• sabitlenmiş entry
    pena (video kanalı)'nın yeni konsepti olan ekşi sokakta’nın altıncı videosu.

    pena’da ekşi sözlük’teki bazı popüler başlıkları sokaktaki insanlara sorduğumuz röportaj videolarına da yer veriyoruz. ekşi sokakta adını verdiğimiz bu yeni seri için seçtiğimiz altıncı başlık eski sevgiliye söylemek istenen şeyler oldu.

    videoyu izlemek için: https://youtu.be/2szyddwsa9k
    • bende aradıklarını bulamadın ama bende bulduklarını çok ararsın..
    • iyi ya da kötü yaşadık biz bir şeyleri, birbirimizin kokusunu çektik içimize nefes diye, yalnız yattığımızda yataklar dar geldi, dokunmadan uyuyamadık, anlatmadan ölmedik. şimdi terimizin birbirine karıştığı o günlerin anısına, biraz borç çıksana bana, elektriği kesmişler amına koyiim.
    • -iyiydik lan!

      (bkz: umut sarıkaya)
    • ayrılırken senden başkası ile olamam dediğimde palavra bunlar üç gün, üç ay sonra unutursun demiştin.
      beş yıl geçti, senden sonra kimseyle çıkmadım.
      seni sevdiğimden değil, sana bağlandığım gibi birisine bağlanıp yine kendi benliğimi, fikirlerimi kaybederim diye korktum.
      özgürlüğüm, kendi kararlarımı uygulayabiliyor olma fikri daha cazip geldi.
      birisinin hayatımı kısıtlama ihtimali ürküttü beni.
      yalan söyleyemem, seni düşünüyorum ara sıra...
      kırgındım sana başında ama artık kızgınım sanırım..
      böyle olmamıza sebep inatçı olmandı diye düşünüyorum..
      neyse geçti artık...
      mutluyum ben..
      senin de resimlerini görüyorum
      yerime bir başkasını koyabilmişsin.. gülümsüyorsun..
      sevindim senin adına..
      mutlu olman dileklerimle..
    • öncelikle (bkz: aşk acısı/@satisfaction guaranteed)

      sana nasıl kızdığımı, senden nasıl nefret ettiğimi tahmin bile edemezsin...

      biliyor musun, sana aldığım yüzüğü kafana atmamak için geçen gün gidip aldığım yere iade ettim.

      ve biliyor musun, geçen gece sırf seni aramamak için, "bir başkasını" aradım.

      sırf sana "gel ne olur" dememek için, onun evine gittim.

      sırf sana "seni seviyorum" dememek için, ona "seni istiyorum" dedim.

      senin suratına atmam gerektiği halde atmadığım, atamadığım o tokadı, onun kalçalarına attım.

      istediğimi aldım ve evet, o da bunu bana seve seve verdi...

      birkaç kere seviştikten sonra, kucağıma uzandı ama senin kadar rahat edemedi...

      çünkü sadece kül kedisinin ayağına uyan o sihirli pabuç gibi, sadece senin başına uygun omzumdaki o çukur...

      ama sen, orada olmamayı seçtin...

      ve aslında senden çok, beni dönüştürdüğün bu şeyden, kin ve öfke dolu bu canavardan, yani kendimden nefret ediyorum...
    • işin garibi seni özlüyorum ama sen özlediğim sen değilsin ve ben kiminle özlemimi gidereceğimi bulamıyorum.
    • bütün sözlükle mi yattın pezevenk, herkes seni konuşuyor?!
    • biz mi? biz hiç "biz" olamadık. her zaman "sen" ile "ben" olduk. hatta du bakayım, biz hep "sen" olduk lan!
    • mutlu değilim.

      bilmiyorum, sen de bakıyor musun benim sağdaki soldaki hesaplarıma, bakıyorsan muhtemelen mutlu olduğumu düşünüyorsundur. halbuki ben insanların beni teselli etmeye çalışmasından, geçer demesinden o kadar çok bıktım ki, rol yapmaya başladım. anlaşılan iyi de rol yapıyormuşum, yıllardır kimse anlamadı.

      öyle çok özlüyorum ki seni, bilsen şaşarsın. ama bilme. hayatını, düzenini kurdun. bilirsen, aklın bir saniye bile bana kayarsa, sana yazık olur. zaten yıllarca seni o kadar çok üzdüm ki, yine üzülmene sebep olmak istemem. seni yine üzersem buna katlanamam.

      her şey için seni suçladığım evreyi geçeli çok oldu. her şey için kendimi suçlamamın üzerinden de epey geçti. artık daha dışarıdan bakabiliyorum olaylara, ikimizin de suçlu olduğu yerleri görebiliyorum. belki senin açından bakabilsem yine düşüncelerim değişir, bilmiyorum.

      hani sana demiştim ya, ben şimdiye kadar hiç pişman olmadım, diye. bu sefer de ol, demiştin hiç düşünmeden. ondan sonra ben o kadar çok pişman oldum ki... ondan önce yaptığım ve pişman olmadığım şeylerin pişmanlıkları da yüklendi sırtıma, kimse görmese de her gittiğim yere götürüyorum onları.

      telefonu alıyorum bazen elime, seni aramak için. biliyorum ki sesini duysam çok mutlu olacağım, ama sonrası ikimiz için de mutsuzluk olacak, benim için dayanılmaz bir mutsuzluk. sırf sana o mutsuzluğu yaşatmamak için vazgeçiyorum aramaktan. ama yine de, doğum günlerinde aldığın tek ve kısa cevapsız çağrı benden geliyor. gerçi, sen bunu zaten ilk seferinde anlamışsındır.

      sana söz verdiğim gibi, kimseyi seni sevdiğim gibi sevmiyorum.
    • - madem kızına adımı koyacaktın niye terkettin ulan beni it?
    hesabın var mı? giriş yap