53981 entry daha
  • futbol ile hiç ilgim yok. basketbolu yakından takip ediyorum. ama ne hikmetse rüyamda fenerbahçe şampiyon oluyordu. galatasaray'ı uzatma dakikalarında oyuna sonradan giren bonucci'nin kafa golüyle yenip şampiyon oluyormuş ve büyük olaylar çıkıyormuş. tutuklamalar filan yaşanıyormuş. bakalım rüyaların tersi mi çıkar yoksa düzü mü görecez.
  • geçen düşündüm, ne oldu? o kadar yaygara koparıldı, kupa maçına u-19la falan çıkıldı, üzerinden sadece 10-15 gün geçti, taşak malzemesi için kullananlardan başka hatırlayan bile kalmadı.

    üstüne üstlük uğruna kupa maçına çıkılmayan çeyrek finalden de kendi evinde elenildi.

    ali koç'u tebrik ederim valla. resmen güdüyor taraftarı. taraftar da hüloğ diye o ne derse peşinden gidiyor. dış mihraklar, hayali düşmanlar, başarısızlığı ad hominemlerle savuşturma çabaları ve kanan milyonlarca taraftar.

    neyse benim işime gelir.
  • agresifliginin sebebi loser ve ezik bir takım olmasından. ufak boylu himbil ve tembel erkeklerin seks yapamamasi gibi bir şeyler yaşıyorlar yillardir. bir şampiyon olsa rahatlicak ama şampiyon olacak kumaş yok.

    bu fucker kumaş kimde mi var ?

    (bkz: galatasaray)
  • bugün sivas'ta bir kazaya uğramazsa şampiyon olacak takım.
    takımın gs karşısında ek bir motivasyona ihtiyacı yok, lig içinde ittirilen, kollanan ve 2 puan fark ile lider olan takımdan, emeklerini çaldığını düşündükleri için fenerbahçeli futbolcular iliklerine kadar nefret ediyorlar ve bana göre en rahat kazacağımız maç gs maçı. bjk maçı bile bana tehlikeli geliyor.

    sene sonunda inşallah burada ağız ishali olmuş rakip camia taraftarına en güzel cevabı verecek futbolcular.

    inancım tam. sadece o maça kadar kaza yaşamamalıyız.

    gs'nin stadında son 20 maçın 8 ini fb kazınmış 6 maç beraber bitmiş 6 maçı da gs kazanmış.
  • sivas'ta kazaya uğramazsa demiş üstteki yazar.

    bu sivas sizin tescilli ortağınız, mecnun başkan kulüp üyeniz, bülent hocanızı zaten tüm dünya alem biliyor ne olduğunu.

    ismail kartal'a sivas'ın ilk 11'i dünden itibaren gitmiştir. ha manaj falan yanlış bir şey yapıp sizi zor durumda bırakırlarsa sahada sizden farklı bir forma rengine sahip ama özdeğerlerinizi benimsemiş düdüklü birini göreceksiniz.

    o düdüklü size gerekli anda yardıma koşacak, kırmızı olur 90+'da penaltı olur yardımcı olacaktır.

    beşiktaş maçından çekiniyormuş, çekinmeyin salıncağınıza bindirdiğiniz takımlardan lütfen komik oluyorsunuz.

    son olarak sahanda/sahasında şut dahi çekemediğin 2022 yılından beri gol atamadığın bölüm sonu canavarına karşı eliniz mahkum ye-ni-le-cek-si-niz.

    çünkü hocanız ismail kartal,
    çünkü korkaksınız
  • ülkenin en yüksek potansiyele sahip futbol kulübüdür.
    dolayısıyla en yüksek potansiyeli çöp eden kulüptür.

    ülkenin genelini yansıtan bir profili vardır.
    popülizm ve günü kurtarma kurbanıdır.

    mevcut bütçesi ve potansiyeli ile avrupa devi olmak istiyorsa yapması gerekenler basittir.

    1- sistem kurmak
    doğru bir scouting ve altyapı sistemi yoktur.
    mevcut bütçeleri ile 7 bölgede ciddi alt yapı tesisleri ve profesyonel bir sistemle dev bir oyuncu fabrikasına dönüşebilir.
    ayrıca transfer stratejisi, oyun zekası, taktik süreklilik gibi konuları da uzmanlarca tartışılıp kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar ile bir kesinlik içinde uygulanmalıdır.

