• ortakoye tavla oynamaya goturup 5:0 kazanip tavlayi koltugunun altina vermek.

    (gerci simdi mutlu bir evliligim ve iki yasinda bir kizim var ama olsun yapmayin yine de)
  • konuşacak konu kalmayınca cepteki iddaa kuponunu iki parmak arasına sıkıştırıp elin tersiyle masaya, kızın önüne fırlatmak suretiyle "aha bak tek maçtan yattı dün akşam" demek de bunlara örnektir.
  • 2002: hesabı hatun kişiye ödetmek

    2006 edit: yapilabilir neden olmasin

    2014 edit: hesabi hatun kisiye odetmek

    uzaydan gelen edit: hesabı sürekli hatun kişinin ödemesi ve bundan memnuniyet duyması
  • ya şimdi anlatmak da olmaz zira hikaye bizatihi gördüğüm, yaşadığım bi şey değil ama bi arkadaşım yediği bi boku anlatmıştı fi tarihinde, aklıma her geldiğinde keyfim yerine gelir.

    oğlan mühendis. ama mühendis yani, tepkiler, düz mantık fikir yürütmeler filan, adamı görsen direk mühendis dersin. kızın birine tutuluyor fakat kız bizim oğlanın kalemi değil. hayat garip ama malumun sevgili okur, olmaz diye bi şey yok. bizim deli fişek yalvar yakar, 'allah aşkına lan, n'olur lan, ölür müsün lan' diye diye ikna ediyor kızı yemeğe çıkmaya. lan tek şansım var, iyi değerlendireyim diye yana yana araba arıyor, kıza şekil yapacak aklı sıra. hayır ne bok yemek bu poz atıcam onu da anlamam, lan senin ac olduğunu herkesçe malum, nefesin kokuyor fukaralıktan, kızla yemeğe çıkacaksın diye araba kovalıyorsun. senin aklını sikeyim ben. neyse, o arkadaşımla benim aramda. araba da buluyor bu, alıyor kızı sözleştikleri akşam. kızı güldürmeler, iltifat yağdırmalar derken bi sıcaklık oluşuyor arada. istikamet doğru. sonra ne oluyorsa o menfur hadise yaşanıyor ve bizim oğlan vites değiştirirken debriyaja tam basamıyor, şanzımandan ses geliyor. olaylar buradan sonra karışıyor;

    -aa o ne biçim sesti öyle?
    +ha o mu, şanzımandan geldi. kavrama tutmadı, anası sikildi şanzımanın.
    -(az evvel cemal süreya diyen adam küfür edince ufak çaplı bir şok)
    +(kamil küfür ettiğinin farkında değil, kız şanzımanı anlamadı sanıyor) şanzıman bir dişli kutusudur, güç aktarım elemanıdır. 5 vitesli şanzımanlarda 5 tane dişli çarka bulunur, bunların en büyüğüne 1. vites, en küçüğüne 5. vites diyoruz. --arada tekerlekten gir, vites kutusundan çık, güç aktarım elemanları, mil&aks farkı, tekerlek sürtünmesi, vites/sürtünem direnci eğrilerinden bahset- ..ackerman prensibi yönelndirme sistemlerinde bir devrim niteliğindedir zaten. diferansiyel teknelojisinin de değişmesi ile.. -yönelndirme sistemlerini anlat, güncel araçların herkesçe bilindik olduğunu düşündüğün problemlerden bahset- ..karbürtörlü sistemle injeksiyon sistemi karşılaştıracak olursan bilmen gereken ilk şey şu; yahu injeksiyon sistem zaten karbüratörden önce keşfeidlmişti! -motorun içinde ne var ne yok, manifold, yanma, püskürtme, silindir hacmi hesaplama, türkiye'de neden otomobil üretilmiyor, hepsini anlat-

    sonra muhabbet yemek boyunca devam ediyor. bizim kamil bi de kız anlamayınca peçetelere filan çiziyor anlatımı güçlendirmek adına. tabii çizip gösterince daha net anlaşılmıştır. kız buna yol verene kadar yanlış yaptığını da düşünmüyordum ama kız yol verince dedim ki bi şeyler ters gitmiş demek ki.

    neymiş yani, kıza ilk günden motor, şanzıman anlatmak yok. onlar için en az 3. buluşmaya kadar beklemek lazım.

    -özge şanzıman çok önemli tamam mı?

    al sana replik de verdim. hadi bakim.
  • önünden geçilen bir apartmanın bahçesinden çiçek koparmak, tam kıza verecekken cesaret edemeyip "bak bu çiçek salataya konuluyor" deyip, çiçeği hatur hutur yemek. biraz cesaret diyorum beyler
  • konu bulamayıp saçma sapan konulardan bahsetmek.

