• sıkıcı bir film... bitse de gitsek diye dualar ediyoz... hem sonu başından belli...
  • yunanca da evdomada
  • farsça yedi anlamına gelen heft (hefte)'den gelir.
  • itl. settimana
  • insanligin zamanla bir günden uzun, bir aydan da kisa bir zaman birimine ihtiyaç duymasindan ortaya çikan zaman birimi. babilliler 7 günlük haftayi zaman birimi olarak kullanmaya basladilar. sonralari yunanlilar, çinliler ve misirlilar 10 günlük, romalilar ise 8 günlük haftayi kullanmaya çalistilar.
  • icinde 7 adet gunun bulundugu, bitmesi dort gozle beklenen, basladiginda 6. ve 7. gunu iple cekilen, 4 tanesinden ay, 52 tanesinden yil olusan, hafta sonu gibi ferahlatici bir lakabi da bulunan zaman sureci.
  • gün belli, güneş doğdu battı derken, 24 saatlik doğal bi zaman birimi.
    yıl desen güneşe bağlı, ilkbahar-yaz-sonbahar-kış sonuçta. dünya dönüyor işte bi tur.
    ay, adı üstünde, ayın dünya etrafındaki periyodu. hilal oluyor, ilk dördün-mördün.

    peki bu hafta hususu nedir kuzum?
    kim neresinden uydurmuş bu hafta hikayesini? birileri yedi günün beşini çalışarak geçirmemizi uygun gördü diye mi bu zevzeklik?

    günün, ayın ve yılın aynı isimli periyodları dönemleri insanın kafasında bir çağrışım sağlıyor.
    misal saat 7 dedin mi, üç aşağı beş yukarı neye benzediği bellidir.
    ayın ilk haftası ha keza, ay hilal olur, dolunay olur. yani sıkı bir takiple aydedeye bakarak ayın hangi diliminde olduğumuzu da çıkarırız.
    e, ocak ocaktır, kasım da kasım. koskoca insanlarsınız, artık size bunu da anlatacak değilim.

    gel gör ki pazartesi ne skimdir belli değil? yani bi pazartesinin diğeriyle doğal hiç bir benzerliği yok. uydurma bir kavram.

    herkes inandı mı haftayı insanların götünden uydurduğuna? tamaaaaam, şimdi kendi haftamızı oluşturma zamanı.

    önşartlar şöyle ki,

    1. gün 24 saat kalacak.

    2. ay 28 gün civarında olmalı. ama nasıl ki temmuz-ağustos peşpeşe 31 uydurmasyonu, şubat üç kere 28, bi kere 29 dengesizliği varsa bizim de bu tarz ufak çekip bükmeler yapmaya hakkımız var. ama yine de 12 ay olarak kalması faydalı. ikiye, üçe, dörde, altıya bölünüyor. dönemlere ayırmada kolaylık sağlar.

    3. yıl 365 gün 6 saat. elleşemiyoruz. altı saatlik fazlayı halihazırdaki gibi 4 yılda birleştirmek mümkün. ama bana 1460 yılda bir birleştirip, araya tam bir 365'lik yıl yapma fikri daha sevimli geliyor. misal 0 yılından başlayarak bu iş yapılsaydı, 1459 ile 1460 arasında birikmiş bir 365 günümüz olacaktı. ona da 1459,5 diyecektik. istanbul yeni alınmış, o sıra böyle buçuklu bir yıl tatlı olurdu.

    ön kabullerde anlaştığımıza göre hafta önerilerine geçelim.

    1. beş günlük hafta (xamax haftası)

    ismini neuchatel xamax'tan alan bu hafta hesabında 365 günü 73 haftaya bölüyoruz. oniki ay aynı kalıyor, ayların hepsi altı hafta, yani otuz gün. yaza denk gelen bir ay (temmuz mesela) yedi hafta. hem, hangi ayın otuz hangi ayın otuzbeş çektiğini bulmak için kimse yumruğunun üzerindeki çıkıntıları saymayacak. haftadan azalttığımız iki gün için kura çektim az önce. salı ve perşembe gitti.

    pazartesi-çarşamba-cuma iş günü (cuma yarım gün)
    cumartesi-pazar tatil.

