• tasavvufu anımsatan sözlere sahip hayatın anlamına dair bir şarkı. 2007'de sanremo'da elsa lila tarafından söylenmiş:

    il senso della vita
    hayatın anlamı

    come una cosa felice che cada
    düşen mutlu bir şey gibi
    e silenziosa come la neve
    ve kar gibi sessiz,
    dal cielo immenso a una piccola strada
    küçük bir yolun üstüne büyük gökyüzünden ,
    non si e’ trattato di un viaggio breve
    kısa bir yolculuk süreci değil,
    all’improvviso sono caduta
    birdenbire düştüm
    aprendo gli occhi a mia insaputa
    bilmeden gözlerimi açarken
    c’era nell’aria l’eco di un canto
    havada bir şarkının ekosu vardı
    nessun giudizio nessun rimpianto
    ne hüküm, ne de pişmanlık vardı

    come una cosa felice che cada
    düşen mutlu bir şey gibi
    senza per questo sentirsi offesa
    suçluluk hissi olmadan,
    e senza chiedersi mai dove vada
    ve nereye gidildiği hiç sorulmadan
    o dove porti la sua discesa
    veya bu düşüş nereye olacak diye,
    senza un motivo sono caduta
    bir neden olmaksızın düştüm,
    goccia su goccia precipitata
    damla damla yağdım
    ed arrivata in fondo al mare
    ve denizin dibine ulaştım,
    ho cominciato cosi’ a scavare
    ve kazmaya başladım
    fino ad avere la testa vuota
    başım boşluğa çıkana dek
    il cuore gonfio e l’anima ignota
    kalbim çarpıyordu ve ruhum bilinmiyordu,
    fino a sentire sotto le dita
    parmaklarımın altındakini hissedene kadar
    il senso della vita
    hayatın anlamını

    come una cosa felice che cada
    düşen mutlu bir şey gibi,
    un filo d’erba da un’altalena
    bir bitkinin tohumu gibi
    e ricoperta da quella rugiada
    çiğle kaplanmış,
    sembra che scriva un suo poema
    sanki bir şiir yazıyor gibi görünür,
    solo una frase due righe appena
    sadece bir cümle, iki ayrı satır,
    ma il suo mistero gia’ m’incatena
    fakat onun gizemi beni çoktan zincirledi kendine,
    nella natura non c’e’ progresso
    doğada ilerleme yok
    il tempo passa ma e’ sempre adesso
    zaman geçer ama aslında daima “şimdi”dir,
    adesso sento per tutto il mondo
    şimdi dünyaya karşı hissettiğim
    la gratitudine e un bene profondo
    minnettarlık ve derin bir mutluluk,
    adesso sento sotto le dita
    şimdi parmaklarımın altında hissediyorum
    il senso della vita
    hayatın anlamını
    stupendamente come si sente
    olabildiğince harikulade olan
    il pianto acuto di un neonato
    yeni doğan bir bebeğin kuvvetli ağlamasıydı
    che ci sveglia la notte
    gece bizi uyandıran
    anzi ci ha gia’ svegliato
    tam da bunun gibi, uyandık
    gia’ svegliato
    uyandırıldık
    il senso della vita
    hayatın anlamı
hesabın var mı? giriş yap