97 entry daha
  • magic mushroom'u tek cümleyle açıklayacak olursam beyni overclock etmektir diyebilirim. bu tüm nörolojik aktiviteyi beyindeki uzun vadeli işlemlerden ve hafızadan alıp anlık işlem yapan düşünsel ve duyusal kısımlara aktararak olur.

    insan beyninin uzun vadeli işlem yapabilmek çeşitli mekanizmaları vardır.

    beyin öncelikle beş duyudan aldığı veriyi bastırır ve ayrıştırır. aynı anda 5 ses birden duyuyor olabilirsiniz, ancak birine odaklanırsınız. şu an görüş açınızda pek çok nesne var, ancak burada yazan harflere ve onların anlamına odaklanıyorsunuz. bunun yanında bilinç akışınızdan (ve bilinçaltınızdan) aynı saniyede yüzlerce düşünce parçası geçebilir, ancak yarım saat boyunca aynı konu üzerinde kafa yorabilirsiniz. diğerlerini geri plana attığınızdan dolayıdır.

    magic mushroom'un etken maddesi psilocybin'in asıl yaptığı şey bu baskı mekanizmasını baskılamaktır.

    şizofreni vb. bir takım hastalıklarda da benzer etkiler (5 ses varken birine odaklanamama gibi), beynin aynı alanlarında görülür. onların hayatını yaşanamaz şey yapan budur. her gün psilocybin alsanız sizin hayatınız da yaşanamaz olurdu. beyinde bu şekilde bir baskı mekanizmasının olmasının sebebi de aynen budur.

    psilocybin bünyeye alındığında müziği hiç duymadığınız gibi duyarsınız (müzik kulağı güçlü olanlar için mükemmel bir deneyimdir), renkler hiç görmediğiniz kadar parlak ve kontrastlı olur. düşünceler üzerine odaklanamazsınız, bilinciniz oradan oraya akar. bu açıdan tam bir 'anı yaşama' maddesidir psilocybin.

    bazıları magic mushroom trip'i içinde kendilerine veya doğaya dair yeni şeyler keşfederler. bunun sebebi beynin normal yaşam sırasında çok uyarılmayan kısımlarının uyarılıp nöronlar arasında özel bağlantılar kurulmasıdır. bunun yanında bazı şeyler bilinir ancak gerçekten 'hissedilmediği' sürece bu bilginin yaşamımızda pek anlamı olmaz. mesela uzun süredir monoton hayatı olan biri bir yeni bir projeye başlamak istiyordur, bunu psilocybin sayesinde gerçekten 'hissedebilir'. mantar etkisi altında o düşünceyi çok uzun aklınızda tutamazsınız, ancak aklınızda bulundurduğunuz 1-2 dakika içinde 'o anın hakkını vererek', iliklerinizde hissedersiniz.

    magic mushroom'un en büyük riski bad trip buradan doğar. iyi ve faydalı düşünceleri olduğu kadar, kötü ve canınızı sıkan düşünceleri de daha önce hiç hissetmediğiniz gibi hissedebilirsiniz. bu yüzden magic mushroom'u güvende hissetmiyorken, moraller bozukken vb. kesinlikle denemiyoruz.

    işin beş duyusal kısmı, halüsinasyonlar vb. psikolojinizle, nasıl bir insan olduğunuzla vb. çok alakalıdır. psilocybin'in beş duyuya yaptığı taban bir etki vardır. kontrast, odak etrafındaki şekillerin oynaması, gözlerinizi kapadığınızda görebileceğiniz fraktal şekiller vb. gibi. bir de karakterinize göre buna ekleyebileceğiniz şeyler vardır. halüsinasyonlar tek başına psilocybin'in değil, psilocybin ve insan beyninin ortak üretebileceği şeylerdir. biz olaya daha bilimsel, nöropsikolojik olarak bakan insan olan insanlar pek halüsinasyon/ilüzyon görmeyiz. ancak duyu oyunlarından keyif alırız. bizim de halüsinasyon görmemiz için o anlık bilinci de kaybedecek, kim olduğumuzu hatırlamayacak kadar yüksek doz almamız gerekir.

    biz düz adamlar ışığı farklı deneyimlemekle mutlu olalım, güney amerika şamanları ayahuasca'yı (benzer etkiler ancak tam olarak aynı değil), paganlar ise magic mushroom'u (vikings :) ) spiritüel amaçlarla kullanır. zira zaten hangi kafadaysanız mushroom onu güçlendirecektir.

    bunun yanında ışığa maruz kalınca sıcak hissetme, 'renkleri duyma' gibi garip efektler herkeste görülebilir. bunlar da beynin algı merkezinin birbirine karışıp daha önce varolmayan bağlantılar kurmasından dolayıdır.

    psilocybin aslında beyin aktivitesini genel olarak azaltır. etki altındayken beyinde normaldekinden daha az nöron birbirine sinyal gönderir. beynin overclock olmasının sebebi beynin asıl çalıştığı şeylerin (uzun vadeli düşünme, uzun vadeli hafıza, odaklanma vb.) beynin diğer kısımlarını baskılıyor oluşudur. bu şeyler aradan çıktığında geri kalan, o ana dair ne varsa, işte beynin tam da o kısmı 'overclock' olur.

    psilocybin aynı c vitamini gibi 14 gün içinde vücuttan tamamen atılır. saçınızda bile bulunamaz. fazla alınması sadece daha güçlü bir trip yaşamanıza sebep olur. 'overdose' edemezsiniz. magic mushroom'dan kimse ölmez.

    psilocybin 14 gün içinde ikinci üçüncü defa vücuda girerse vücut tolerans gösterecektir. bu durumda her seferinde bir öncekinin iki, üç katı yemeniz gerekir. bu yüzden abuse edilebilecek bir madde değildir. bunun yanında maddeyi çok defa vücuduna alan birinin ufak da olsa toleransı artabilir. tolerans artışı %20'yi geçmez.

    psilocybin'in keyfini çıkarmak için olabildiğince görsel girdi alabileceğiniz bir yerde olmalısınız. gündüz, dışarda, parkta vb. yapmak keyiflidir. doğa içinde, doğal formları inceleyerek geçirilen bir gün gibi. ancak insan içinde olmak sizi sosyal korkulardan dolayı tedirgin edebilir. bu açıdan tenha bir yer tercih edebilirsiniz. bu işin yeri olan amsterdam'da bu işin mekanı (bkz: wondelpark)'dır. psilocybin eşliğinde burası avrupa'nın en iyi eğlence parklarına yeğdir.

    daha önceden birbirini tanıyan kalabalık bir arkadaş grubuyla da keyif verir. psilocybin'in bir etkisi de özellikle ilk 1-2 saatte gelen gülme isteği, veya komik şeylere gülme arzunuzu artırmasıdır. o yüzden ne yaparsanız yapın tribin keyifli geçme olasılığı yüksektir. bu ayahuasca'da olmayan bir şey mesela. o yüzden kültürde magic mushroom'un daha gayrıciddi, ayahauasca'nın daha spiritüel bir yeri var.

    evde yapacaksanız the fall ayarında bir film eşliğinde tavsiye ederim.

    arkadaşlarla olmak dışa dönmenize, tek başına olmak içe dönmenize neden olur. ikinci durum şu anki psikolojinize göre iyi veya kötü olabilir.

    benim kendi en iyi deneyimim için:
    (bkz: kuzey ışıkları altında magic mushroom yapmak)
204 entry daha
hesabın var mı? giriş yap