• 1930'lu yıllarda kendisine james joyce'un ulysses adlı eserinin çizimlerinin yapılması için $5,000 teklif edilmiş ressam kişisi.

    söylendiğine göre kendisine fransızca bir tercümesi verilmesine rağmen kitabı hiç okumamış, joyce'un baz aldığı homer'in odyssey eserinden yola çıkarak çizimlerini oluşturmuştur. (bence ulysses'i görüp okumaktan vazgeçmiş de olabilir)

    bunun sonucunda 26 adet çizim yapmıştır, odyssey eserindeki altı konuya dayandırmıştır bunları da. zaten çizimlere bakınca bu fazlası ile belli oluyor, dedalus'a ya da bloom'a atıfta bulunan pek eser hatta gördündüğü kadarı ile hiç eser yok gibi. bu da matisse'in eseri gerçekten okumamış olabileceğini düşündürüyor. o sırada kedileri ile takılmış olabilir kendisi.

    her ne ise, matisse bu eserlerin 1500 tanesini imzalarken, joyce sadece 250 tanesini imzalamıştır.

    bu ikisi bir araya geldi mi ya da joyce eserler hakkında ne düşündü çok merak ettim.

    böyle bir şey
    şöyle bir şeyler
  • "picasso biçimse, matisse renktir" gibi bi özlü söz de söylenmiştir adına.
  • cok iyi anlasilmadigini dusundugum bir ressam. ornek vereyim. new york modern sanatlar muzesi'nde 1961 yilinda sergilenen le bateau adli eserinin, sergi basladiktan tam 47 gun sonra -ki onunden yaklasik 116.000 ziyaretcinin gectigi soylenmektedir- ters asildigi anlasilmistir.

    simdi manzarayi gozumun onune getiriyorum da... boyle bilmis tipler falan cikip kiz tavlamak icin "ya iste matisse abimiz burada sunu demek istemis, suna gonderme yapmis" diye kesin konusmustur. ama tablo ters haberleri yok. yani -duz mantikla gidelim ki espri olsun- aslinda matisse abi anlasilanin tam tersini anlatmaya calisiyormus.
  • dance adlı tablonun sahibi ressam.

    kendisinin şöyle bir açıklaması olmuştur 1908'de yani resmin yapılışından bir sene önce:

    "farz edin ki bir kadın bedeni resmetmek istiyorum. öncelikle onu zarafet ve çekicilik ile donatıyorum, fakat biliyorum ki daha fazlasını vermeliyim. ana hatlarına yönelerek, bu bedenin anlamını yoğunlaştıracağım. ilk başta çekiciliğin görünümü indirgenmiş olacak, fakat nihayetinde yeni bir görüntüde ortaya çıkacak, ki bu görüntü daha geniş bir anlama kavuşacak, bir kez daha tamamı ile insan olacak."

    tabi insanlar bu resimde matisse'in bahsettiği ne zarafeti ne de inceliği görmüşlerdir. hâlâ da görülmeyebilir, kişiye kalmış. yarım yamalak insan vücutlarının belli belirsiz bir yüzey üzerinde yaptıkları anlamsız hareketler bütünü olarak algılanmıştı ilk başlarda bu resim.

    bakın aslında her dönüm noktasında karşılaşılan durum bu. nasıl ki monet'nin impression: sunrise adlı resmi de görücüye ilk çıktığında aynı şekilde "yarım yamalak" olarak nitelendirildi ise, monet'den kırk yıl sonra, matisse de aynı cümleleri duyacaktı resmine dair. aslında nereden baksanız aynı, çünkü matisse'in yapmış olduğu sadece kendi içinden gelendi tıpkı monet gibi. yaptığı resimle bir çığır açmak, konvansiyonları yıkmak, koptum geldim zincirlerimden demek değildi.

    monet nasıl izlenimciliğin adımını attıysa, matisse de başka bir dönemde, başka bir yüzyılda fovizm'in öncülüğünü yapmıştı. fakat bu demek değil ki matisse yeni bir yönelime açılırken geçmişi tümüyle reddetmişti. en bir öncekini reddeden bile bir öncekinden izler taşır. çünkü reddettiğinden yeni bir düşünce yaratmak da reddettiğini içinde barındırır. bak tıpkı punk müzik gibi, başkaldırdığını içinde barındırması gibi. baş kaldırdığından, reddettiğinden doğması gibi. bir yandan kendinden önce gelen müzik akımına karşı gelerek, yeni bir yönelim yarattığını düşünürken aslında bir yandan da ondan doğmuş olduğunu bilmesinin verdiği rahatsızlık gibi.

    peheyy konu nereye gitti gene. neyse matisse kendi kendine "ben fovistim artık arkadaş, geçmişteki akımlar ve düşüncelerden banane" demedi elbet. nereden anlıyoruz bakalım:

    boticelli: primavera. 1482
    william blake: oberon, titania and puck with fairies dancing. 1786

    şimdi matisse'in dans eden figürleri, sizce de tamamıyla matisse'in mi?

