4 entry daha
  • 3-4 sene önce arabamızı yenilerken babamla gidip önce sıfır arabayı aldık. sonra eskisini sattık. eskisi satılana kadar bir aylığına filan aşağıda 2 tane arabamız vardı.

    kardeşimle uzun süredir kıyafet ihtiyacımızı karşılamak için avm'ye gidecektik. ben dedim ki "olm gerek yok şimdi otobüs geçiyo zaten, arabayla mı doğduk şurdan hemen binip geleceğiz"

    bindik otobüse gittik aldık bişeyler o indirim şu şort bu tişört, uzun süredir almıyoz filan derken ellerimizde 3'er 4'er torba oldu. yaz günüydü de, sıcaktan alnımdan ter akıyordu arada gözüme kaçıyordu. kolumun içiyle siliyordum. otobüs bekle bekle gelmedi akşam saati. durak dolup taştı, trafik sıkışık zaten. sonra bir otobüs geldi ama, sanki mülteciyiz de başka ülkeye kaçıyoruz gibi. dur dedim binmeyelim. 2. 3. geldi hepsi öyle. en son bindik. otobüsün ön camına yapıştık kaldık. ilerleyecek yer yok. şöför "ayağınız sıkışmasın kapatıyorum ayaklara dikkat kapı kapanmaz" diyor.

    benim tutunacak yer yok yukarıdaki demire tutundum direk. önümdeki kısa boylu ve ter kokulu adam kafasını göğsüme yaslıyor gibi olmasın diye hazırolda duruyorum. artık sırtım ağrıyordu ve klimanın üflemesini kafama getirmeye çalışıyordum. otobüs çok sert gaz fren yapıyor sırtım belim mahvoldu. insanlardan sürekli öff pöff diye sesler, şöfor aşağıya bağırıyor "yok kardeşim arkadakine bin yer yok görmüyo musun nasıl açayım kapı açılmıyor" o sırada arkadan bağırıyorlar "kapı açılmadı kaptan" falan. bildiğimiz otobüs manzaraları işte. yıllarca bindim her türlü rezilliği gördüm yaşadım ama o günkünü unutamıyorum. neyse otobüs kırmızıda beklerken kardeşime dönüp bakabildiğimde yüzündeki o ifadeyi görünce insanların içinde yarıldım tutamadım kendimi. kulağıma dedi ki "ulan evde 2 tane araba var halimize bak"

    o gün cimriliği bıraktığım gündür.
2505 entry daha
hesabın var mı? giriş yap