildiler cunku onlarin da durumu yok. zaten iste sorun da burada onlarin da durumu yok!!!

    ozet: basim beladayken (3 haftadir dogru duzgun bir sey yememis, icmemis, uyumamis, ayaginda pranga ile hapis yatmis, islak beton zeminde uyumak zorunda birakilmis beni) elciligin kapisindan daha sokmadilar...

    simdi geri donunce beni askere alacaklar ve hadi bakalim bu vatan icin gozunu kirpmadan "ol" diyecekler, annem de "vatan sagolsun" diyecek...

    edit ve not: bangkok buyukelciligi ile yaptigimiz gorusmelerimizde, konunun yanlis anlasilmis oldugunu ve tekrar degerlendirmek icin pazartesi gunu beni beklediklerini soylediler...

    haydi hayirlisi, insallah...

    pazartesi gorusme sonrasi editi:

    evet arkadaslar, tayland buyukelciligi ile tekrar gorustum, dilekcemi yazdim lakin; once disisleri bakanligi'ndan daha sonra da maliye bakanligi'ndan onay alirsa (ki en azindan 15 gunluk bir surecten bahsediliyor) ucak parasi odenebilirmis.

    ne yerim ne icerim, nerede kalirim sorularima ise "allah yardimciniz olsun" cevabini aldim...

    bu arada entryimi okumuslar; "vergilerimle o kadinin maasi odenecek" lafima cok bozulmus (ki daha sonradan agir oldu diye editlemistim o kismi), iki kurus maasi varmis, ona da laf soyluyormusum...

    carsamba ssg gorusmesi sonrasi editi

    evet, su an ssg cuma gunu icin biletimi almis durumda, vizeasim ile ilgili rakami da ayarlayabilirsem cumartesi gunu allahin izni ile istanbul'a inmis olucam. artik bi lahmacun soylersiniz...

    cumartesi atatürk havalimanı inisi editi

    allahın izni ile sağ salim iniş yaptım... herkese çok teşekkür derim.
13974 entry daha
hesabın var mı? giriş yap