erol inelmen
-
verdigi ucuk notlari, "herkes biraz zaman ve emek harcayarak vasat bir proje hazirlayabilir. eger bir proje uzerinde gerektiginden fazla zaman ve ortalamanin uzerinde bir emek harcamissa ogrenci, projenin 1 ile 100 arasi vasat bir not skalasinda degerlendirilmesi o ogrenciye ayip olmaz mi?" seklinde savunmustu zamaninda.
-
bahsedilen yüksek not verme hikayesinin diğer kulaktan kulağa anlatılan versiyonu da şöyledir.
çocuğun tekine sınavdan 1000 verir. çocuk hocaya, bundan sonraki sınavlara girmesem de olur değil mi hocam, der. erol inelmen'in verdiği cevap: "bizde eksi notlar da var yavrum" -
dersine ilk girildiğinde geç kalma, ödevi yetiştirememe gibi konulardaki sertliğinden dolayı neredeyse bana kalp krizi geçirtmiş bir hocadır kendisi. ama daha sonra dersini ciddiye alıp ödevlerden de 100ün çok üzerinde notlar alındıktan sonra kişi rahatlar.
ilginç bir hocadır ama dersine girenler ne kadar ilginç olduğunu daha iyi bilirler. mesela sınıfa her ders çamaşır ipleri gerip bu iplere mandallarla ödevlerimizi asardık. hatta erol bey kalbinden dolayı rahatsızlanıp hastaneye yattığında biz de bu özelliğine atıfta bulunmak için çamaşır ipi hediye etmiştik ziyaretimizde.
bir de sizi aradan yıllar geçse de nerde görürse selam verir, hal hatır sorar. çok kez otobüsten bana el sallamıştır, ya da saçlarımda en ufak bir değişiklik yaptığımda hemen farkedip yorum yapmıştır. en çok kütüphanede görebilirsiniz erol beyi. kütüphanedeki rastlaşmalarımızda bana her seferinde tezime hala başlayıp başlamadığımı sormasa daha memnun olacağım belki ama yine de lisansın 2. yılında tek dönem ders aldığım bir hocanın şimdi çok alakasız bir bölümde olsam da hala benim gibi sessiz bir öğrencisini hatırlıyor oluşu yüze ufak bir gülümse verir. sözün özü çok ince ve ilginç bir adamdır erol inelmen. -
"ben dunyanin en yasli yardimci docentiyim" diyecek kadar kendisiyle barisik, buenos aires dogumlu egzantrik insan.
-
yüce şahsiyet büyük insan...
kimileri kendisini herkese aa vermesi (evet şaka değil), resimle çizimle uğraştırması, sabahın köründe spam şeklinde mailler atması nedeniyle pek sevmez. ancak erol inelmen kendisine özgü giyim tarzı, söyleyişleri ( efenim çok enteresan öyle değil mi?, evet bu konuyu sizinle uzunca tartışmak isterim vb.) ile yönetim bilişim sistemleri bölümünde herhangi bir dersi aa getirme imkanı bulamayan öğrenci kesiminin büyük sevgisini kazanmıştır. kendisine atılan her maile cevap verir, çalışkandır, sempatiktir. insanlara sürekli birşeyler anlatmak ister. geçmiş yıllardan bahsetmeye bayılır. onu genellikle 43r nin orta kısımlarında rock müzik dinlerken veya sabah saat 9 civarında kapalı yüzme havuzunda görebilirsiniz. -
humans of boğaziçi facebook sayfasında bugün kendisi var. 15 yılı geçmiş ondan ders alalı. biraz kilo vermiş, onun dışında hiç değişmemiş..şöyle anlatmış:
“ailem 55 sene önce arjantin’den buraya geldi. boğaziçi’nde makine mühendisliği okumaya başladım. boğaziçi’ne çok şey borçluyum. yeni bir hayata başlamış gibi oldum. 76 yaşındayım ama bu yüzden 55 yaşında saymalıyım belki de kendimi. 50 yıl önce de hocalığa başladım burada. o zamanlar doktora falan yapmış olmaya gerek yoktu hoca olabilmek için. hocalarımızla ilişkilerimiz de şimdikinden çok farklıydı ben okurken. mesela bir hocam beni almanya’ya götürmüştü. o zamanlar almanya’ya gitmek ne demek? dolar yok, bir şey yok. aldı arabasına gittik. şimdi hocalarınızı ders dışında kaç kere görüyorsunuz? hepsi çok meşgul. zaten artık bilgi almak için hocalara bağımlı değilsiniz. ben mesela, ilaçlarımı, yiyeceğimi alıp bütün gün burada bilgisayardan ders dinliyorum. yanlış anlamayın, hocalar tabii ki önemli ama rehber olma ve kariyer planlama açısından. öğrenciler araştırma yapmalı, projeler hazırlamalı. yani ben eğitimin niteliğine çok önem veriyorum. hatta sizin bu sayfanın bile eğitimle bir ilgisi kurulmalı bence.”