    2. altı günlük hafta (unakıtan haftası)

    ismi altı sıfır atma operasyonun anısına verilen bu hafta teorisinde perşembe günü yok. 12 ayın her biri beş haftadan otuz gün. eder mi 360, arta kalan beş günü hiçbir aya bağlamadan serbest dolaşımda bırakıyoruz. kafa izni gibisinden. fikrimi sorarsanız temmuzla ağustos arasına koyalım derim ben.

    pazartesi-salı-çarşamba-cuma iş günü, (çarşamba-cuma yarım gün)
    cumartesi-pazar tatil

    3. bir günlük hafta

    aylar aynı, yıl sabit. salı-çarşamba-perşembe-cuma-cumartesi-pazar iptal. her gün pazartesi. bi pazartesi tatil, bi pazartesi iş. iş olan pazartesilere salı da denebilir.

    4. 19 günlük hafta (19 mucizesi)

    19 günlük 19 hafta. dört gün boşluk var. 91 yılda bir eksik yıl oluyor (91 arkalardan da apaçık görünüyor değil mi? bir de 19 mucizesine inanmazlar. peh). 91 ve katlarına denk gelen yıllarda sene tekrarı yapıyoruz.

    günler sırasıyla şöyle olsun isterim :

    pazartesi - salı - hagi - çarşamba - souness - saunders - tugay - perşembe - bülent - prekazi - hakan şükür - simoviç - cuma - taffarel - kemal sunal - cumartesi - popescu - jardel - stumpf

    normal gün isimleri iş günü,
    yabancı futbolcular tatil,
    türk futbolcular yarım gün,
    kemal sunal resmi tatil.
  • paul eluard'ın şiiri:

    hafta

    1.
    ırmağın dalgaları
    göğün boylanıp serpilmesi
    şu yel yaprak ve kanat
    söz ve bakış
    ve seni sevmem
    sürekli bir devinimde hepsi de.

    2.
    bir muştu var
    bu sabah
    düşünde görmüşsün beni.

    3.
    aktarabilsem bir şu yalnız sevgimizi
    en kalabalık yerlerine şu dünyamızın
    yer verebilsin diye
    bizim gibi şevişenlere

    sayıları çok ama yine de çok azlar.

    4.
    yüreğime kızıyorum, kızıyorum bedenime
    ama bir şey diyemiyorum taparca sevdiğime

    5.
    iki kişiydik ve kanarak yaşıyorduk
    güneşli pırıl pırıl bir sevişme gününü
    güneşimizi birlikte öpüp kokluyorduk
    ışığa kesmişti yaşam gözlerimizde

    gece bastırdığında gölgesiz kaldık
    ortak kanımızdaki yaldızı parlattık
    iki kişiydik bir gömü ortasında
    parıltısı ışıltısı sönmeyen bir daha

    6.
    karıştırıyor ışığını sis
    karanlıkların yeşilliğine
    sen de karıştırıyorsun ılık tenini
    azgın delice isteklerime

    7.
    bir kapanıyor bir ışıyorsun
    bir uyuyor bir uyanıyorsun
    hiç sekmeyen süremler boyu

    tutup bir ev kuruyorsun
    pişip olgunlaştırıyor yüreğin
    bir yatak bir meyve gibi onu

    ve girip sığınıyor içine bedenin
    ve içinde düşlerin uzayıp gidiyor
    tatlı günlerin evi bu

    ve gecede öpüşmelerin

    (türkçesi: tahsin saraç)
  • sokak ağzıyla "have to"..
hesabın var mı? giriş yap