    *

    bir de not:
    çok alakasız bir ülkenin alakasız bir kasabasının duvarında şu resmi görmüştüm. şarjım bittiği için sadece bu kadarını çekebildim ama bütün bir duvara boylu boyunca yayılan bir matisse graffitisi gibiydi bu, ya da bana onu çağrıştırdı bilemiyorum figürler bakımından. çevredeki insanlara sordum, bu bilerek mi yapıldı, ne olduğunu biliyor musunuz diye ama kimseden bir yanıt alamadım.
  • kedi babası.

    bu kadar yaratıcılığın ardında bir kedi olmaması beni şaşkınlığa uğratacaktı ama iki kedi olması daha da fazla şaşkınlığa uğrattı.

    sanırım siyahı minouche, diğer tekir olan coussi.

    öncelikle bu favorim [siyah kedinin yanına dikkatle bakarsanız minik tekiri görebilirsiniz]
    coussi
    ayakucunda her ikisi birden
    minouche
    minouche
    minouche

    özet olarak, tekir sonradan gelmiş herhalde, siyah kıskançlıklarda.

    matisse'in kediler dışında ayrıca kuşlara ve güvercinlere hayran olduğunu biliyoruz. ölümüne yakın son günlerde sahip olduğu tüm güvercinleri, hepsini picasso'ya vermiştir.

    *

    ayrıca buradan kendi kedilerimi esefle kınıyor, hala herhangi bir yaratıcılığımı ortaya çıkaramadıkları için kendilerine teessüflerimi gönderiyorum.
  • ii.dünya savaşı'nı takip eden yıllarda yaşlılık ve hastalıkla başa çıkmak zorunda kalan matisse, bu süreçte kariyerinin en canlı ve en dinamik eserlerini üretmiştir. kübizmin hakimiyetine karşı rengin hakimiyetindeki bambaşka bir üslupla mücadele eden sanatçının renk seçimi, zengin ve yoğun bir kontrast oluştururken, izleyicide sıcaklık ve rahatlık hissi yaratır.
    renklerin ustalıkla kullanılması ve olağanüstü bir ifade patlamasıyla fovizmi şekillendiren sanatçının çalışmalarını fransa nice’de kendi adını taşıyan musée matisse’de görebilirsiniz.

    *gidemeyenler, müzenin ios uygulamasında yer alan sesli rehber özelliğini dil seçimi yaparak kullanabilir, sanatçının eserlerini hem sesli hem yazılı anlatımla görebilirler.

    **diğer bir seçenek için: smartify android veya ios uygulamasına sanatçının ismini yazarak eserlerine ulaşabilirsiniz.

    ***hiç uğraşamam diyenler: dans edebilir miyiz?
  • le cateau’da (fransa) 1869 yılında doğmuş, hukuk okumuş. daha sonra geçirdiği bir apandisit operasyon sonrası yatakta oyalanmak için resme başlamış. bazen bir apandisit patlaması bile hayırlı sonuçlar doğurabiliyor... ve hukuk kariyerinden vazgeçip, paris’e gitmiş resim okumuş.
    tutucu hocaların elinde önceleri daha çok geleneksel sanat çalışmış. ancak zamanla, aralarında monet, cezanne, van gogh gibi ressamların bulunduğu dışavurumcu akımdan etkilenmeye başlamış. kendi içinde dönemlere ayrılan bu akımın, uçuşan renkler, göller ve sokakların gün ışığında değişen renklerinin yumuşacık bir şekilde tuvale döküldüğü döneminden çok; cezanne ile başlayan, gölgeler ve ışıktan uzak durup, resmin renk dengesini korumak uğuruna varlıkların anatomilerini bozmayı yeğleyen anlayışın temsilcisi olmuş. renk kullanımı ve formları uzaysal biçimlere çevirmede özgür bir tarz benimsemiş.

    matisse, 20. yy. sanatının en modern ve farklı figürlerinin yaratıcılarından biri. ressamlığının yanı sıra, heykel sanatçısı ve grafik tasarımcısı olarak da tanınır.
  • matisse'in pencere kenarındaki kadınları:

    görsel
    görsel
    görsel
  • http://www.usc.edu/…omm544/library/images/582bg.jpg adresinden joy of life ( la bonheur de vivre) adlı nefis tablosu gerçek renklerine göre biraz soluk da olsa görülebilecek nadide ressam

    ilk link ölmüş 2023'te gelen edit : https://sanatabasla.com/…-bonheur-de-vivre-matisse/
  • fovizm'in öncüsü sayılan bir ressam olarak ettiği şu lafla sanırım "simple is good." dedirtiyor:

    "bir denge ve saflık sanatı pesindeyim; oyle bi sanat ki ne duzen bozar ne kafa karıştırır. bitkin, stresli ve kırılmış insanlarin benim resimlerime baktiklarinda huzur ve sükunet bulmalarini isterim."
hesabın var mı? giriş yap