• "insanoğlu ıstırabının ve acılarının kesildiği gün, yenilerini aramaya koyulur."

    simone weil.
  • “insan karşılaştığı kişilerin kalıntısıdır”

    (bkz: sigmund freud)
  • tanrıyla kavga eden her şartta kaybeder.
    ya eldekilerle efendisi olacaksın kendi hayatının, ya da oradan ikileyeceksin.
    hayata gelmiş olman çok büyük bir fırsat, hiç olmayabilirdin kıymet bileceksin.
  • “yitirdiklerimiz için bir yer buluruz mutlaka. böyle bir kayıptan sonra tuttuğumuz matemin en zor aşamasının geçeceğini bilsek bile asla tam olarak teselli olamayacağımızı ve yitirdiğimizin yerini alacak bir şey bulamayacağımızı da unutmayız. o boşluk neyle dolarsa dolsun, isterse içi tamamıyla kapansın, yine de geride bir şey kalacaktır.”

    *
  • güneş görmeyen çiçek, boyun büker.
  • bugün yazdığım bir entry'e birkaç mesaj aldım buradan, kadın düşmanı söylemler içeriyordu. bana yönelik değildi ve aslında söyleyenler de ne kadar farkındaydı söylediklerinin bilemiyorum ancak yazma gereği duydum.

    eğer anneyle bağını koparmamış, anneyle kurduğu bağa ait sorunlarını aşamamış bir erkekseniz, aynı şekilde babayla kurulan bağa ait sorunlarını aşamamış bir kadınsanız kadınlarla/erkeklerle iletişimdeyken aslında annenizle/babanızla iletişimde olmaya devam ettiğinizi söylüyor çalışmalar.

    şimdi biraz korkunç gelecek biliyorum ama fiziksel yakınlaşmada bile bebeklik döneminde kurulan fiziksel temastan dolayı anneyle kurulan temasa devam ediyormuş erkekler bilinç altında.

    geçmişle bağ kopmadıysa aslında karşıda sürekli anne/baba varmış gibi davranılıyor ve onlarla yaşanan sorunlardan dolayı yerleşen algılar, tepkiler, alışkanlıklar, kişi değişse de kendini tekrar ediyor.

    gerçekten karşınızda duran kadını/erkeği görebilmek ve onunla gerçek bir iletişim ya da bağ kurabilmek için anneyle/babayla kurulan bağın kopması gerekiyor. onlarla görüşmemekten bahsetmiyorum, bilinç altından bahsediyorum. zaten bilinç altında yetişkin olamadıysak anne/baba hayatımızda var olmasa da her kadında/erkekte onlarla diyaloğa devam ediyoruz.

    kadınlara kötü davranma, erkeklerle sağlıklı ilişkiler kuramama, erkekler hep şöyle, kadınlar hep böyle söylemleri, sevgilisini sevişemeyecek kadar sevme(?!), karısı doğum yaptıktan sonra cinselliği azaltma/bitirme, lgbt düşmanlığı, kadını/erkeği kontrol altında tutma çabası, gereğinden fazla fedakarlık, kadın cinayetleri, seri katiller.. böyle uzar da uzar.

    bu konularda okumak bilinçlenmek zorundayız. yaş kaç olursa olsun devam eden çocukluk evresinden yetişkinliğe geçip, çocukluk evresinde kurulan bağları ve o bağlardaki sorunları geride bırakıp, iletişimde olduğumuz insanları gerçekten görmeye ve yeni deneyimlere kendimizi açmaya başlamalıyız. toplumsal ve bireysel olarak yaşadığımız pek çok sorun da buradan temelleniyor.
  • günümüz...
    insan dışardan bakıldığında uygar
    bir insan gibidir ama kendi içinde bir ilkeldir.
    insanın bir yönü vardır ki, kökenini
    gerçekten ele vermeyi hiç istemez, bir başka yönü de, bütün bunları çoktan aştığına
    inanmasıdır.

    carl gustav jung
  • insanın neden bebeklik dönemine saplanıp kaldığının ve oradan nasıl çıkacağının, kurtulacağının cevabını arıyorum. varsa hakikaten bilen biri, buyursun mesaj kutusu müsait...
  • size değer veren kişi bir yanlış yaptığında özür dileyecek ve hatasının sorumluluğunu üstlenecektir.
hesabın var mı? giriş yap