    2- etik kod
    büyük camia olmak çok kupa kazanmak, çok para harcamak veya gürültü çıkarmak demek değildir.
    kazandığında da kaybettiğinde de sevenlerinin ve rakiplerinin saygısına mazhar olmaktır.
    bunun için kazanmayı bilmek kadar kaybetmeyi bilmek de önemlidir.

    2.1. adil oyun:
    herkes için eşit oyun imkânı sağlamak
    hileye, sahtekarlığa ve diğer anti-sportif davranışlara karşı sıfır tolerans göstermek
    hakemlere ve rakiplere saygı duymak
    kazanan ve kaybeden takımlara centilmence davranmak

    2.2. saygı:
    tüm futbolseverlere, antrenörlere, hakemlere, kulüp çalışanlarına ve rakip takımlara saygı duymak
    ırk, din, cinsiyet, cinsel yönelim veya başka herhangi bir ayrımcılık yapmamak
    kapsayıcı ve hoşgörülü bir ortam oluşturmak
    nefret söylemi ve şiddete karşı sıfır tolerans göstermek

    2.3. başarıya odaklanma:
    sahada ve saha dışında en yüksek standartlara ulaşmaya çalışmak
    disiplinli ve çalışkan olmak
    takım ruhunu ve birlikte çalışmayı teşvik etmek
    başarıyı tevazu ve alçakgönüllülükle karşılamak

    2.4. sorumluluk:
    kulübün imajını ve itibarını korumak
    topluma ve çevreye karşı sorumlu davranmak
    etik ve şeffaf bir şekilde faaliyet göstermek
    yasalara ve düzenlemelere uymak

    2.5. ilham verme:
    gençlere ilham kaynağı olmak ve onları spor yapmaya teşvik etmek
    eğitim ve kişisel gelişim fırsatları sunmak
    toplumsal sorumluluk projelerine katkıda bulunmak
    pozitif bir rol model olmak

    2.6. sürekli gelişim:
    etik değerleri sürekli gözden geçirmek ve geliştirmek
    eğitim programları ve atölyeler düzenlemek
    etik ilkelere bağlılığı teşvik etmek için ödüller ve teşvikler sunmak
    etik olmayan davranışları soruşturmak ve gerekli yaptırımları uygulamak
    bu etik değerlere ek olarak, kulübün aşağıdakileri de göz önünde bulundurması önemlidir:

    2.7. açıklık ve şeffaflık: tüm faaliyetleri ve kararları açık bir şekilde iletmek
    hesap verebilirlik: yönetim ve çalışanların eylemlerinden sorumlu olmak
    sürdürülebilirlik: çevresel ve sosyal sorumluluk ilkelerine bağlı kalmak
    farkındalık yaratma: etik değerlerin önemi hakkında farkındalık yaratmak için çalışmalar yapmak

    3- finansal disiplin
    kulüp yönetimi, teknik ekip ve tüm çalışanlar arasında bir kültür olarak benimsenmelidir.

    başarılı bir finansal disiplin, kulübün tüm paydaşlarının (taraftarlar, sponsorlar, yatırımcılar) güvenini ve desteğini kazanmasına yardımcı olacaktır.

    finansal disiplin, kulübün sahadaki başarısını da dolaylı olarak etkileyecektir. örneğin, sağlam bir mali durum, kulübün daha iyi oyuncuları transfer etmesine ve daha iyi bir teknik ekip kurmasına imkân tanır.

    sürekli başarıyı hedefleyen bir futbol kulübünün finansal disiplin kurması ve sürdürmesi, uzun vadeli başarısının anahtarıdır. bu yapı kurulursa mevcut durumda olduğu gibi teknik ve mental eksikleri olmasına rağmen ali koç gibi bir finans odağı yerine gerçek bir futbol adamının kulübü yönetmesine imkân sağlanabilir.

    bu disiplin, sahadaki başarının yanı sıra kulübün mali istikrarını ve sürdürülebilirliğini de garanti altına alacaktır.

    temel unsurları şunlardır:

    3.1. gelir ve giderlerin planlanması:
    kulüp, gelir ve giderlerini detaylı bir şekilde bütçelemeli ve bu bütçeye sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır.
    gelirlerin çeşitlendirilmesi ve gelir risklerinin azaltılması için adımlar atılmalıdır.
    giderlerin kontrol altında tutulması ve gereksiz harcamalardan kaçınılmalıdır.

