• gelmis gecmis en iyi kadin vokallerden. duygu yogunlugunu agdalastirmadan sunabilmesi en onemli ozelliklerindendir.
  • bazi meleklerin yeryuzunde yasadiginin kaniti...
  • şu anda ingiltere listelerinde bir numarada olan bayan.
    (bkz: )
    dünyadan ayrılmadan önce 400, ayrıldıktan sonra ise 3000000 album satmış.
  • söylediği bütün şarkılara kattığı hüzün ve eşsiz yorumuyla efsaneler arasına girmeyi haketmiş şarkıcıdır. sedatif etkisi nedeniyle bebek bakımında da şiddetle tavsiye edilebilir. bebeğinizin gazı mı var? alın kucağınıza, sırtını sıvazlarken eva dan 'fields of gold' u dinletin, gaz filan kalmayacağı gibi -aynı sesi siz de dinliyor olacağınızdan- post natal ihtimalini de kendiniz için azaltmış olacaksınız. arada norah jones dinlemek de iyidir tamam ama bebeğiniz buna izin vermeyip sürekli eva' yı tercih edeceğinden, teşebbüs bile etmemenizi öneririm, tecrübeyle sabittir.
    meraklısı için not: yukarıdaki tecrübeyi etmemize yarayan - eva'nın yanısıra mozart, norah jones vs.. dinleyerek büyümüş- bücürün 3 yıl sonra müzik zevkinin ne olduğununa gelince; ilk heyecan duyduğu şarkının 'komple tikiyiz' diye bir şarkı olduğunu üzülerek belirtip, kanal gezerken farkedilen 'bas bas paralı leylaya' şarkısıyla epey döktürdüğünü de bilimsel bir zorunluluk olarak belirtmeliyiz. bu nedenle şefin önerisi eva dinlerken tübitak yayınlarından 'sen ben gen'i okumanızdır. şimdilik bir içki önerimiz yoktur, zira bütün emeklerinizin boşa gittiğini farkettiğiniz gün ufaklık bas bas diye dökütürürken rakı içmeniz yerinde olacaktır.
  • "bir insan nasıl bir iç dünyaya sahip olur, nasıl bir ruhla böyle şarkı söyler?" diye düşünürken şunları okudum ve tüm sorularımı bir anda cevapladım.
    "eva was a complex person, painfully shy, vulnerable to criticism and subject to seasonal depressions, yet opinionated and unyielding in her personal values and artistic principles. she loved solitude, bicycling, movies and cheetos, hated high school, dresses, aggressive drivers and the exploitation of women in advertising and television. she was obsessive about her art projects, painting, drawing, sculpting, designing jewellery, decorating furniture and clock faces. extremely self-conscious, she had little interest in pursuing a professional career in art or music, preferring to surround herself with supportive friends who served as her advocates. she had few possessions and modest goals, sometimes she spoke of wanting to live in a cottage by the ocean, and no sense of money. she didn't have a checking account until she was 30, and worried that material success would threaten her identity. battling the melanoma that took her life at 33, she told her mother "all i want to do when i get well is sing and travel around with my music"
    yani, ancak bu dünyanın biraz dışından/kıyısından/kuytusundan olan biri bu kadar 'iç'ten şarkı söyleyebilir. daha hiçbir şey yapamadan bu dünyaya veda etmiş olması da şarkılarını bir kat daha dokunaklı yapıyor.
    -umarım gittigi yerde bol bol şarkı söyleyebiliyordur.
  • 2 subat 1963'te dogup 2 kasim 1996'da 33 yasinda yasamdan kapiyi cekip cikmak zorunda kalmis, depresif ses. ayni zamanda ressamdir.*
  • yasarken degeri anlasilmamis, oldukten sonra da pek kimsenin hakkinda fikir sahibi olamadigi dunyanin en iyi saklanmis sirlarindan.
  • sesi insanın içini okşuyor resmen. artık yaşamıyor olduğunu şu anda öğrendiğimde içim burkuldu. (bkz: fields of gold)
  • dinlerken gözlerimin dolmasına neden olan vokal.
  • hiç tanımadığım, görmediğim halde çok özlediğim insandır. dizlerinin dibine çöküp gitarından ezgiler dinlemek isterdim bu müziği sadece müzik olarak gören ve 21. yüzyılın makineleşmiş insanına meydan okuyan yüreği büyük, ömrü kısa kadının...
hesabın var mı? giriş yap