8 entry daha
  • videoyu baştan sona izledim. haklı bulmadığım yanları yok değil. (eylemcilerin tarafındayım, onu belirteyim)

    ama adam daha videonun en başında haksız. "ben müslümanım, benim yanımda sevgilinizle yiyişemezsiniz" diyor örneğin. müslümanın yanında yiyişmemek benim boynumun borcu değildir, müslümanın özgürce ibadetini yapmasını sağlamak benim boynumun borcudur. müslümana saygı göstermek hayatımın tamamını müslümanlarla aynı hareketleri sergilemekse hani benim özgürlüğüm? yani sırf müslümanlar da seyahat ediyor diye metroda hal ve hareketlerime neden islami bir çeki düzen vermek zorundayım? bu durumda görmek istemediğini iddia ettiği baskıyı kendisi göstermiş olmuyor mu?

    yani fena halde elmalarla armutları karıştıran birisi. fakat bunu yadsımıyorum, çünkü dindar diyalektiği budur ve olayları sadece kendi özgürlük skalasına göre belirlediği ve ona göre bir dünya talep ettiği için bundan farklı düşünmesi de imkansızdır. zaten temel sorun özgürlük sorunu değildir, reformunu tamamlayamamış islam sorunudur. bu video da bunun apaçık ıspatıdır. islamın tedrisatından geçmiş ve bugün ortodoks islamın kendisine dayattığı hayat görüşünü zerre aşamamış kişilerin hepsi bu arkadaşla aynı şekilde düşünüyor. (antikapitalist müslümanlar veya benzer oluşumlar bu değerlendirmenin dışında çünkü onlar zaten ortodoks islamın dayattığı diyalektiği aşmış durumdalar ve daha özgürlükçüler)

    haklı bulduğum yanlarına da geleyim;
    ne kadar reddedersek edelim, ne kadar yadsırsak yadsıyalım; türkiye'de muhafazakarların da baskı gördüğü bir dönem olmuştur. ve o dönem içinde masumca hak arayışlarının karşısında duran (örneğin başörtüsü özgürlüğü gibi) fakat bugün hak arayanlar oturup özeleştiri yapmak zorundadır. benim o açıdan vicdanım rahat, hiç bir yasağın yanında yer almadım. işte bu dindar şahsın da bilmesi gereken şey şudur ki o zamanlar dindarlarla omuz omuza onların özgürlükleri için mücadele eden adamlar (yani benim gibiler) bugün taksim eylemcileriyle de aynı omuz omuzalığı, aynı direnişi sürdürmekteler. fakat işte bu arkadaşın islami kafa yapısı bunu anlamasına izin vermiyor, vermeyecek. çünkü din; özgürlükle arasına "allah"ı sokar ve allah'ın olduğu yerde özgürlükten söz edilemez.

    edit;
    şunu es geçmişim; ekleyeyim. arkadaş şöyle bir cümle kuruyor "oruç tutmayabilirsin, sana saygı duyuyorum, allah hidayet versin".
    işte bu zihniyetin anahtarı "allah sana hidayet versin" cümlesinde yatıyor. "allah sana doğru yolu göstersin" demek; alenen "sen yanlış yoldasın" demek değil mi? ve bu şekilde sen benim yoluma hiç bir delilin olmadığı halde "yanlış" diyerek bana hakaret etmiş olmuyor musun? işte budur asıl mesele. ve ben ne yazık ki kendi çevremden de çok duyuyorum bu lafı. bunu diyenler bana hakaret ettiklerinin farkında değiller, tam tersine benim için dua ettiklerini sanıyorlar, karşılığında da "amin" dememi ya da en azından müteşekkir olmamı bekliyorlar. terslendiklerinde ise çok şaşırıyorlar çünkü bunu benim iyiliğim için yaptıklarından o kadar eminler ki bunun böyle olmadığını, tersine "allah hidayet versin" derken bana hakaret ettiklerini anlatmak çok zor oluyor. çoğu kez de anlamıyorlar, anlamayacaklar.
    (neyse, biraz kişiselleştirdim bu edit'le beraber ama demek istediğim; bu arkadaşın beyanatlarının tamamı türkiye'nin ortodoks müslümanlarının tamamının özetidir. ve bu prototip türkiye müslümanlarının kopyasıdır. ne bir eksik, ne bir fazla)
819 entry daha
hesabın var mı? giriş yap