sorunsallar (6)
  • sabitlenmiş entry
    son günlerde 20 eylül’de dünyayı değiştirecek gizemli bir olaydan söz ediliyor. bir süredir kafa yorulan farklı ihtimaller verilen bu olay ne çıkar ne çıkmaz muamma ancak 28 eylül’e kadar sürecek, şaşırtacak öyle bir olay var ki…

    20-28 eylül tarihleri arasında yapı kredi mobil’den ‘seyahatim+’ kodunu söyleyerek müşteri olursan geriye sadece 29 eylül’de yapı kredi’den gelecek sürpriz haberi beklemek kalıyor.

    bu gizemli olayı merak edenler için linki bırakıyorum.
  • 19468 entry daha
    • türk sinemasında severek izlediğimiz birçok filmin birebir yabancı filmlerden alınması ilginç. elbette uyarlamaları sayarsak bu çok normal. ancak birebir aynı konulu / sahneli çok film var. ilginç olan orijinal sandığımız bu türk filmlerinin birçoğu ciddi anlamda en sevilen en başarılı türk filmleri olması. daha da ilginci ise, ülkemizde çok az bilinmesine rağmen, kopya aldıkları yabancı filmlerin sinema tarihinin en önemli filmleri olması...

      yani ortada pek gizleyecek bir durum yok. ancak tük filmlerinin de jenerikte bu yabancı filmlerden pek bahsetmediğini de hatırlayalım. yine de aşağıda örneğini verdiğim bu türk filmleri hala defalarca izletiyor kendini. sanım içine bizden bir şeyler katmayı başardıklarından olsa gerek.

      the kid (1921) - garip (1986)

      sokakta bulduğu ve kendi çocuğu gibi onu büyüten kemal sunal'ın bu filmi aslında birebir charles chaplin'in the kid filminden yapılan bir uyarlamadır. jenerikte tabi ki bu durumdan bahsedilmez.

      der blaue engel (1930)- babamız evleniyor (1965)

      sinema tarihinin en başarılı filmlerinden olan der blaue engel / mavi melek ne yazık ki ülkemizde çok bilinmez. ancak babamız evleniyor tv'de oldukça çok gösterilir. sert, zengin iş adamı rolünde vahi öz'ün güzel ve alımlı ajda pekkan'a aşık olması ve bu uğurda her şeyini kaybetmesi aynen kullanılmıştır. hele filmin sonlarına doğru kendini rezil edercesine sahneye çıkması...

      city lights (1931) - en büyük şaban (1983)

      charles chaplin'in bu başyapıtını eğer en büyük şaban'dan sonra izlerseniz yüzünüzde bir gülümseme oluşur. kahramanımız kör bir çiçekçi kıza yardım etmek istemektedir. bunun içinde hayatını kurtardığı ama sadece alkollüyken kendisini hatırlayan zengin bir adamdan yardım ister.

      mr. deeds goes to town (1936) - çarıklı milyoner (1983)

      aslında kemal sunal filmlerinin birçoğu hollywood uyarlaması. ancak tabi üzerine koyduğu bizden oyunculuğunu yok sayamayız. yine de; bir mirasa konup köyden şehre gelen ve onunla ilgili haber yapmak için onu kandıran gazeteci kızın öyküsünün mr. deeds goes to town adlı film olduğunu pek bilmeyiz. orijinal filmde cinderella man olan bizde çarıklı milyoner haline gelmiştir. sahneler neredeyse birebir aynıdır.

      you can't take it with you (1938) - sev kardeşim (1972)

      sev kardeşim defalarca tv'de gösterilen ve çok sevdiğimiz bir film. ertem eğilmez'in yönettiği tarık akan ile hülya koçyiğit'in oynadığı bu filmde özellikle çılgın ev sakinleri unutulmazdır. patlayıcılarla uğraşan adam, gözleri az gören kişi, motor tutkunu genç, hafiften deli anne gibi... 1938 tarihli you can't take ıt with you ülkemizde çok bilinmese de en iyi film oscar'ını alan bir frank capra filmi olduğunu belirtelim.

      gilda (1946) - boşver arkadaş (1974)

      rita hayworth bu filmde zengin kocası ve onun yakışıklı adamı arasında bir aşk üçgeninde yer alır. boşver arkadaş filminde ise selma güneri ve tarık akan'da aynı kaderi paylaşır.

      some like it hot (1959) - fıstık gibi maşallah (1964) / fıstık gibi(1970)

      marilyn monroe, jack lemmon ve tony curtis'in oynadığı, mafyadan kaçmak için kadın kılığına giren iki arkadaşın komik öyküsü aslında ülkemizde defalarca yeniden çekildi. en başarılı olanları ise fıstık gibi maşallah ve fıstık gibi isimleriyle çekilen filmlerdir. her iki uyarlamada da sadri alışık başarılı bir performans koyar.

      the sound of music(1965) - sen bir meleksin (1969)

      sen bir meleksin, 5 oscarlı muhteşem müzikal the sound of music'den neredeyse birebir yeniden çevrimdir. askeri disiplinle çocuklarını eğitmek isteyen bir adamın, defalarca bakıcı değiştirmesinden sonra, yeni birini bulmasıyla başlayan öyküde bazı farklar olsa da, birebir aynı sahnelere de yer verilmiş. babanın çocukları düdükle çağırması, çocukların üniforma giymesi, bakıcının çocuklar tarafından yapılan zorbalıklarının üstesinden teker teker gelmesi ve tabi unutulmaz "do bir külahta dondurma, re masmavi bir dere..." diye ilerleyen parça. bakıcı ve baba arasında gelişen aşkın da aynen kullanıldığı filmdeki tek fark, orijinal filmde siyasi konulara yer verilirken bizde bu konulara girilmez.

      the graduate(1967) - mahcup delikanlı (1974)

      mahçup delikanlı'da tarık akan, the graduate ise dustin hoffman ufak farklılıklar da olsa aynı rolü oynuyorlar. her ikisi de filmde bir kızı çok seviyor. ancak sonradan bu kızın bir akrabasıyla daha önce ilişki yaşadığını fark ediyor. the graduate'de annesiyle, mahcup delikanlı'da ise kız kardeşiyle...

      the sting(1973) - belalılar (1974)

      paul newman ve robert redford'un oynadığı 7 oscarlı bu film, arkadaşlarını öldüren bir mafya babasından intikam almak için, sahte bir kumarhane dolandırıcılığı hazırlayan iki üçkağıtçının hikayesini anlatıyor. cüneyt arkın'lı belalılar filminde de öykü aynen çekilmekle kalmamış, oscarlı film müziği de birebir kullanılmıştır.

      daha neler neler... hem türk hem yabancı versiyonları severek izliyoruz orası ayrı.
    21426 entry daha
    hesabın var mı? giriş yap