geceye bir şiir bırak
-
"kıyımızdan bizi seyretmeyi göze alanın
başını bulandırdık uçurummuşuz gibi.."
ismet özel -
melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz.
sana yalnız bir ince tâze kadın
sana yalnızca eski bir budala
diyen bugünkü beşer,
bu sefîl iştihâ, bu kirli nazar,
bulamaz sende, bende bir ma'nâ
—ahmet haşim büyük adam. -
kahvaltını hazırlarken başkalarını da düşün
güvercinlerin yemini dahi unutma
kendi savaşının içindeyken bile
başkalarını düşün
selamet isteyenleri unutma
su faturanı öderken rahatça,
başkalarını da düşün
buluttan su emenleri unutma.
evine döndüğünde birden
evinde başkalarını düşün mesela
çadırda yaşayan insanları unutma.
uzanıp gecenin üstüne yıldızları sayarken
başkalarını da düşün
yatacak yeri olmayanları unutma.
sloganlar savururken özgürlüğün için,
başkalarını da düşün.
söz hakkı olmayanları unutma
ve sen başkalarını düşünürken uzaktan uzağa
dön kendine, kendini düşün.
ve de ki;
karanlıkta bir mum olabilseydim keşke.
• mahmud derviş | başkalarını da düşün -
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim -
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrahim
gönlümü put sanıp kıran kim?
asaf halet çelebi. -
"...
anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmadan yağmur yağsın
biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşıklar fısıldaşsın yine
gidersek birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen."
ahmet telli - anısı biz olalım bu sokakların
bana sorsanız her bir altılı bendinin ilk üç mısrası boynu bükük bir umut barındırır ve ikinci üç mısrası hadi ne duruyoruz der. ilk üçün ardından dudaklarınızı büküp kaşlarınızı kaldırarak içinizden olmaz mı diye sorup, ikinci üçlüğe olur tabi! diye baslayabilirsiniz.
beş umutluk şiirdir. -
dünya ne ise oydu;
ben de ne isem o oldum.
- uyuşamadık.
hepsi bu. -
en güzel deniz,
henüz gidilmemiş olanıdır.
en güzel çocuk,
henüz büyümedi.
en güzel günlerimiz,
henüz yaşamadıklarımız.
ve sana söylemek istediğim en güzel söz,
henüz söylememiş olduğum sözdür.
nazım -
beni bundan böyle
beklese-beklese
hüzün bekler,
çağırsa-çağırsa
hüzün
neden mi?
neden olacak..
o kadar gezilip görüldü ki..
hep ben bir şeyden,
bir yer'den
bir kimse'den uzaktayım
ve kendimden.
ölüm beklemez beni..
çünkü, ben gene de
bir şeye,
bir yer'e
ya da bir kimseye giderken de
kendimden uzakta olacağım
işte
bunun adı hüzündür.
özdemir asaf -
baştan başa
anlayabilmek işin aslını baştan başa
olmayacaktı erken;
bildiğimiz, sözlerin sıçrayışı rastgele,
bir de şarkının dalları düşerken.
ne zaman kulak versek büyük varlıklara biz,
kırk yılda bir kere
talih yaver giderse, yakalayabiliriz
baştan başa bir ibare.
bulabilsek mutluluğumuzu baştan başa
kollarında başka birinin,
bahar mızraklarının korkusunu çekmezdik,
ne de kentin o cırtlak yangın sirenlerinin;
gel gör ki etimizi mızraklar öldürüyor
her yıl ve her saat başı
çanlar ya da sirenler uzaklara sürüyor
masmavi gözlerini sevdanın baştan başa.
dünya ya kara olsa ya da ak baştan başa.
tüm haritalar olsa ayan -beyan,
kaplan gibi suların arapsaçı değil de
biçmeler gibi hazla ve acıyla parlayan
gitmek istediğimiz yolu bilirdik belki,
ya da kalırdık öyle, bunalmış sıkıntıyla.
ama gaddar gerçekte asla tek bir yol yok ki
doğru olsun baştan başa.
louis macneice
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap