7 entry daha
  • türkiye'de yok. s'si, s'sinin kıvrımı dahi yok.

    felçli bir adam var elimizde. ayağa kalkamayacak kadar hasta. ateşi 40. ayağı da kangrene dönmüş. eve gelen doktor kesilecek diyor. acil hastaneye gitmemiz lazım.

    112 aranıyor. onlar biz gelemeyiz, durum acil değil, biz ölümcül vakalara bakıyoruz, siz hasta nakil aracını arayın diyorlar. eyvallah diyoruz, verdikleri telefonu arıyoruz, büyükşehir belediyesi bizim böyle bir hizmetimiz yok diyor. onlar da başka bir numara veriyor, burda bilmemne servisi eve araç yolluyor diyor. bilmemne servisini arıyoruz, ordakiler de "eskidendi abla o yeaaa, artık yok araç, taksi çağırsanız ya?" diyorlar.

    günüm aydınlanıyor gerçekten. ben nasıl düşünemedim 20 senedir yatalak olan, ateşli, baygın, ayağı açık yaralı, kangrenli, 100 kiloluk babamı taksiye bindirmeyi? vay anasını. analar neler doğuruyor.

    evde hasta bakıyoruz diye bangır bangır reklamlar dönüyordu ya bir ara televizyonlarda..
    hah, o servisi arıyoruz şimdi de. önce ilçenizdeki bilmemne hastanesine kayıt yaptırmanız gerekiyor diyorlar. eyvallah deyip koştur koştur kayıda gidiyoruz. sonra tekrar numarayı arayıp eve doktor istiyoruz. biz size döneceğiz diyorlar. aradan 6 gün geçiyor, ses seda yok. dönen tek şey bizim nevrimiz.

    sonra bir başkasından duyuyoruz, ilçe bilmemne bilmemnesinden de evde sağlık hizmeti sunuluyormuş. arıyoruz. ilgileniyorlar. sonra aylık gelirimizi soruyorlar. söylüyoruz. biz asgari ücret altında geliri olanlara bakıyoruz, siz özele gidin diyorlar. neyse parası verelim, ya da ilgilendiğiniz başka hastaların giderlerini biz karşılayalım, yeter ki gelin hastamıza bakın, bizim halimizin parayla ilgisi yok, adamı dışarı çıkartamıyoruz diyoruz, gülüp geçiyorlar.

    aradan bir hafta geçiyor, başımızı vurduğumuz her taş boşa çıkınca, dört yetişkin erkeğin kucağında zar zor arabaya indiriliyor babam. merdivenli evimize küfrede küfrede.

    tam üç devlet hastanesi geziyoruz. her gittiğimiz bizi bir başka yere yönlendiriyor. acildeki doktor polikliniğe, poliklinikteki acile, acildeki küfreder gibi evimize yönlendiriyor bizi. doktorların gözündeki tiksinir ifadeyi anlatmaya ise kelimeler yetmez. içinde zerre insan sevgisi taşımadığına yemin edebileceğim sağlık çalışanlarından medet umuyor, kapısını her çaldığımız doktordan azar işiterek geri dönüyoruz evimize.

    devlet öl diyor vatandaşına.
    burda sana yerim yok diyor. geber diyor, ananı mı alırsın, yedi sülalenle mi gidersin, tek mi gidersin bilmem ama nereye gidersen git, başının çaresine bak diyor.
    bir doktoru "bu hastanın mutlaka hastanede olması lazım, evine giderse ölür." diyor, ama hastaneye yatışı yapılamıyor. "ne olacak peki" diyoruz. silkinen omuzlar görüyoruz.

    iflahım kesiliyor. soluğum kesiliyor. defolup gitmek, başka bir yere yerleşmek, hasta babamın hasta muamelesi görebileceği, uyuz köpekler gibi kapılardan tekmelenmeyeceği bir ülkede yaşamak istiyorum.
73 entry daha
hesabın var mı? giriş yap