    3.2. yatırım stratejisi:
    transferler ve altyapı yatırımları gibi önemli mali kararlar, sağlam bir finansal analize ve risk değerlendirmesine dayalı olarak yapılmalıdır.
    yatırımların geri dönüşünün sağlanması ve kulübün borç yükünün artmamasına dikkat edilmelidir.

    3.3. mali kontrol ve şeffaflık:
    kulübün mali durumunun düzenli olarak takip edilmesi ve denetlenmesi önemlidir.
    mali bilgiler tarafsız ve şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
    harcamalar ve gelirler için açık ve net bir muhasebe sistemi kurulmalıdır.

    3.4. risk yönetimi:
    kulüp, mali riskleri (örneğin, oyuncu sakatlıkları, gelir kayıpları) proaktif bir şekilde belirlemeli ve yönetmeli.
    riskleri azaltmak için sigorta ve diğer finansal araçlar kullanılabilir.

    3.5. uzun vadeli düşünme:
    finansal kararlar, kısa vadeli kazançlardan ziyade uzun vadeli istikrar ve sürdürülebilirlik göz önünde bulundurularak verilmelidir.
    kulübün gelecekteki büyüme planları ve hedefleri finansal stratejiye entegre edilmelidir.

    4- süreklilik
    topluma ve çevreye karşı sorumlu davranmak.
    eğitim ve kişisel gelişim fırsatları sunmak.
    toplumsal sorumluluk projelerine katkıda bulunmak.
    taraftarlarla ve yerel toplulukla güçlü ilişkiler kurmak ve sürdürmek.
    kulübün imajını ve itibarını korumak.

    güçlü bir yönetim ve liderlik ekibi oluşturmak.
    yetkin ve motive bir çalışan kadrosuna sahip olmak.
    altyapıya yatırım yapmak ve genç yetenekleri geliştirmek.
    en iyi uygulamaları ve yenilikleri takip etmek.
    sürekli öğrenmeye ve gelişmeye açık olmak.

    özetle:
    sürekli başarıyı hedefleyen bir futbol kulübünün sadece sahadaki performansına değil, aynı zamanda etik, finansal ve toplumsal sorumluluklarına da odaklanması gerekir. bu üç alanda sağlam bir temel oluşturarak, kulüp uzun vadeli başarısını ve sürdürülebilirliğini garanti altına alabilir ve hem taraftarları hem de toplum için bir ilham kaynağı haline gelebilir.

    ps: trabzonspor'lu bir proje yöneticisinden ülke futbolunun gelişmesi için fenerbahçe camiasına bir amme hizmeti olarak sunduğum görüşlerimin özetidir.

    bu sayılanlar atom fiziği değildir.
    bunları bir şekilde başaran orta ölçekli her kulüp bile çizgisini yükseltecek başarılı olacaktır.
    dünya futbolunda, hatta türk futbolunda bile dönemsel olsa da örnekleri mevcuttur.
  • hocaları gibi taraftarlarının da halüsinasyon görmeye başladığı camia. arkadaşlar bu sene avrupa'da başarılı filan olmadınız siz. konferans ligi avrupa değil, olsa olsa balkanlardır. şl'de gruplara kalmak bile konferans ligini almaktan daha büyük başarıdır. bakın konferans ligi şampiyonu takım toplam 12m euro gibi bir ücret alırken sadece şampiyonlar ligine ayak bastı parası 15m euro. şl son 16 turuna kalan takıma 9.6m euro para veriyor, konferans liginde son 16 ödülü 600bin euro.

    konferans ligi sike sürülecek itibarı olmayan takımlar oynasın diye uydurulmuş bir lig. bu sene fenerbahçe'nin rakiplerinden ismini daha önce duyduğumuz tek takım olympiakostu o da fener'i eledi zaten.

    fenerbahçe'nin konferans liginde olmaktan utanç duyması gerekirken, biz niye 250m euroluk kadromuzla şl'de ya da avrupa ligi'nde değiliz diye hayıflanması gerekirken nordsefgfgfsd diye takımların olduğu ligde çeyrek final gördük diye sevinmesi benim midemi bulandırıyor.

    eğer gs bir gün benzer durum yaşarsa yönetim sakın çıkıp bunu başarı diye satmaya kalkmasın, bizim taraftar yemez. her maçtan sonra çıkıp özür dilesinler bizim burada ne işimiz var diye. ben icardi, mertens, zaha, ziyech çekip konferans liginde breidablik'i yendim diye sevineceğim öyle mi? adamların kadro değeri 3m euro amk.
  • kaos ortamında başarı gelir mi ?
    sorumuz bu.