-------------------------------------------------------
“my family moved here from argentina 55 years ago. ı started studying mechanical engineering in boğaziçi. ı owe so much to boğaziçi. ıt was as though ı had started a brand new life. ı am 76 but perhaps ı should count myself 55 years old for this reason. ı also started teaching here 50 years ago. back then, you didn't need to have a phd to teach. our relationships with our instructors were very different when ı was a student. a professor of mine took me to germany for example. ıt wasn't easy to go to germany back then. we didn't have dollars or anything. he took me to his car and we just drove there. how many times a week do you even see your professors outside of class nowadays? they are all very busy. besides, you are not so dependent on your professors to get information anymore. ı, for example, bring my medicines and some food here and listen to lectures from my computer here all day. don't get me wrong, professors are obviously necessary but in terms of guiding you and helping you plan your careers. that is how education should be. students should do projects and conduct research. you see, ı care about the quality of education very much. even this page of yours should have an educational value.” -
humans of boğaziçi son iletisiyle kanayan bir yaramıza parmak bastı; kampüsün en büyük gizemlerinden birinin çözülmesini sağladı, sağolsun.
boğaziçi'ne son 10 yılda dahil olanlar ve kendisinden ders almayanlar için büyük bir gizemdi.
psikolojiden sosyolojiye, nörobilime kadar her konuda yapılan konuşmalara dinleyici olarak katılır ancak hiçbirimiz kim olduğunu bilmezdik. genelde t-shirt, eşofman, spor ayakkabı giyer, kulağında her zaman kulaklığı vardır. konuşmalarda aynı anda hem müziğini hem de konuşmayı dinlediği gibi bir izlenim bırakmaktadır. ne dinlediğini hep merak etmiştim. bir keresinde iyice yanına yanaşıp kulaklıktan sızan sesi duymaya çalıştım. ben klasik müzik filan beklerken, kulaklıktan bayağı rock müzik tınıları sızıyordu.
bugüne kadar konuşmaların tartışma kısmında soru sorduğuna ve hatta herhangi bir zamanda herhangi biriyle konuştuğuna hiç şahit olmadım. ses tonunu da merak ediyorum. "bu adam kim?" diye sorduğum insanlardan pek cevap alamadığımdan kendisi benim için büyük bir gizem olmuştur (since 2008). sanırım bu herkes için de böyleydi. hiç tanımadığım bu kişiye yıllardır müthiş bir sevgi ve saygı beslemiş olduğumu da belirteyim. bu yaşta birinin her konuşmaya gelip yeni bir şeyler öğrenmeye çalışması çok etkileyici. bir de "bütün gün burada[kütüphanede] bilgisayardan ders dinliyorum" demiş. sarılır öperim! sanırım boğaziçi'nden ayrılmadan kendisiyle kısa da olsa bir sohbet edeceğim. biraz çekiniyorum ama mezun olmadan yapılacaklar listemde bu da var. -
bugün vefat ettiğini öğrendiğim boğaziçi üniversitesi yönetim bilişim sistemleri emekli öğretim üyesi.
kaynak -
çok yakından tanımıyorum ama kampüste gördüğümde hep gülümseyen, selam veren tatlı bir insandı. vefat haberini alınca üzüldüm :( mekanı cennet olsun, sevenlerinin başı sağ olsun.
-
bugün vefat haberini aldığım değerli insan.
43r veya 559 c otobüsünde 12 yıl hemen hemen çalışma günlerinin her sabahında beşiktaş'tan etilere kadar sohbet ettiğim yol arkadaşım, ben etiler'de inerdim o rumeli hisarüstü son durağa. bazen sohbet keşilmesin diye son durağa kadar gider geri dönerdim.
ruhu şad olsun.
başında şapkası, yaz aylarında boynunda mendili, boynuna asılı akbili ve kimlik kartı ile hep anılarımda olacak.
başın sağolsun 43r ve 559 c
allah rahmet eylesin.
https://twitter.com/…tatus/1252546821790076928?s=20
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap