• narsisistik kişilere özgü bir davranış bozukluğu olan gaslighting, kişilerin kurbanlarına onların kendilerine dair algılarını yeniden biçimleyecek şekilde belleklerine olumsuz bilgi ve yargıları sokmalarıyla tezahür eder. bir manipulasyon yöntemi olarak da kullanılan durum, sorgu teknikleri içinde de yer alır.

    basitçe, filmlerde kendisini kaçıran ve kabus hayatı sürdüren kişinin telkin yoluyla sınırladığı algıyla yaşayan ve bir türlü kaçmayı beceremeyen kişiler buna örnektir. sosyal hayatta da karşınıza çıkarak kendi yargılarını sık telkinlerle size saldırma biçiminde gösteren otorite figürleri, böylesi bir algısal kopukluğa yol açabilir.

    1944 yapımı bir hollywood filmiyle terminolojiye girmiştir. ilgili film için bakınız

    psikolojik baskı oluşturarak tüm kanaatler yeniden oluşturulabilir.
    sizin de başınıza gelmiştir. sizin hiç olmadığınız bir insan olduğunuza dair telkinler duyarsınız, bir süre sonra telkinin geldiği yerle savaşmamak için ya da başka bir nedenle kabullenirsiniz, kabullendiğiniz an, telkin kendi delillerini oluşturur. yani kendini gerçekleştiren kehanete dönüşür durumunuz. ancak farkındaysanız, eylemleriniz ve karakteriniz tutarlı bir bütünlük gösteriyorsa etkilenmezsiniz.
    her durumda telkini yapan kişi, sizi nasıl görmek istiyorsa öyle görüyordur. tıpkı rorschach lekesi gibi, orada olanı değil, kendi içindekini görüyordur.
    narsisistik kişilerin yargılarını silmek zordur. telkine kapalı olduğunuzu göstermeniz narsisizmle inşa ettikleri kabul ettirme gücünün parmaklarının arasından akıp gittiğini düşünmelerine neden olacağından yüksek ihtimalle sizi listenin dışına iteceklerdir.

    insanlar telkine açıktır. kendinizi olumsuzlamayın. başkasının gözünden bakmayın kendinize.
  • bilinçli uygulayan muhtemelen psikopattır. ama bir çok ilişkide de bilinçsiz olarak uygulandığına şahit olmuş veya bizzat yaşamış olabilirsiniz. sabah okuduğum yazıyı aynen paylaşıyorum;

    ilk iş olarak "gaslighting" teriminin nereden geldiğini açıklayalım.
    terimin çıkış noktası 1938 tarihli gas light adında bir tiyatro oyunu. daha sonra filmi de çekilen ve "angel street" adıyla da bilinen bu oyun, senaryosunun da etkisiyle bu terime adını veriyor. filmde jack ve bella adlı bir çift var. jack her gece evdeki gaz lambasını bir önceki güne göre giderek daha fazla kısıyor, bu durumdan habersiz olan bella da ne zaman "gaz lambası giderek daha mı az ışık veriyor?" dese jack'ten sert tepkiler alıyor. bu şekilde bella'nın kendine olan özgüvenini sarsmaya çalışan jack, olaya dahil olan bir dedektif nedeniyle bu planında başarısız oluyor.

    filmin konusu kafanızda mutlaka bir şeyler uyandırmıştır, şimdi direkt olarak bu manipülasyon yönteminin kendisini inceleyelim.
    tam olarak türkçe bir karşılığı olmayan gaslighting, karşıdaki insana çeşitli oyunlar oynayarak zamanla kendisinden şüphe etmesini sağlamasına yönelik olan bir psikolojik işkence/manipülasyon yöntemi olarak biliniyor. genellikle narsistler ve sosyopatlar tarafından uygulanan bu yöntemin korkunç olan tarafıysa kurban tarafından fark edilmesinin neredeyse imkansıza yakın olması. bunun nedenlerinden biri de sevdiğimiz insanlara güvenmemiz ve sözlerine inanma eğiliminde olmamız. daha da kötüsü, çoğumuz bir dönemler farkında bile olmadan böyle bir manipülasyona maruz kalmış olabiliriz; küçük çaplı olsa bile.