    aslında fenerbahçe'nin son 13-14 yılı komple kaos içerisinde geçiyor.
    ve bu kaos ortamında da başarı beklemek pek mümkün değil.

    sadece bu yıla baktığımızda bile bizi kavgaya ve kaosun içine daha 2. haftadan çekmeye çalışan bir rakibimiz varken, aslında cevap vermeden maçlara odaklanarak gayet iyi gidiyorduk.
    taa ki ali koç'un ayarları bozulup, hem gsye laf yetiştirmeye çalışıp, hem içeride takıma baskı kurup, hem dışarıda yel değirmenleriyle savaşa kalkışana, hem de taraftara gerginlik pazarlayana dek.

    özüne baktığınızda aslında bu sene takımdan memnun olunmayacak bir tablo yok gibi çok fazla değil mi ?
    takım avrupa'da çeyrek final oynamış, ligde son 6 maç kala rakibinin 2 puan gerisinde, inanılmaz seriler yakalamış, muhteşem puan toplamış, bol gollü ve keyifli maçlar izletmiş.
    yani şu tabloyu başka bir takımın taraftarına sezon öncesi anlatsanız, rüya gibi gelir.
    öyle aman aman başarısız bir tablo yok ortada.

    peki tüm bunlara rağmen neden mutsuzuz ? neden dilimizde şampiyonluk tadı yerine kekremsi bir tat var ?
    neden şampiyonluk şarkıları söyleyeceğimiz yerde öldük bittik diye karamsar bir tablo içerisindeyiz?

    cevabı vereyim ; kaos psikolojisi yaşıyoruz. ve bu nedenle mutsuzuz.

    aslında 2010 yılından itibaren yaşadığımız tüm kaos ortamlarını bir bir yazmıştım bu entryde.
    yaşadığımız kaosları ve sonuçlarını

    aykut kocaman- alex kavgasının sonucunun elimizden yitip giden bir uefa yarı finaline mal olmasını ( ondan çok önce alex gitmişti diyenler olacaktır ama sezon içerisnde asla takıma ve hocaya güven olmadı ikilik vardı camiada)
    sonrasında yaşanan otobüs kurşunlanması,
    ersun yanalla gelen şampiyonlukta aziz yıldırım'ın taraftarı fırçalaması, sonrasında ersun yanal'ın "antremanları karılara göre ayarlıyordu" denilerek kovulması, vitor pereira robin van persie kavgaları, ivan bebek faciası, aziz yıldırım ali koç kavgası ile seçime gidilmesi.
    olaylı seçim.

    sonrasında ali koç dönemi, ali koç'un ilk önce aykut kocaman'ı göndermesi, sonrasında getirilen hocayl aküme düşme potasına girilmesi, ali koç'un ekranlara çıkıp "hocayı salıya sarıp gönderecekler" diye belli bi oyuncu grubunu suçlaması, takım kaptanına merdiven altında özür diletmesi, veriler sızdırıldı diyerek kulüp içinde çalışan insanları hedef göstermesi yönetilemeyen bunca kaos ve sonrasında arka arkaya gelen hoca değişimleri, yap boza dönen kadro kaosları sonrasında, 20 yıllık serilerin bitmesi.
    her sene başında yapılan onlarca transfer.
    sezon içerisinde yaşanan takım içi ve diğer takımlarla kavgalar.
    kavgaların getirdiği kaos ve kaos içerisinde düzenin bozulması, başkanın elinde megafonla ortalıkta gözükmesi, tribünden atlaması, hocalarla kavga etmesi diye diye bu seneye kadar geldik.

    bu sene en yakın ve ezeli rakibimiz, ki kendilerinin ciddi anlamda psikolojik savaş üstadı olduğunu da hakkını vererek söylemeliyim, sezonun daha 2. haftasından başlamış oldukları açıklamalara ilk başlarda ali koç'un kulübün cevap vermemesini çok olumlu karşılaşmıştım.

