• yaşadığı zaman diliminde değeri anlaşılamamış, sıradan bir macera romanları yazarı yerine konmuş ve hayatını unutulmuş bir biçimde yoksulluk içinde noktalamış amerikan edebiyatının dev ismi. zengin bir tüccar olan babası iflas ettikten sonra delirerek ölünce çocukluğu sıkıntılar içinde, birsürü işe girip çıkarak geçti; bu arada da kendi kendini yetiştirdi. 19 yaşındayken bir balina avcı gemisiyle denizlere açıldı; dünyanın yarısını dolaştı. dört yıl sonra bir arkadaşıyla beraber gemisinden kaçarak markiz adalarında (bkz: pasifik adaları) yamyam yerlilerin yanında yarı tutsak yarı konuk olarak bir yıl geçirdi. adalara uğrayan “united states” adlı birleşik devletler fırkateyni tarafından kurtarıldı ve ülkesine bir bahriye eri olarak döndü. sağlık sorunları nedeniyle bahriyeden ayrılan melville ötedenberi ilgi duyduğu yazarlığa yöneldi. 1846 ve 47 yıllarında arka arkaya yayınlanan “tippee” ve “omoo” adlı kitaplarında pasifik yerlileriyle yaşadıklarını soylu vahşi teması üzerinden romanlaştırdı. 1850 yılında yayınlanan “white jacket” da ise bahriye erlerinin zorlu hayatını anlattı. bu üç roman onu bir anda hem ingiltere hem birleşik devletlerde çok ünlü bir yazar haline getirdi. melville in başarılı evliliği ve ünlü edebiyat eleştirmeni nathaniel hawthorne ile kurduğu dostluğu da bu döneme rastlar. fakat bu noktadan sonra yıldızı sönmeye başladı. 1851 de yayınlanan “moby dick” beklediği başarıyı yakalayamadığı gibi alışılmadık anlatımı ve kurgusu nedeniyle dönemin eleştirmenlerinin şiddetli saldırılarına uğradı. parasal olarak da sıkıntıya giren yazar new york da gümrük müfettişi olarak çalışmaya başladı. bu dönemde yazdığı “pierre” ve “piazza memories” gibi müthiş kitaplar duyulmadan geçti. ayrıca şiirler de yazan melville bunları kendi parasıyla bastırdı. 1888 yılında emekli olan yazar “moby dick” ile beraber en büyük eseri sayılan “billy budd” ı yazmaya koyuldu. ancak bunu bitirmesinin ardından bastırmaya fırsat bulamadı: 28 eylül 1891 tarihinde öldü.

    melville in yeniden keşfi 1920 lerde, savaş sonrası amerikasında oldu ve deyim yerindeyse kıyametler koptu. moby dick'te doruğuna çıkan, nesirden ziyade nazımı andırır lirik ve dokunaklı üsluba sahip; insan-tabiat, uygarlık-barbarlık çatışmaları; insan içgüdüleri gibi devrinin çok ilerisindeki konuları işleyen eserleri tüm dünyada sayısız kereler basıldı, filme alındı, tiyatroya uyarlandı. böylece yaşarken kendisinden esirgenen ün ve yazındaki mevkiyi nihayet kazanarak ismini tarihe perçinletti.

    (bkz: moby dick)
    (bkz: billy budd)
  • “it is better to fail in originality than to succeed in imitation.”

    "taklitte basarili olmaktansa, orjinallikte basarisiz olmak daha iyidir."

    herman melville
  • herşeyi denerim; ama yapabildiklerimi yaparım. - herman melville
  • "bir insan kafaca ne kadar üstün olursa olsun, aslında az çok bayağı ve aşağılık gösterişlere başvurmadan başka insanları sürekli olarak buyruğu altına alamaz" diyen amerikalı edebiyatçı...
  • hannah arendt'ın insan kalbinin karanlığını çözmede dostoyevski ile beraber andığı amerikalı yazar.
  • moby dick'in yazari . moby'nin bir $ekil akrabasi .
  • "herman melville, 1819’da new york’ta doğdu. ailesinin maddi durumu hiç de parlak değildi ve babası, ardında yüklü bir miktarda borç bırakarak öldüğünde, on üç yaşındaki melville için hayata atılma zamanı gelmişti. çeşitli işlerde çalışarak geçen beş yılın ardından, on sekiz yaşında liverpool’e giden bir gemiye ayak bastı. gençliğinin en güzel günlerini kabusa çeviren bu adım, melville’in dünya edebiyatına kazandıracağı büyük romanların malzemesi oldu. yirmi iki yaşında güney denizlerinde balina avına çıktı, ama zorlu koşullara dayanamayıp birkaç arkadaşı ile gemiyi terk etti ve bir süre typee yerlileri arasında yaşadı. adaya gelen bir avustralya gemisi ile yeniden denizciliğe döndüyse de denizcilik hayatı hep sorunlu geçti; katıldığı bir isyan sonunda hüküm giydi, tahiti civarında yeniden yerliler arasına katıldı, bir başka balina gemisi ile hawaii’ye kadar gitti.

    otuzlu yaşlarında boston’a döndüğünde, artık deniz seferleri tamamiyle çıkmıştı kafasından, başka bir işi de yoktu; yazmaya başladı. 1846’da yayınlanan ilk romanları, yerliler arasında geçen günlerine aitti. moby dick’i 1851de tamamladı, ancak romanları yeterince ilgi görmedi. melville, 1866’da new york gümrüğünde müfettiş olarak çalışmaya başlayınca edebiyattan bütünüyle uzaklaştı, 1891’de öldüğünde hiç kimsenin hatırlamadığı bir yazardı o, ama öldükten sonra keşfedildiğinde bir daha hiç unutulmadı..." (a. ömer türkeş)
  • istanbul'u bir ormana benzetmiş ve bunu çoğu kişinin düşüneceği gibi oryantalist "vahşi" bakış açısıyla değil aksine pozitif bir anlamda yazmıştır.

    --- spoiler ---

    melville'e göre galata'da iskelede durduğunuz zaman kendinizi dünyadaki bütün milletlerin arasında hissedersiniz. bir sürü değişik ülkenin paraları gezinir, 4-5 farklı dilde tabelalar vardır ve melville burada "babil laneti"nden bahseder: kimseyle konuşamama durumu. günlüğünün devamında da sürekli türklerle birlikte rum, ermeni ve yahudilerden bahseder ve genellikle istanbul'un kadınlarını çok güzel olarak tanımlar.

    orman benzetmesini istanbul'un dar sokaklarına daldığında yapar ve bunu şöyle anlatır:
    "sanki ormanda kaybolmak gibi. sokakların herhangi bir planı yok. cep pusulası. mükemmel bir labirent. dar. kapalı, kıstırılmış. (...) sokakların isimleri yok, doğadaki dostlar dışında herhangi bir tanımlayıcı yok. numaralar yok. hiçbir şey yok."
    daha sonra camileri de çadırlara ve minareleri uzun servilere benzetecektir.

    bir başka dikkat çektiği konu mezarlıklardır. batıdaki şehirler gibi ayrılmış noktalarda özenle kurulan mezarlıkların aksine melville istanbul'da her köşede irili ufaklı mezarlıklar olmasına oldukça şaşırır. evden markete giderken bir mezarlığın içinden geçmek gariptir onun için ve bunu batıdaki mezarlıklarda ölüme atfedilen ayrı ve özel yerin aksine ölümün hayatın her anında ve her köşeden karşınıza çıkabileceği hissini uyandırdığını yazar.

    istanbul'dan ayrılırken denizde gördüğü saray burnu manzarası ile bitirir yazısını:
    "günışığı sultan'ın sarayı üzerine vuruyor. güneş sarayburnu'nun tam karşısında doğuyor konstantinopol bir başkent için en mükemmel nokta olduğu gibi sarayburnu da keyif için dünyadaki en iyi mekan."
    --- spoiler ---
  • oldukça varlıklı bir ailede büyümüş, sonrasında iflaslar neticesinde o dönem oldukça trend olan balina avcılığı ile açık denizlere açılmıştır. kendisinin moby dick öncesi eserleri daha çok sükse yapmış, moby dick basıldığı dönem hayalkırıklığı yaratsa da, sonrasında yazarın en çok bilinen eseri olmuştur.
hesabın var mı? giriş yap