    yani olayın temelinde yatan şey, karşıdaki insanın güvenini ve sevgisini suistimal ederek zamanla özgüvenini ve özsaygısını yaralamak.
    bu eylemi yapan insanların genelde tek bir amacı oluyor: karşı tarafı kendisine bağımlı hale getirmek. gözlemleri ve düşünceleri sürekli yalanlanan kurban, belli bir zaman sonra kendi zihnine düşman haline geliyor. her yapacağı hareketin, her kuracağı cümlenin, her düşüncesinin yanlış olacağını düşünmeye başlıyor ve karar alma yetisini kaybediyor. zamanla kendine olan şüphesi iyice artan kurban, bütün kontrolü karşı tarafa bırakıp iyiden iyiye kendi köşesine çekiliyor. işler bu noktaya kadar geldiğinde geri dönülmesi iyice imkansızlaşan bir yola girmiş olan kişi, çevresinde güvenebileceği tek insan olarak karşısındakini görüyor ve o ne isterse onları yapmaya başlıyor.

    bu manipülasyonun uygulanma şekilleri farklılıklar gösterebiliyor.
    temelde yatan üç ana yöntem bulunuyor. bunlardan birincisi, sözlü şekilde bir şeyleri ifade edip bu bilgileri her seferinde tekrardan, bu sefer farklı şekillerde anlatmak. böylece karşıdaki kişinin algılarını allak bullak etmek amaçlanıyor. ikinci yöntem ise fiziksel; sürekli evde bulunan şeylerin yerlerini değiştirmek ve bir süre sonra olması gereken yerlerine tekrar koymak. böylece eşyayı ilk başta ait olduğu yerde göremeyen ama bir süre sonra tam orada bulan kurban, bu durumdan bahsettiğinde "ne saçmalıyorsun, hep oradaydı o" tepkisi alıyor. bu durum zamanla yine kendisinden şüphe etmesine yol açıyor. üçüncü yöntem ise bir olayın detaylarından bilinçli olarak bahsetmemek, daha sonrasındaysa önceden bahsetmiş gibi konuşmak ve karşıdaki insana hafıza kayıpları yaşadığı vurgusunu yaparak aklını bulandırmak üzerine.

    tabii ki tüm uygulanış şekilleri bu üçüyle sınırlı değil, ancak temel olarak bu üç yöntemden dallanmış durumdalar.
    diğer yöntemlere bir örnek vermek gerekirse; karşıdaki kişiyle önce sert bir ses tonuyla konuşup daha sonrasında bunu inkar etmek ve oldukça yumuşak bir ses tonuyla konuştuğunu, onun yanlış anladığını söylemek. bu durumun devamında kurban her şeyi olumsuz anlamasıyla suçlanıyor ve zamanla karşıdaki sert konuştuğunda bile kendi kendine sadece yanlış anladığını, son derece normal bir konuşma yaşadığını söylemeye başlıyor.

    olayın uygulanış yöntemlerini anlamak oldukça önemli, böylece bu tarz bir durumla karşı karşıya kalındığında olayı kavrayabilmek mümkün olabilir.
    bu manipülasyon yönteminin sınırları öylesine geniş bir alana yayılıyor ki, farklı şekillerde maruz kalmak maalesef mümkün. örneğin bir başka yöntem de karşıdaki kişide aldatılıyormuş hissi uyandırmak. sürekli aynı kişiden, normal olmayan bir şekilde bahsettikten sonra doğal olarak şüphelenen kurban bu şüphesini ortaya döküyor. bu noktada manipüle eden kişi sert bir tavır kullanarak güvensizlik suçlamaları yapmaya başlıyor, işi daha da ileriye götürerek kurbanın zihninde kendi kendisine olan güvenini sarsacak düşüncelerin oluşmasını sağlıyor. kafasında bu düşünceleri kurgulayan kurban zamanla problemli biri olduğunu düşünmeye başlıyor ve gerçekten aldatılsa bile bu düşünceyi sadece kafasında kurduğunu düşünerek kendine kızıyor.

    bir diğer yöntem de kurbanla sürekli dalga geçip, daha sonrasında çok alıngan olmakla suçlamak. bu hareket sürekli tekrarlandıkça kurban aşağılanmayı kabullenmeye, kötü hissettiğinde "sadece espri yapıyor, ciddiye almamam gerek" demeye başlıyor.
    burada yapılacak en kritik hata ise "bunlar olsa fark ederim herhalde, fark edilmeyecek gibi değiller." demek.

    burada yapılacak en kritik hata ise "bunlar olsa fark ederim herhalde, fark edilmeyecek gibi değiller." demek.
    bu kesinlikle oldukça yanlış bir düşünce tarzı. araştırmalara göre çoğu insan bir şekilde, ister küçük çapta ister büyük çapta olsun, böylesi bir manipülasyona maruz kalıyor. karşınızda sevdiğiniz ve güvendiğiniz bir insan olduğu için de onun sözlerine değil, kendi algılayış biçiminize şüpheyle yaklaşmanız daha kolay geliyor. bunu yaparkenki temel düşünce de "o neden yalan söylesin ki, ben yanlış anlamışımdır altı üstü.". bu nedenle gaslighting en tehlikeli psikolojik manipülasyon yöntemlerinden. sonuçları nedeniyle de adeta bir işkence aracına dönüşebiliyor.

    peki bu manipülasyon nasıl fark edilebilir?
    kurban için bu durumu fark etmenin oldukça zor olduğunu söyleyelim öncelikle, özellikle böyle bir manipülasyon türünün bilincinde değilse. bu konu hakkında bilgisi olan bir kişinin böyle bir oyuna getirilmesi ihtimali kısmen daha düşük oluyor, ancak tehlike yine de ortadan kalkmıyor. dışarıdan bir gözün fark etmesiyse daha kolay olabilir. manipülasyona uğrayan kişide gözlemlenebilecek ana problemleri şöyle sıralayabiliriz:

    sürekli özür dileme: kurban diğer insanlara ve manipüle eden kişiye karşı sürekli bir özür dileme halinde olacaktır, yanlış yaptığı bir şey yoksa bile.

    karar alamama: seçim şansı sunulduğunda kurban ne seçerse seçsin yanlış olacağını düşünecek ve kendi başına bir seçim yapamayacaktır. bu durum zamanla manipüle eden kişiye daha büyük bir otorite ve güç sağlayacaktır.

    içe kapanıklık: hem morali, hem de kendine saygısı yerle bir olan kurban zihnen sürekli yorgun hissedecek ve sosyalleşmeye daha az zaman harcamaya başlayacaktır. böylece zamanla ailesiyle ve arkadaşlarıyla arasındaki mesafe artacak, bu da manipüle eden kişiye kurban üzerinde daha çok etkili olma şansı tanıyacaktır.

    fark etmek zor demiştik, ancak imkansız değil.
    özellikle karşıdaki kişi bu davranışları sergiliyorsa bir manipülasyonla karşı karşıya olmanız olası:

    söylediği bir şeyi söyledikten sonra, cümleleri ile yüzleştirilince "ben asla öyle bir şey demedim" demesi,
    defalarca belli bir olaydan veya söylemden kırıldığınızı anlatmanıza rağmen sizi üzüp kırdıktan sonra "çok abartıyorsun, fazla dramatiksin" demesi,
    size hakaret ettikten sonra "hep sen beni sinirlendirip bu hale getiriyorsun" demesi,
    suçlanacak çok şeyi olmasına rağmen "hep beni suçluyorsun, sanki sen suçsuzsun" demesi,
    sizi üzüp, ağlatıp, kırıp "sen histeriksin, başkaları görse bu halini bana acırdı, senin deli olduğunu düşünürdü" demesi.
    sizin için çok önemli olmasına rağmen bir konu için "bir daha bu saçmalığı dinlemeyeceğim" diyip, sizi söyledikleriniz veya inandıklarınızın saçmalık olduğuna inandırması,
    emin olduğunuz bir hatıra konusunda "hayır sen yanlış hatırlıyorsun" demesi,
    "hep negatifsin", "çok kötümsersin", "daha önce de kız/erkek arkadaşlarım oldu, hiç biri senin gibi değil" diyerek inanç, his ve fikirleriniz konusunda sizi şüpheye düşürmesi.

    ayrıca şu durumları da yaşıyorsanız bir problem olması olası:
    kafanız hep karışık mı, "ben ne yaptım, yanlış mı davrandım" gibi sorular kafanızı devamlı kurcalıyor mu?
    durumu kurtarmak, anlık huzur bulmak için yalan söylediğiniz oluyor mu?
    hır çıkmasın diye sustuğunuz, doğruluğunuzu savunacak, savaşacak gücü bile bulamadığınız oluyor mu?
    mutlu bir hayat için ümidiniz kalmadı mı?
    devamlı yeterince iyi bir insan, iyi bir sevgili, iyi bir arkadaş olup olmadığınızı sorguluyor musunuz?
    ne yaparsanız yapın yeterince iyi olmadığını, hatta hep kötü yapıyor olduğunuz hissine kapılıyor musunuz?
    sanki eskiden daha özgüvenli, mutlu ve geleceğe karşı ümidiniz vardı da şimdi yokmuş gibi düşünüyor musunuz? kendinizi tanımadığınız hissine kapılıyor musunuz?

    bu manipülasyon ne kadar sürebilir, bittikten sonra etkileri kalıcı mı oluyor?
    geri dönüşü olmayan yola girildikten sonra olay tamamen manipüle eden kişinin insafına kalıyor dersek yalan olmaz. yalnız şunu eklemek gerek; bu tip durumlarda genelde manipüle eden insanın tek amacı karşısındaki kişiden üstün hale gelip ondan faydalanmak. bu fayda süreci son bulduğunda ilişkinin de sonu geliyor ve geriye yeni kurban ve yeni heyecan arayan hasta bir ruh ile derinden yaralanmış bir kurban kalıyor. tüm yalvarma çabaları, gönül alma yöntemleri ve uğraşları boşa giden kurban da uzun bir süre kendine gelemiyor, hala kendini suçluyor ve git gide hayattan soğuyor. daha sonra içten içe rahatlama hissetmeye başlayan kurban, yine de çok kritik bir iyileşme süreci geçirmek durumunda kalıyor. bu dönemde sevdiği insanların yanında olması ve onlar tarafından kendine olan güvenini ve saygısını kazandırılması gereken kişi, süreci iyi atlatabilirse eskisinden daha güçlü bir hale gelebiliyor.

    gaslighting size hala kanılması zor olan, oldukça bariz bir manipülasyon yöntemi gibi geliyorsa, bu durumun kurbanlarından birinin oldukça çarpıcı hikayesiyle sizi baş başa bırakıp içeriğimizi noktalayalım.
    "3 hafta önce erkek arkadaşımla aynı evde yaşamaya başladık. bu süreç içerisinde daha önce hiç olmayan bir problem baş göstermeye başladı. olayı kafamdan kurguluyor olabilirim, ancak o bize taşındığından beri evdeki eşyalar sürekli kaybolup bir gün sonra yeniden ortaya çıkıyorlar. bahsettiğim durum anahtarı kaybedip başka bir yerde bulmak gibi bir şey değil. özellikle olmaları gereken yerlerde aradığım ve bulamadığım eşyaları, bir gün sonra tam olarak o baktığım yerlerde buluyorum.

    bu noktada örnek vermek istiyorum. her sabah işe giderken yanımda bir tane çikolata götürürüm. bu çikolata paketlerini hep aynı yere koyuyorum. bir sabah uyandığımda çikolata paketlerinin yerinde yeller estiğini gördüm, sevgilime sorduğumda bilmediğini söyledi. akşam eve döndüğümde manzarayı tahmin edin! evet, çikolatalar tekrar olması gereken yerlerine dönmüştü. sevgilim bu konuda "belki sabah görmemişsindir" dedi. dikkatinizi çekerim, burada bahsettiğimiz şey toplamda tam 12 paket çikolata, nasıl görmemiş olabilirim ki?"

    kurban ilk etapta tüm bunların garip bir şaka olduğunu düşünmüş.
    "başlarda ilginç bir espri anlayışı olduğunu düşünmüş ve bunu yüzüne söylemiştim. ancak ne demek istediğimi anlamadığını söyledi ve oldukça sert şekilde tepki verdi. durum böyle olunca ben de geri adım atmak zorunda kaldım. sanırım böyle saçma bir işe kalkışma ihtimali, tüm bunların benim yanılgılarım sonucunda meydana geldiği fikrinden daha olası geldi. fakat zamanla iyice sinirlerim bozulmaya başlamıştı. iş için gerekli olan bir evrağı koyduğum yerde bulamamak, ve sonra tam o yerde ortaya çıkması çok keyfimi kaçırıyordu. ne yapacağımı bilmiyorum, durumla ilgili hiçbir fikrim yok. delirmediğime eminim, ancak mantıklı bir açıklama da bulamıyorum. sevgilime ne zaman konuyu açsam gerginlik yaratmaya çalıştığımı söylüyor. lütfen bana yardım edin..."

    durumu sosyal medyada paylaştıktan sonra kısa sürede bir çok yanıt alıyor kendisi.
    "yardımlarınız için hepinize teşekkürler. son gelişmeleri özet geçiyorum. böyle bir manipülasyon yönteminin varlığından haberdar edilince hemen gizli kamera siparişi verdim. kameralar gelene kadar başımızdan bir olay daha geçti. bir kitap aldığımı ve ertesi gün babama vereceğimi söyledim, masanın üzerine bıraktım. ertesi sabah tam da beklediğim gibi kitap ortadan yok olmuştu. hiçbir tepki vermedim, bunun üzerine sevgilim garip davranışlar sergiledi. kitabı hatırlatmaya çalıştı, ancak sürekli "ne kitabı" diye sordum ve siniri bozuldu. akşam eve geldiğimdeyse kitap tekrar yerli yerindeydi, ama yine hiç tepki vermedim. en sonunda kendisi "aa bak, kitap buradaymış işte" dedi. "o kitaptan mı bahsediyordun ya, tamamdır teşekkürler" diyerek geçiştirdim. gecenin kalanında oldukça gergin davrandı.

    kameralar geldikten sonra gerçek tamamen ortaya çıktı, gerçekten de eşyaların yerini değiştirenin o olduğunu gördüm. daha sonrasında evime arkadaşımın geleceğini ve bir süre kalacağını, bu yüzden ayrılması gerektiğini söyledim. gittikten bir iki gün sonra da telefonda ayrılık konuşması yaparak ayrıldım. biliyorum, bu olabilecek en iyi son değil. onunla yüzleşebilirdim de. yine de bundan kaçındım ve olabilecek en sorunsuz ve hızlı şekilde kurtulmaya çalıştım. hala neden böyle bir şey yaptığını bilmiyorum, ama benim hikayem de böyle."

    özetle, gaslighting konusunda bilinçlenin ve çevrenizdekileri de bilinçlendirin. unutmayın, hepimiz bu tür bir manipülasyona maruz kalabiliriz; ama bugün, ama yarın. üstelik yalnızca sevgililerimiz tarafından değil; arkadaşlarımız, hatta ailemiz tarafından bile -kasıtlı olmasa dahi- bu şekilde manipüle edilebilir, hatta ve hatta farkında olmadan başkalarını aynı şekilde manipüle edebiliriz. dolayısıyla hem mağdur olmamak, hem de kimseyi mağdur etmemek için bu konu hakkında ne kadar çok şey bilirsek ve ne kadar çok insanı bilinçlendirirsek o kadar iyi. aksi takdirde sonuçları psikolojik açıdan çok yıkıcı ve yıpratıcı olabilir.

    alıntıdır.
  • bu konudaki en güzel lafı steinbeck demiş sanırım; "bir insana dengesini kaybettirip, sonra da normal davranmasını bekleyemezsiniz."

    psikologlar ne der bilirsiniz; 'bize asla gerçek hastalar gelmez, onların hasta ettikleri gelir.'

    sevgilisini aldatıp, bi de onu şizofren olduğuna inandıran narsist ve şerefsizler oldukça da ne bu hastalar biter ne de bu kavram.
  • bir insanın size verdiği hasarı bir türlü üçüncü bir kişiye anlatabileceğiniz bir şekle sokamıyorsanız, hem olanı hem de yaşadığınızı tanımlamakta zorlanıyorsanız muhtemelen gaslight ediliyorsunuz.

    berbat bir manipülasyon yöntemi.
  • klinik terimlerin genel konusma dilinde oylesine ortaya atilmasi beni rahatsiz ediyor. cunku zihinsel sagliga dair anlayis yerine, durumu daha patolojiklestirerek nefret yaymaktan baska bir ise yaramiyor bu tavir. stigma/@sacmalog

    birinin yalan soylemesi, bile bile manipule etmesine dair bircok sebep ve gerekce olabilir. var olan ornekler, kendi icinde degerlendirilmedigi ve gozlemlenmedigi gibi, otomatikman bir kelime ortaya atilip "o zaten boyle biri" demeye yariyor bu terimleri ortaya atip kullanmak. ama ne klinik olarak dogru yerde kullanilmis oluyor ne de durumu aciklamaya ve netlestirmeye yariyor. sadece karsindaki kisiyi seytanlastirmis oldugunla kaliyorsun. google'da semptomlari aratip, kanser teshisine karar vermek gibi bir sey bu adeta dfghjk

    dr. kirk honda'nin burada https://youtu.be/vrirfvrz9ey?t=29 anlattigi gibi, bu terim gercekten birini bile bile delirtmek isteyen oldugunda kullaniliyor literaturde. kendi icinde kriterleri ve sebepleri var. sen bu kelimeyi kafana gore ortaya attigin zaman, en basit insan davranislarini bile patolojiklestirmis ve kelime anlaminin icini bosaltmis oluyorsun.

    belki de yasadigi aciya dair daha 'sert' kelimeler kullanmak istiyor insanlar, bu da anlasilabilir bir sey. ama bunu yapmanin yolu, klinik terimleri lackalastirmak olmamali. bir diger ornegi de ghosting, evet her sana cevap vermeyenin derdi "ghosting" yapmak dfghjkl karsindaki insanda ne oluyor, ne bitiyor merak etmeden durumu sadece senin basina ne geldi ve bunu da abartarak degerlendirmeden kaynaklanan 'teshis'ler bunlar.

    narsistik davranislar narsist ebeveynlerden ogrenildigi, bilmeden ornek alindigi gibi herkes narsist degil, kendine bencil ve empatiden yoksun davraniyor diye... insanlari ve en basta danisan/hastalari kendi durumu icinde degerlendirerek dogru teshis ve tani koyabilir uzmanlar ve o sekilde bir tedavi uygulayabilirler.

    herkesin kicindan terim uydurmasi, klinik terimleri gelisi guzel kullanarak yasadigi deneyimi, baskasini patolojiklestirerek anlatmasi zihinsel sagliga dair stigmalari besledigi ile kaliyor ve kendi iyilesmene de yaramiyor acikcasi. zihinsel saglik boyle ici bos degil, kendi kafana gore teshis ve tedavi dagitamazsin, tek yapabilecegin sey kendi iyilesmene bakmak ve kendi seruvenini yasamak. bunu yaparken baskalarini etiketleyip duracagina, kendi deneyimini paylasabilirsin ve bunu cozumlemeye verebilirsin dikkatini.

    insanlari ve zihinsel sorunlari seytanlastirmayi birakirsak, gercekten cok sevinecegim. herkesin isini kolaylastirmis olursunuz boylece, kendi iyilesmenizi de... cunku kendi guven algindan yiyorsun, insanlari gozunde oculestirdigin her seferde. oysa ki kendi acina odaklanip, kendi seruvenine sahit olabilirsin ve bu davranislari sergileyen insanlarin "kendisi icin pozitif ne amaci olabilir" diye bakip, kisisellestirmeden durumlarini gozlemleyip, mantigini algilayabilirsin.* aksi takdirde kendini hep 'kurban' psikolojisinde sikistirmis ve insanlari ayristirip, yardimci olmadigin gibi hem kendinin hem de onlarin seruvenlerine limon suyu sikmis oluyorsun cunku. birak uzmanlar kullansin bu kelimeleri, ki onlar bile yer yer yanlis kullaniyor zaten...
  • borderline kişilik bozukluğuna sahip kişilerin genel olarak ilişkilerinde kullandığı partneri istismar edici bir davranış biçimidir.

    şöyle ki yaşanan bir olayın hiç yaşanmamış olduğunu iddia etme, söylenmemiş bir şeyi söylendiğine dair ciddi bir inandırma çabası gibi durumlarla kendini gösterir. tüm bu durumların karşı tarafın binevi deliliğinden kaynaklandığını iddia edebilirler. gaslighting i genel olarak partnerini sosyal ilişkilerinden soyutlamayı başardığında ve kendine bağımlı hale getirdiğinde yaparlar.

    tabiki yalnızca borderline kişilik bozukluğuna sahip kişilerde görülen bir davranış biçimi değildir bu. ama normal bir davranış biçimi olmadığından inceden bir psikolojik bozukluk olabileceği düşünülüp sinyallerini aldığımız anda elimizdekileri yavaşça bırakıp oradan hemen uzaklaşmak en mantıklısı olacaktır.
  • eger fil gibi bir hafizaniz + saglikli bir oz guveniniz varsa, kendinizi, gaslighter kisisine yedigi naneleri ve yapmasi gerekirken yapmadigi her seyi her seferinde sayip dokerken bulacaksiniz. nasil hatirlamadigina, unuttuguna sasacaksiniz baslarda ama aslinda adi gibi biliyor. sadece olaylarin etrafina sis atiyor oc.

    bu kisilerin zehri, egosu saglamlara fazla gecemiyor ama hayatinizin kotu gittigi bir donemde sizarsa yasaminiza, iste o zaman ona zaten kendisinin de bildigini dusundugunuz her seyi tekrar tekrar hatirlatmak zorunda kalacaksiniz. cunku bilmezlikten gelecek, sallamayacak, ne alakasi var ya olacak. kendi gercekligini kurmaya calisiyor etrafiniza aklinca. kendinize guvenip inat edin hatirladiklarinizda.

    bunlarin hepsini gectim. bir iliskide insan confusion, zihin bulanikligi hissetmemeli. acaba soyle miydi, acaba ben mi cok alingan davrandim, yok kemalim yapmaz... iliski mi psy deneyi mi belli olmayan seyleri bitirin gitsin. sizi seven zaten kalbinizin zihninizin ayarini bozacak ucuz oyunlar oynamaz.

    bir de ayirdina varmak icin sunu dusunun: "ben neden boyle seyler demiyorum/yapmiyorum? ben neden boyle davranmiyorum? ben tum kalbimi, zihnimi acip ortaya dokup samimi sekilde onunla ilgilenmek isterken o benim kafami karistiriyor/iliskiyi surekli kaosa surukluyor... demek ki sorun bende degil."

    bu arada herkes gaslighta ugruyorsa, bunu yapanlar nerede?
  • bir temiz dövülmesi gereken kişi davranışıdır.
    birlikte olduğu/sevdiği/aile bireyinin bir eşyasını alıp bir yere saklayıp, kendisine sorulduğunda şiddetle tepki göstermesi,
    karşısındaki kendisini kırdığını anlattığında şiddetle tepki göstermesi,
    karşısındaki kişiyi aciz hissettirme çabası...
    sen ne şerefsiz bir şeysin be? valla bak. insan falan değilsin sen. tedavi ol.
    peki karşınızdaki insanın size bunu uyguladığını nasıl anlarsınız?
    size psikolojik açıdan destek vermek yerine yıpratıyorsa,
    kendinizden durmadan şüphe etmenize vesile oluyorsa,
    sizi eziyorsa, aşağılıyorsa,
    narsistik tavırları varsa
    bu tarz bir davranış biçimde değilse bile olabilitesi yüksektir. tedavi olsun, öyle deyin ve uzaklaşın.
  • sevginin olmadığı bir ilişkide her an karşınıza çıkabilir. siz siz olun gaz lambalarının ayarlarıyla oynamayın.
  • bugün twitter'da, hakkında "stop romanticizing the people who hurt you!" başlıklı bir yazı görüp hakkında bir şeyler okumaya karar verdiğim kavram. özellikle ikili ilişkilerde kendini çaresiz ve çıkmazda hissedenlere bu yazının ciddi anlamda yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

    yazıdan kısa bir bölüm:

    "gaslight yapanın sadece haklı olmaya ihtiyacı yoktur. ayrıca sizin de onun haklı olduğuna inanmanıza ihtiyacı vardır.

    birinci aşama: saçmaladığını biliyorsunuz ama yine de tartışıyorsunuz.

    çözüme varamadan saatlerce tartışıyorsunuz. hisleriniz, fikirleriniz, hayatı deneyimleyişiniz gibi tartışmaya açık olmayan konularda tartışıyorsunuz.

    tartışıyorsunuz çünkü haklı olmaya, anlaşılmaya veya onun onayını almaya ihtiyacınız var.

    birinci aşamada hala kendinize inanıyorsunuz ama bu inancınızı farkında olmadan tartışmaya açıyorsunuz.

    ikinci aşama: ilk olarak gaslight yapanın bakış açısını dikkate alıyorsunuz ve çaresizce onun da sizin bakış açınızı görmesi için çabalıyorsunuz.

    çatışmaya devam ediyorsunuz çünkü size dair ne düşündüğünden korkuyorsunuz.

    tartışmayı kazanmanın şimdi tek bir amacı var: hala iyi, kibar ve değerli olduğunuzu kanıtlamak.

    üçüncü aşama: canınız yandığında, ilk olarak “benim sorunum ne?” diye soruyorsunuz.

    onun bakış açısını normal olarak görüyorsunuz. muhakeme kabiliyetinizi kaybetmeye başlıyorsunuz. onu anlamak ve bakış açısını görebilmek için tükeniyorsunuz. her eleştiriye takılıp, bunları çözebilmek için yaşıyorsunuz.

    geriye baktığımda, ilişkiyi bitirdiğim zamanın ikinci aşamanın derinlerinde olduğum zamana denk geldiğini görüyorum. yine de aylar sonra onunla bir arkadaşlık kurmaya çalıştım. bir netlik, anlayış ve bağışlanma özlemi çekiyordum.

    ve nihayet tüm iletişimi kestiğimde, iyileşmek yerine üçüncü aşamaya geçtim. ilişki bittikten sonra kendi kendime yaptığım gaslighting’i ne anlıyordum ne de nasıl çözeceğimi biliyordum.

    eğer zamanda geri gidip kendime bir tavsiye verebilseydim bu, “hemen en az 1 yıl boyunca onunla tüm iletişimi kes” olurdu. belki sizin de ihtiyacınız budur.

    gerçekten, gerçekten zor. zor çünkü, hala anlayış ve netlik, tam bir sonraki sokağın köşesindeymiş gibi geliyor. bunu oluruna bırakmak zor.

    ama düşünün: henüz bırakmak zorunda değilsiniz. sadece bir yıllık süreye bağlı kalın. çünkü istismarcı olmayan hiç kimse, iyileşmeniz için ihtiyacınız olan alan nedeniyle sizi cezalandırmayacaktır.

    ve “tüm iletişimi kesin” dediğimde, tüm iletişimi kesmekten bahsediyorum. kendinizi ortak arkadaşlarınızdan uzaklaştırın. gaslight yapanı tüm sosyal medya hesaplarınızda engelleyin. doğrudan güvenliğinizle ilgili olmadığı sürece arkadaşlarınızdan, onunla ilgili size hiçbir yeni bilgi vermemelerini isteyin.

    size mantıksız davrandığınızı söyleyen herkesin cehenneme kadar yolu var.

    iyileşmek için buna ihtiyacınız var. kendi kendinize gaslighting yapmayı bırakmayı öğrenebileceğiniz bir alana ihtiyacınız var."

    yazının tamamını okumak isterseniz : bir istismar yöntemi olan gaslighting hakkında öğrendiğim 10 şey
hesabın var mı? giriş yap