• aslen etimesgutludur.
  • ogretisi icin (bkz: prisca theologia)
  • "yükseklerde ve enginlerde bütün dünyayı araştır. yalnız iki şey bulacaksın: yaratan ve yaratılan. bu yolda ilim kuvvetin, iman kılıcın, sukut da delinmez zırhın olsun. hakikati herkesin anlayış derecesine göre açıkla. ruh, üstü örtülü bir ışıktır ki ancak aşk ile ebedi olarak parlar; aşksız ise sönüp gider." demiş üç kere büyük hermes.
  • "eşya’nın dışı, içi gibidir. içle dış arasında bir ayrılık yoktur. küçük büyük gibidir. küçük’le büyük arasında hiç bir ayrılık yoktur.

    evren’de hiç bir şey ne iç, ne dış, ne küçük, ne büyüktür. bir tek yasa ve o yasa’nın gördüğü bir tek iş vardır. bu sözlerin anlamını anlayan ‘hakikat’i görür. kimi insanlar, bu anlayışları, olağanüstü çabaları ve yetkinlikleriyle öteki insanların görmediklerini görebilirler.

    oysa ‘nedenler nedeni’ daima gizlidir. çünkü sonsuzluk, pek kısa bir son olan zaman ve yine pek kısa bir son olan mekân içinde anlaşılamaz ve anlatılamaz.

    bizler, ancak, öldükten sonra onu anlayabilir ve anlatabiliriz. çünkü yaşarken zaman ve mekânla sınırlıyız. sınırsızlık, sınırlılık içinde kavranamaz..."
  • "aşağıdaki yukarıdaki gibidir ve yukarıdaki aşağıdaki gibidir."
  • “dinler tarihi”, “felsefe tarihi” ve “bilim tarihi” sahaları, tarihî (diyakronik) olarak geriye doğru götürüldüklerinde her üçünün kesiştiği bir hem-zaman (senkronik) nokta üzerinde müşterek bir motifin durduğu görülecektir.

    farklı gelenek ve kültürlerde değişik isimler altında tezâhür eden bu figür daha çok hâkim greko-latin kültüründe çağrıldığı şekli olan “hermes” ismiyle şöhret bulmuştur. felsefe tarihinde, bilim tarihinde ve edebiyat tarihinde mitolojik ve yarı-mitolojik bir görünüm altında karşımıza çıkan bu figürün dinler tarihi sahasında bir peygamber ile özdeşleşerek daha tarihsel bir zemine oturduğu göze çarpar. eski mısır dinindeki “toth”u, ibrânî dinindeki “uhnuh”u, budizmdeki “buda”yı, zerdüştlükteki “hûşeng”i ve islâm dinindeki “idris”i hep bu “hermes” karşılığı olarak düşünme bir bakıma modern anlamdaki mukayeseli dinler çalışmalarının da başlangıç noktasını oluşturacaktır.

    bu motifin farklı isimler altında tezâhür edişini tevhîd etme çabalarında, meselâ ibranilerin “uhnuh”u ile müslümanların “idris”inin aynı şahıslar olduğunu ileri süren taberî ve fahreddin râzî gibi düşünürlere bîrunî ve benzerlerinin “buda” da olabileceği ihtimalini katmaları bu karşılıklı irtibat ağının kapsamının ne kadar geniş olduğunu gözler önüne sermektedir. pek kabul görmese de onun daha geç döneme âit bir şahıs, meselâ yeni-fisagorcu ammonius saccas (ki o çok sonraki hermesçilerdendir) veya iskender’in beraberce âb-ı hayatı aramaya çıktığı aşçısı andreas olduğunu dahi ileri sürenler olmuştur. mâmâfih ondan bahseden efsanevî rivâyetlerle örülü bir takım yazılı metinleri çözmeye tâbî tuttuğumuzda söz konusu bu rivâyetler arasındaki bütün farklılıklara rağmen “hermes” motifinin bütün kültür ve medeniyetlerde asgarî şu üç özelliğe sahip oluşta birleştiklerini de görürüz. onun ne kadar evrensel bir kimlik olduğunu ispatlayıcı bu özellikler şunlardır:

    a-) bir şekilde tufan’la beraber anılır; yâni ya ondan önce veyahut sonra yaşamıştır.

    b-) bütün kültürlerde seçkin, bilgili, nebî veya velî bir kişiliği vardır.

    c-) en dikkat çekici olanı da bütün geleneklerde onun yüce bir makâma çıkmış olması, ölmemesidir.

    mahmud erol kılıç 'ın "ebu’l hukemâ: hikmetin atası hermetik felsefenin islâm düşünce tarihinden görünümü" tezinden alıntıdır.
  • "osiris semadadır fakat osiris aynı zamanda her insanın kalbindedir. kalpteki osiris semadaki osirisi tanırsa o zaman insan tanrısal bir ermiş olur."
  • hermes sözcüğü ermes, hermis ve heramis biçimlerinde de söylendiği gibi, anadolu türkçesine ermiş olarak girmiş ve tanrıya kavuşma halinin bir adı olarak benimsenmiş. böylece tasavvufun en temel kavramı ve amacı "ermiş" olmuştur.
    metin bobaroğlu, dinle neyden
  • insan başlı başına bir mucizedir, ama bilge insan bir keramettir.

    hermes trismegistus
hesabın var mı? giriş yap