pera

• istanbul alınmadan önce, galata surları dışında evler ve mahalleler yoktu. birkaç mezarlıkla, bağlar ile tarlalar ve bunlar arasında manastırlar bulunuyordu. keşişler inzivaya çekilmek için buralara gelirlerdi. söz konusu manastırların bazılarının kalıntıları bugün kadirhane tekkesi ile galata mevlevihanesi’nin altındadır. bu bölge geçmişte “öte / karşıyaka” anlamına gelen “pera" ya da "peran bağları” olarak biliniyordu.
  türklerin ikamet için tophane’den kasımpaşa’ya ve pera’ya kadar uzanan geniş bir alanı tercih etmeleriyle, pera’nın veya türklerin deyimiyle beyoğlu’nun tarihi başladı. pera’ya beyoğlu adını türkler vermişti. beyoğlu adının nereden geldiğiyle ilgili şöyle bir rivayet bulunuyor: “fatih sultan mehmet, trabzon rum devleti’ne son verdiği zaman (1416) imparator david komeneos ile bütün ailesini istanbul’a naklettirir. komeneos’un oğullarından biri islamı kabul ederek bügünkü tünel civarında ikamet etmeye başlar; bu prens yüzünden buraya beyoğlu adı verilir.”