51750 entry daha
  • ilk yarı bitti
    hayat bir
    ben sıfır

    ağladım
    sızladım
    yakındım

    düştüm
    canım yandı
    kırıldım

    ama eğilmedim
    vazgeçmedim
    ve tekrar ayağa kalktım

    ders aldım
    ders verdim
    ders oldum

    birdim
    tektim
    yok oldum

    yokluktan
    yeni bir ben olarak
    geri doğdum

    hayatla yoğruldum
    yandım, kavruldum
    kıvam buldum

    arındım
    ayıklandım
    gerçeğe yaklaştım

    gündüz oldum, gece oldum
    soru oldum, cevap oldum
    sevap oldum, günah oldum

    ama her zaman
    sadece
    insan oldum

    şaşmadım, şaşırmadım, şaşırtmadım
    açık, net ve mert oldum
    ağlayana destek oldum

    hata yaptım, gocunmadım
    bedel ödemekten sakınmadım
    ilk oldum, son oldum, sonsuz oldum

    charango/z.b.
  • yatak gıcırtısı saat sesiyle armoni olmuş.

    kirli otel çarşafını sarık yapmış başkan,

    karısının ütülediğiyle metresine giden gavat,

    bir fahişenin göz kalemiyle imzalamış damat,

    terfi yazısını bir tanışının...

    köprü altında solmuş bira şişeleri şahit.

    kirli ve çatlak camdan bakan yaşlı adam

    bilir bunu

    denizi yaran ile çocuğu boğan cedelleşirken

    elleşir kadınlarla sarayda inkar eden hanedan

    ben yaşarken hep yağmur yağar soğuk soğuk ıslatır

    çünkü herşeyi düzeltmeye çalışırken ıslandım.

    demir ile duvar ın arsında kalanlar neden korkar

    çünkü dirilerin ölüleri kıskandığı mevsim geldi.

    bir gecenin sabahı olmayacaktı.

    bu gün nerde kaldı?

    o gün, kavgada herkezi geren kadın çığlığı gibi gelecek

    insan kanıyla para basan sistemi sur ıslığı gibi delecek

    soğuk ve sağır hapsine duvarları bile duyacak

    iyilikleri kabul etmeyen kötülükleri de reddeden olacak

    çünkü en büyük muskamdı cesaret ve helal süt

    çekirge cesedini taşıyan karıncalar gibi

    paslı bir bıçak keser buruşuk kolunu ihtiyarın

    ıslak bir halıya çorapla basar kış günü

    naylon ayakkabı giyen çocuklar

    bilir bunu

    geviş getiren çingen atları şahit..
  • benim kalbim dumanlı odalarda büyüdü madam.
    yalan yok! yalan asla olmayacak
    çünkü aşkı üstünüze serpiştirip kaçan o yağmur
    bir gün sizi de ıslatacak
    bir gün sizde hüzünle bakacaksınız kalbinizin içine
    orada bir şarklıyı göreceksiniz
    biz şarklılar, yani aşıklar
    ve asla konuşamayacakları kızlara aşklananlar
    hep yenildik!
    farklı malubiyetlerden kuruldu bizim tarihimiz
    diyorum ki… vaktiniz varsa bu akşam
    bizim yüzümüz kızarır
    biz uzaktan sevmelerde birinciyiz
    genç kızlara başlarımızı çevirip bir bakamayız
    bir bakarsak usulca elimizden kayar
    ve parçalanır kristal gençliğimiz
    biz kristal gençleriz madam
    kolayca tuz buz oluruz
    -eve gitsem daha iyi
    iyide benim o darmadağın halimi bırakıp nereye,
    her gece saatlerce alıştırma yapıp da
    bir tek sevda sözcüğü fısıldayamamanın sıkıntısı
    aşksızlıktan solan bu cismi terk edip nereye gidiyorsun ?
    merdivenlerden peşinizden koşup da
    isminizi haykırmayı size bakarken derinde
    bir acıyla kıvrandığımı fark etmeden nereye he…
  • ölmüş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla
    günlerin dökümünü yap benim senden, senin benden habersiz alıp verdiklerini kim bilebilir ikimizden başka?
    sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmış
    bir ilişkiyi, duyguların birliğini, bir aşkı beraberlik haline getiren
    kendiliğindenliği
    yani günlerimiz aydınlıkken kaçırdığımız her şeyi
    bir düşün emek ve aşkla güzelleştirilmiş bir dünya
    şimdi ağır ağır batıyor ve yokluğa karışıyor orada ölmüş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla
    bunlar da bir işe yaramadıysa
    demek yangında kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda

    murathan mungan
  • "benimle kalmak istediğine
    ama bunu yapamadığına inanıyorum,
    seni asla suçlamayacağım" -
    evet, aşk
    anlaşılmaz ve güç,
    yıllarca renk vermezken
    "unutma" diyeceğiz birbirimize,
    ta ki birimiz ölene kadar-
    işte böyle son bulur güller,
    yaprak yaprak…
  • “nefesini yüzümde tutuyorum,
    gülüşünü aklımda.
    morarmış yüzlerini
    ısıttım kaç gece, ısıtıyorum;
    içimdesin, büyütüyorum seni.

    seni yepyeni bir dünya yapıyorum kendime,
    tam kralca yaşanacak.
    ...”

    abdurrahman cahit zarifoğlu
  • dünyanın en uzun hüznü yağıyor,
    yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne.
    kar yağıyor ve sen gidiyorsun,
    ağlar gibi yürüyerek gidiyorsun,
    belki bulmağa gidiyorsun kaybettiğimizi
    o insan ve tabiat çağını.dön bana ve dinle!
    kuşlar uçuşuyor içimde.loş bir keman solosu gibi
    kuşların uçuştuğunu içimde,
    dön bana ve dinle.karanlık denizlerin dibinde,
    birtakım incilerin olduğunu
    birtakım incilere ve hatıralara
    neden bağlı olduğumuzu unutma.duy beni ve dinle!
    denizler boğuşuyor içimde.unutma diyorum ama sen anla,
    anlat bizim de yaşamak istediğimizi onlara...

    erdem bayazıt
  • "kıyımızdan bizi seyretmeyi göze alanın
    başını bulandırdık uçurummuşuz gibi.."

    ismet özel
  • melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz.
    sana yalnız bir ince tâze kadın
    sana yalnızca eski bir budala
    diyen bugünkü beşer,
    bu sefîl iştihâ, bu kirli nazar,
    bulamaz sende, bende bir ma'nâ

    —ahmet haşim büyük adam.
  • kahvaltını hazırlarken başkalarını da düşün
    güvercinlerin yemini dahi unutma
    kendi savaşının içindeyken bile
    başkalarını düşün
    selamet isteyenleri unutma
    su faturanı öderken rahatça,
    başkalarını da düşün
    buluttan su emenleri unutma.
    evine döndüğünde birden
    evinde başkalarını düşün mesela
    çadırda yaşayan insanları unutma.
    uzanıp gecenin üstüne yıldızları sayarken
    başkalarını da düşün
    yatacak yeri olmayanları unutma.
    sloganlar savururken özgürlüğün için,
    başkalarını da düşün.
    söz hakkı olmayanları unutma
    ve sen başkalarını düşünürken uzaktan uzağa
    dön kendine, kendini düşün.
    ve de ki;
    karanlıkta bir mum olabilseydim keşke.

    • mahmud derviş | başkalarını da düşün
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap