• ay vallahi "bi tek ben mi biliyorum laaaannnn" diye avazim ciktigi kadar bagaracagim ayol... "sakin ol genc, birakti o coktan fitbolu" diyenlere de "haken haci haken... hem severim ben buyuk hakani" diyecegim. "o senin neyin olur" derlerse de "seevgilim, seeevgilim" diyecegim...

    siyirdim evet, zira ara tara bulup bulabildigim en iyi 2 kaynak, ki baska da yok zaten, myspace ve yapimci sirketin sitesi. ama gencler, buraya dikkat, cocuklar dehset.

    aquarius, ilk ve tek albumleri oluyor. simdiden uyariyorum ha, aha buralar ileride cok kiymetlenecek de, dediydi diyceksiniz.

    dinleyin!
  • progarchives'ta 2011'in en iyilerinde yer almasıyla keşfettiğim, 1 haftadır gece gündüz dinlediğim muhteşem grup. progresifin en çok sevdiğim yanını, keskin geçişleri layığıyla yerine getirip içimi pırpır ediyor. 20 dakikalık şarkıları 3 dakikada bitiyor sanki. böyle su gibi akıyor kulağımdan. dünyaca ünlü, ülke ülke gezen bir çok gruptan kat kat daha iyiler. kaçırmayın, yakalayın.
  • tabiri caiz ise eşşeğin muhtelif yerlerine su kaçıran bir albümle (bkz: the mountain) karşımıza çıkan olağanüstü oluşum. kusursuzluğun limitleri duyguyla birlikte bu kadar zorlanır tahminimce.
  • the mountain ile tanıştığım progressive metal grubu. türle ilgiliyseniz kesinlikle albümü dinlemelisiniz. özellikle pareidolia adlı parçaya dikkat.
  • aquarius albümlerini tekrar tekrar dinliyorum, geçişler nasıl güzel öyle. araya böyle sirk müziği tadında melodiler sıkıştırıyorlar ve de bunu ustalıkla yapıyorlar. yaptıkları müzikten dream theater'ın images and words albümlerindeki tadı aldım ama kesinlikle bununla kıyaslanacak ve sınırlandırılabilecek bir grup değil. rüya tadında aynı zamanda hayatın fon müziği olabilecek şarkıları var. henüz dinlemediğim iki albümleri var ve kolayca tüketilebilecek albüm yapmıyorlar, bu yüzden gönül rahatlığıyla celestial elixir şarkısının play tuşuna basıyorum. she may never retuuurrrrn...
  • oğlum yazmamışsınız, bunların üyeleriyle favori gruplarımdan between the buried and me'nin üyeleri bir grup oluşturdular: (bkz: nova collectıve)
  • hayvan gibi prog metal dinleyen biri olarak acikcasi the mountain oncesindeki islerine cok isinamamistim. deha piriltilari kendilerini hissettirse de sarki yaziminda bir miktar olmamislik vardi bu genclerde. ama the mountain ile birlikte ayni anda birkac sinif birden atlayarak 2010'larin en heyecan verici prog gruplarindan birine donustu haken.

    the mountain gibi bir hayvanligi asmalari tabi ki cok zordu, nitekim affinity albumleri her ne kadar kotu olmasa ve 80'lerin popunu prog metal ile harmanlama gibi ilginc mevzulara girse de yonelim acisindan belirgin artan bir djent kokusu ile beni pek sarmamisti. vector bu djent etkilenimlerinin zirve yapmasiyla benim acimdan hicbir heyecan yaratamamis, sadece duology'nin ikinci bolumunu dinlerken fransiz kalmamak amaciyla kendimi dinlemek zorunda hissettigim bir album olarak kaldi. prosthetic single'i basta cok umit vermeyince siradaki albumun de vasat bir is olmasi halinde grubun ismini cizerek kendilerini gecmisten hos bir seda olarak anmaya hazirliyordum kendimi, ne yalan soyleyeyim. hos, sonrasinda prosthetic de dahil tum single'lari oldukca sevince umidim yeniden tazelenmisti.

    virus bana gore gavur tabiriyle tam anlamiyla return to form albumu. grup fanlarinin bayildigi, grubun sembol sarkilarindan olan ama acikcasi cok da sevmedigim cockroach king motiflerinin varyasyonlarini ustaca isleyen messiah complex hayvanliginin yarattigi ofori ile yazmiyorum elbette bunu. tabi ki bir mountain klasmaninda degil virus ama cidden cok yakin. bunun en buyuk sebebi grubun djent cigicigilarini buyuk olcude dizginleyip gercek anlamda gitar riffi yazmaya odaklanmis olmasi bana gore. cok sacma ama muhtemelen vector ile ayni ya da yakin zamanda yazilmis olmasina ragmen bu yaklasim farki cok buyuk fark yaratiyor ve virus'in grubun bir nevi modern trendleri fazla es gecmeden ozune dondugu bir album olmasina olanak taniyor. yine sahane melodiler, parca iclerinde surekli degiskenlik gosteren atmosfer, tadinda bir gaz ve tabi ki yine sahane bir icra. album icinde mc sekansi ile birlikte carousel bu dediklerimi en net sekilde hissettiren sarki. ama meh dedigim de hicbir sarki olmadi diyebilirim.

    protez dı hiro ile beraber 2020'nin su ana kadarki en olumlu ve onemli surprizlerinden biri virus ve yilin geri kalaninda daha iyi bir prog metal albumu dinleyebilecegimi dusunmuyorum. panther'i dinlemeden cok buyuk konustuk ama hayirlara vesile olsun insallah ahaha.

    not: album isminin ise corona gunlerine denk gelen kotu bir tesaduf olduguna inanmak istiyorum. en azindan grup uyeleri cok sempatik tipler oldugu icin inanmayi tercih ediyorum demek daha dogru aslinda.
  • mike portnoy'un kendileri hakkında "bu neslin en iyi prog metal grubu" dediği gruptur.

    bir davul peygamberi olan portnoy'un sözleri sünnet olup sözlerine kulak asmamak haramdır.
  • gönül rahatlığıyla dinleyeceğiniz riff ve melodilerinin içinde kaybolacağınız the mountain isimli muhteşem bir albümü bize sunarak 2013'ün son aylarında bizi mutlu etmiş ingiliz progressive metal grubu....
  • aşmış bir albümle* müzik dünyasına giriş yapmış grup. gerçekten her şarkılarında şaşırmamak, hayran kalmamak mümkün değil.
hesabın var mı? giriş yap