• diyanet işleri başkanı 84 milyonu falan temsil etmez.

    zamanında dini konuların devlet kontrolünde olmasını sağlamak için kurulan bir kurumun başkanıdır.

    her kurum ve kişi eleştirilebilir - dalga geçilebilir. hakaret sınırı aşılmadığı sürece.

    hiçbir kişi, diyanet işleri başkanı dahil kutsal falan değildir.
  • önceklikle beni temsil etmiyor o başkan. 83milyon999bin999 de sen ona kafadan en fazla.

    ayrıca beni temsil eden biri olsa da ifade özgürlüğüdür istedikleri gibi dalga geçebilirler.
  • diyanet işleri başkanı beni temsil etmediği gibi benden aldığı vergilerle benim sağlığımı bozmak için elinden geleni yapmaktadır. desibel sınırlarına uymamak ve hoparlörden ezan okumaya devam etmek için yalan fetva bile vermektedir.

    hoparlör ile ezan yayını hakkında:
    soru: hoparlörle ezan okumak caiz midir?

    diyanetin cevabı: "ezanın bilinen sözlerini muhafaza etmek kaydıyla bu ilan ve davetin, hoparlörle veya hoparlörsüz yapılması arasında dini açıdan herhangi bir fark bulunmamaktadır. zira hoparlör, sesin kuvvetini artırıcı bir cihaz olup çıkan ses, mikrofon başında okuyan kişinin kendi sesidir. bu itibarla, daha uzaklardan duyulması için ezanın hoparlörle okunmasında dinen bir sakınca yoktur.

    gelelim yalan meselesine:
    hoparlör "sesi yükseltici bir cihaz" değildir. hoparlör elektrik dalgalarını ses dalgalarına çeviren cihazdır. bunu yapabilmek için de mikrofona ihtiyaç duyar. mikrofon ise ses dalgalarını elektrik dalgalarına çeviren cihazdır.

    bu durumda müezzinin mikrofona okuduğu ezan önce elektrik dalgalarına çevrilir daha sonra hoparlör tarafından ses dalgalarına çevrilir. hoparlörden çıkan ses müezzinin sesi değildir bir benzeridir.

    nasıl ki kaydedilen bir sesin ezan olarak kullanılması doğru değil ise mikrofon ile değişime uğramış sesin de ezan olarak kullanılması doğru değildir.

    *diyanet ileri başkanlığının ezan konusunda uymadığı tek kural da insan sesi ile okunması kuralı değildir. diyanet işleri başkanlığı yönetmeliği 21. maddesinin c bendi der ki:

    "c) hoparlörlerin ses düzeninin, ezânın çevrede duyulmasını sağlayacak fakat
    yakın komşuları da rahatsız etmeyecek şekilde ayarlanması temin edilecektir."

    bu durumda; etrafında yerleşim yeri bulunan (ki şehirlerdeki tüm camiler bu kategoridedir) camilerde hoparlör kullanılmaması gerekmektedir. 3-5 metre yakınında yerleşim yeri bulunan camilerden son ses ezan okunması yönetmeliğe aykırıdır.

    *kendi yönetmelikleri haricinde "çevresel gürültünün değerlendirilmesi ve yönetimi yönetmeliği"ne göre de aykırı davranmaktadırlar.

    yönetmelikte aşılmaması gereken ses sınırları aşağıdaki gibidir. camiler yerleşim yeri içerisine yapıldığına göre en yakınındaki konut içerisinden ölçümler yapılarak hoparlörlerin ses oranı buna göre düzenlenmeli ya da hoparlörler komple iptal edilmelidir. ses sınırları

    gürültü kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkileri hem sağlıksal hem davranışsal yönde ortaya çıkabilir. genel olarak, gürültü olarak adlandırılan her türlü ses insan sağlığını fizyolojik ve psikolojik olarak etkiler. istenmeyen bu sesler sinir, saldırganlık, hipertansiyon, yüksek stres, kulak çınlaması ya da kulak uğuldaması, duyma kaybı, uyku bozuklukları gibi pek çok sonuç doğurabilir.

    bu sonuçlar içinde, stres ve hipertansiyon ciddi sağlık sorunlarına kapı açabilirken, kulak çınlamaları ve uğuldamaları unutkanlığa, ciddi ruhsal bunalımlara ve kimi zaman panik ataklara neden olabilir.

    ekleme: 14 kasım 2019 tarihli cami hizmetlerinde verimliliğin artırılması genelgesi e maddesi de hoparlör sistemlerinin yoğunluğa göre 70-85 desibel arasında ayarlanması gerektiğini, cemaati ufak ya da gereklilik olmayan bölgelerde hoparlör kullanılmayıp yalın sesle ezan okunması gerektiğini belirtir.
  • ya biz maaşını ödediğimiz dandik memurlarla niye dalga geçemiyoruz?

    herhangi bir atanmış memur ülkeyi milleti filan temsil etmez. üstelik bu dalga geçme de "ouvvvv haram" diye gezip gezip milyonlarca faiz parası yiyen diyanet işleri başkanı ile ilgili, gayet yerinde bir mizah.
  • bu ülkenin diyanet başkanı 84 milyon falan insanı temsil etmiyor sayın aktroll.

    1) diyanet başkanı seçilmiyor, atanıyor. dolayısıyla temsil yetkisine falan sahip değil.

    2) diyanet başkanı sadece sünni müslümanları benimseyen bir tavır takınıyor. yani kendisinin de 84 milyonu temsil etmek gibi bir iddiası bir arzusu yok.

    3) diyanet başkanı bahse konu olan sünni müslümanların dahi tamamını temsil etmiyor. çünkü kendisi bir siyasi partinin etkisi altında dini siyasete alet etmek üzere kullanılan bir kukladan başka bir şey değil.

    4) paylaşılan linkte katılmayacağım tek bir şey göremedim.

    edit: numaralandırmadaki hata düzeltildi.
  • sikerler lan bu ülkenin diyanetini de başkanını da. memurdur o bakan. isteyen istediğini yapar. göte göt demek gerekir.
  • diyanet işleri başkanı seçimle başa gelen, ülke yönetiminde rolü olan bir kişi değildir, atanan bürokrattır, 84 milyonda herkes müslüman olmadıığından herkesi de temsil etmez.

    t: bir bürokrat ile ilgili bir espri yapılması durumu.
  • beni temsil etmediği için sikimde olmayan hede. ayrıca kimi kime neye karşı temsil ediyor aq, türkiye müslümanlarının müdürü mü kendisi nedir, kime karşı sorumluluğu var?

    ne saçma sikim şeyler yazıyorsunuz ya..
  • ben dalga geçme göremedim ilgili kaynakta. haksız kazanca dikkat çekilmiş sadece.
hesabın var mı? giriş yap