7 entry daha
  • her ne kadar şimdilerde dünyevi bir anlamı olsa da çile aslında tasavvufi bir kavramdır. nefis terbiyesi amacıyla yapılan bir masivadan el etek çekme eylemidir. her ne kadar tarikatlara göre değişse de çile, aslında kırk günlüktür. zaten kökeni farsça "kırk" anlamına gelen "çihle" sözcüğünden gelmektedir. çilekeş, çilehaneye girer. tuvalete gitmek, abdest almak gibi ihtiyaçları dışında bu odadan çıkmaz. ilk gün çilekeşe yalnızca kırk zeytin verilir sonra her gün için bir zeytin azaltılır. son gün tek zeytin verilir. çile bitince içeride hissettiklerini, rüyalarını şeyhe anlatır. şeyh de bu anlatılanlara göre yeniden çileye girip girmesine karar verir.
    aslında çile çekmek, günümüzde değişik bir formatla devam etmektedir. bbg evi, modern bir çilehanedir. eskiden içe dönük bir toplum olduğumuz için kendimizi kendimiz gözetliyorduk ancak başkaları acaba bu yaptığıma ne der diye düşünen öteki yönelimli modern toplumda ise biri bizi gözetliyor. bbg tarikatının vaad ettiği maddi huzuru elde etmek için yola koyulan yarışmacı-dervişler, şeyhlerin ince eleyip sık dokumasıyla 15 kişiye indirilir. çilehaneye giren dervişlerin önceleri yemek problemi olmaz, bol bol yemek yerler ve yalnızca maddi ihtiyaçları için dışarı çıkabilirler. ancak yarışmanın sonuna gelindikçe yiyecekler de azalır. sıkıntılar artar. sonunda rekabete dayalı sistemin dervişleri, yol arkadaşlarının çilesini erken bitirmek yoluyla ayakta kalabilirler. sonunda birisi çileyi tamamlar. çileyi tamamlasalar da tamamlamasalar da dervişler, yaşadıklarını şeyhlerine anlatır. genellikle çileden memnun kalmayan şeyhler yeni bir çile olarak dervişlerden şu sorunun cevabını bulmasını ister: orada neler oluyor? şu bir gerçektir ki vitrinde yaşamak eskinin çilehanesinde yaşamaktan çok daha zordur. sözün özü bbg, kırk güne indirilsin diyorum.
87 entry daha
hesabın var mı? giriş yap