    nihayet dedim; nihayet başarının ancak `kaossuz bir ortamda gelebileceğinin farkına vardılar` dedim ama maalesef yanılmışım.
    karşı taraf yani rakibimiz yani galatasaray bizim kaos ortamlarından çıkamayacağımızı çok iyi bildiği için bu sene yapabildikleri en iyi şeyi yapmak üzerine bir psikolojik savaş başlattılar.
    fenerbahçe'nin her maçı her pozisyonu özellikle sosyal medyada slow motion yavaşlatılarak, spekülatif söylemlerle tartışma ortamına bir güzel zemin hazırlandı.
    rakibimizin başkanı bir hafta ak dediğine diğer hafta kara diyerek çok güzel zikzaklar çizerek akılları bulandırdı.
    tek yapmamız gereken sezon başında olduğu gibi sessiz kalmak yada kısa öz cevaplarla geçiştirip tartışma ortamına girmemekti.
    karşımızdakiler ne kadar vites yükseltirse yükseltsin yine de bu tavır devam etmeliydi.

    ancak drama presimiz, maalesef daha fazla sabredemedi ve açtı ağzını yumdu gözünü. ancak benim gibi sıradan bir taraftarın söyleyebileceği gsnin beka sorunu olduğu cümlesini sanki kendisi bir taraftarmışçasına kulüp başkanlığı kimliği yokmuş gibi söyledi ve tüm şimşekleri üzerine çekti.
    yetmedi, "ben olduğum sürece bizi şampiyon yapmazlar" diyerek, kendi taraftarına umut vereceği yerde karamsarlık dağıttı.
    böylece fenerbahçe'nin hakkını tff ve mhk'ya karşı savunması gerektiği yerlerde de kendisini ve takımı bu tartışmaların odağına sürükledi.

    ve tüm bu kaoslar yetmemiş olacak ki son olaylı trabzon maçından sonra tvlere çıkıp "gerekirse ligden çekilme dahil herşeyi değerlendireceğiz" diyerek, zaten düzenden isyan eden kendi taraftarını da, ligden çekilme konusunda umutlandırdı.

    az önce yukarıda demiştim.
    başka bir takım taraftarına sorsanız deseniz ki, takımınız liderin 2 puan gerisinde avrupa'da çeyrek final oynayacaksın ligden çekilir misin? deseniz.
    bize vereceği cevap "sen kafayı mı yedin" olur.

    ama fenerbahçe taraftarı artık düzene de bir o kadar isyan etmişti ki, eüer düzen değişecekse herşeyi eilimizin tersiyle iteriz diyecek kadar da cesurdu.

    fenerbahçe taraftarı cesurdu ama başkanı maalesef aynı cesarete sahip değildi.
    bir hışımla olağanüstü kongreye çağırdığı üyelerine önce nasıl ligden çekilemeyizi anlattı.

    sonra müthiş bir çözüm önerdi.
    "süper kupa maçına çıkmayalım"
    aslında muhteşem bir fikirdi. süper kupa maçına çıkmamak, trabzon'da yaşadığımız linç girişiminden sonra ve sistematik olarak hep trabzon'da bu olaylar karşılaştığımız ve yaptırımsız kaldığı için gayet güzel bir tepkiydi.

    ancak başkanımız çark etti.
    kongreye gelen binlerce insanı ters köşe yapıp "yaa şimdi çıkmazsak yönetim düşer cezası çok yaptırımı çok en iyisi u19'la çıkalım" gibi dahiyane bir fikir önerdi.

    ki kongrede zaten bir çok kişi ali koç'un konuşmasının 2. yarısında stadyumu terk etmeye başlamıştı bile.
    binlerce kişilik kongrede de artık nasıl sayıldığı bile şüpheli bir şekilde kabul edenler etmeyenler diye el kaldırarak oylama yapıldı.
    (çocuk mu kandırıyorsunuz siz?)

    velhasıl fenerbahçe, trabzon'da yaşadığı ve içine düştüğü bu şiddet ortamına bir tepki vermektense, süper kupa'ya ya yabancı hakem getirirsiniz yada u19 la çıkarız gibi tutarsız bir sonuçla, berbat bir kaosun içerisine ne olduğunu anlamadan sürüklendi.

    süper kupa günü maça u19'la çıkıldı ve çıkılırken de hiçbir plan yapılmadığı açıkça görüldü.
    oysa rakibimiz az önce yukarıda da söylemiştim, psikolojik savaşın kitabını yazabilecek adamlardan oluşuyordu ki; psikolojik üstünlük için hiç yok kardeşim karşımızda 19 yaşında çocuk var gol atmayalım falan demedi, demeyecekti de zaten.
    ilk dakikadan gol atıp sevindiler, bir de bizden sonra sahayı terk etmeyerek ,kendi aralarında maç yapıp gösteri yaptılar.
    resmen ali koç'a psikolojik üstünlük dersi verdiler.
    biz istediğimiz kadar bunu etik bulmayalım doğru bulmayalım, adamlar bunu yaptılar.

    tüm bunlar olup bittiğinde açıkcası benim oluşan bu kaos ortamında, uefa konferans liginden bir umudum kalmamıştı.
    nitekim öyle de oldu.

    şimdi bazılarını diyebilir ki;
    kardeşim kaosla ne ilgisi var ilk maçta ismail kartal yanlış kadroyla çıktı, ikinci maçta yanlış oyuncu değişikliği yaptı o yüzden elendik.

    hayır efendim.
    o yüzden elenmedik tam da ali koç'un da emek vererek oluşturduğu bu kaos ortamı yüzünden elendik.
    ismail kartal gibi daha önceki teknik direktörlük ve yardımcı antrenörlük zamanlarından da bildiğimiz soğukkanlı kalan, egosu olmayan biri dahi son zamanlarda "ben ben ben" demeye, teknik direktörlüğünü ispatlamaya çalışmaya başladı.

    takımın puan kayıplarına yenilgilerine bakın çoğu kadıköy'de iç sahada.
    çünkü kaos ortamının getirdiği baskı var üzerlerinde.

    ezcümle dönüyorum en başa.
    kaos ortamında başarı gelir mi ?
    sorumuz bu.

    aslında fenerbahçe'nin son 13-14 yılı komple kaos içerisinde geçiyor.
    ve bu kaos ortamında da başarı beklemek pek mümkün değil.

    bu sezon bir şekilde öyle yada böyle bitecek ama bundan sonra başkan seçilirken de, başkan olacak, teknik direktör olacak kişi de unutmasın ki fenerbahçe'de başarısızlığın en büyük nedeni kaos ortamı.
    huzurlu bir ortamda fenerbahçe başarılı olacaktır.

    son sözüm de taraftarımıza, size her ne kadar şampiyon olamıyorsunuz başarısızsınız deseler de, böyle saçma çocukça gazlara inanmayın.
    belki şampiyon olamayabiliriz ama geriye dönüp baktığımızda gol rekorları kırdığımız, avrupa'da çeyrek final oynadığımız, ligi ilk 2'de bitirdiğimiz bir çok kişinin hayali olan bir sezonu yaşadık.

    sakin kalın ve sadece kalan maçların keyfini çıkarın.
    ve kaos ortamlarının bize zarar verdiğini de asla unutmayın.
    çünkü bu ortam bizim bir anda hüzünlenmemize, bunalıma ve depresyona girmemize sebep oluyor.
    bunun sonucunda da bu psikolojiyi aşamayıp hep şampiyonluk veriyoruz.

    şampiyon olmak istiyorsak bu yıl ve sonraki yıllar depresif ruh halini ve kaos ortamını bırakmalıyız.
  • başkanının kibri, matematiğinin önündedir.

    (bkz: ali koç'un matematiği)
  • avrupa'da nasıl gs'den ileri gitmiş oluyor la bunlar. bizle aynı kupadaydınız da haberimiz mi yok? gs ile aynı seviyedeyiz desen okey de.

    şl gruplarında 3. olmak mı? konfederasyon gruplarında 1. olmak mı daha iyi?kendini kandırmayanlar için 3. olup uefaya gitmek daha makul.

    gs uefa playofflarda elendi fener konfederasyon çeyrek finalinde elendi. kafa kafaya dersen yine okeyiz ki bence de kafa kafaya. ama sen buna intertotoda çeyrek oynamak daha iyi dersen sg derler adama.

    gs şampiyonlar ligindeki 32 takımdan 24. takım maddi olarak. avrupa liginde de 17.sırada. yani şl'de gruptan 3. çıkması normal. uefada da son 16'ya kalamaması. he bunu biz başarı olarak saymıyoruz. onu geçiyorum. fenere bakıyorsun oynadığı ligin en pahalı 3. kadrosu. beklenen en azından yarı finale kalması ama nanay. oynadığı takımlardan adı sanı bilenen tek takıma da elendi takdirinizdir ki.

    ligde de yok rekor puan toplamış falan filan. gs de rekor puan toplamış demek ki senin üstünde.d ya hadi ordan lütfen.

    edit: sayıları transfermarkt denen siteden aldım hata varsa söyleyin düzeltirizzz.
304 entry daha
hesabın var mı? giriş yap