    + ya acaba şu bayrağın hareketi bir yerden sonra kestirilebilir mi?
    - ne?
    + diyorum ki; şu bayrağın hareketini, diferansiyel denklemleri kullanarak tahmin edebilir miyiz?
    - kaç kardeşsin?
    + ben hariç bir, ben dahil iki
    - nasıl yani?
    + boşver
  • bardağınıza birden boca ettiğiniz kolanın taşacağını görüp, eğilip taşan kısmını höpürdetmek. karşınızdaki iğrenç, görgüsüzce bir hareket olarak algılıyormuş bunu. oysa ki biz memurus çocukları alışkındık efenim hiçbir şeyi ziyan etmemeye. güzelim kola taşıp giderken bakacak mıydık melül melül? tabii ki de boşa gitmesin diye höpürdeterek içimize çekecektik. hem ilk buluşmada yapılmaması gereken bir şeyleri yapmış olmanız ileride o kişiyle evlenmenize de engel değilmiş efem.
  • sinemaya gitmek, toplu tasima araclari kullanmak (sicakta, terli bir bicimde sikisik minibuste, ayakta dikilmek herseyi bir anda yok edebilir), spagetti gibi yenmesi zor seyler yemek, yemekten sonra kurdan kullanmak, bulusma esnasinda cep telefonuyla cok oynamak (surekli mesaj yazmak vs), saate cok bakmak, seni opebilir miyim sorusunu sormak, etrafta baska bir tanidik gorunce o kisiyle uzun uzun konusmak hatta grubu 3'lemek, cok espiri yapmaya calismak, karsi tarafin sikinde olmayan seyleri anlatmak, surekli gulumsemek icin kasmak, etraftaki baska karsi cinslerle goz temasina girmeye calismak, bira icmek, ne yapilacagi hakkinda bir kararsizlik aninda "sen bilirsin.. sen karar ver" demek, cok zeki karizmatik gorunmeye calismak, eski iliskilerinden bahsetmek, cok fazla hayal kurmak, bulusma senaryosunu onceden kafada yazmaya calismak.
  • titreyen eller!

    bişey yap ve o ellerin titremesine mani ol.
    gerekirse kolları olduğu gibi evde bırak ama eller titremesin. zira, hem komik hem trajik bir durum bu.
    biriyle buluşmak öyle çok aman aman bir mesele değil sonuçta, milyonlarca insanla aynı şehirde yaşayıp, yüzde 70 oranında 2. kez görmeyeceğin insanın karşısında ellerin titrerse yandın.
    özgüven ve iç huzuru bulundurmuyorsan bünyede bu iş çok zor yonca.

    light bira!

    su iç, "şu dönem alkol tüketemem" de, soda iç, ama light bira içme!
    şişman bi insansan bile içme, ne o olduğun halinden memnun değilmiş gibi? bira başlı başına öğretilmiş bir içecek, oyalanmak için içiyoruz en nihayetinde, onun da light'ını içersen eyvah!
    dahası yaptığın çılgınlığı fark edip "araç kullanırken endişe ediyorum" baabında bir lafla olayları çığrından çıkarma.

    hoşçakal demeyi unutma!

    40 yıllık arkadaşlar gibi, "ben şurdan gidiyorum, hadi bye" yapma. (bilhassa) kızı, efendi efendi yolcula. taksi, otobüs, metro, metrobüs, vapur, her neyse işte, o araca bindiğinden emin olmak zorunda değilsin ama efendi gibi "hoşçakal" falan de.
    hoşlanmadıysan bile yap bunu, zira insan olmak, hoşlanmaktan evvel de vardı.
  • ilk buluşma, ikinci buluşmanın olup, olmayacağını tayin eden buluşmadır. her söylediğiniz söz, her yaptığınız hareket potansiyel sevgiliniz tarafından dikkatlice not alınır. hatta, buluşma sonrası eve gidilince saatlerce aslında hiç bir anlamı olmayan bir hareket üzerinde düşünülür, kafa yenilir. peki nelere dikkat etmeliyiz ilk buluşmada?

    buluşmaya giderken, adam gibi giyinin. abartmayın. dişlerinizi fırçalayın zira kötü bir ağız gibisi yoktur* erkekseniz özellikle ayakkabılarınızın temiz olmasına dikkat edin çünkü kızların erkeklerde en önem verdiği bir kaç yerden birisi ayakkabınızdır. temiz bir ayakkabı giyin ya da temizleyin. temiz ayakkabı demişken, temiz kramponla da gidebilirsiniz demek istemedim. kirli sakal bırakıp, 'ben delikanlı adamın, karizmayım, keser, çizerim..' havalarıda vermeyin. traşınızı olun mis gibi. bilimum kokunuzu, parfümünüzü sıkın. ama abartmayın bunu da. hijyenlikten ölecek hale geldiniz. eh, hadi artık gidelim...

    buluşma gerçekleşince, eğer sevgili adayınız biraz gecikmişse, sakın 'nerde kaldın? çok bekledim' veya 'bir beş dakika daha gelmesen gidecektim eheh' gibi cümleler kurmaya kalkmayın, oturun oturduğunuz yerde. eğer sevgili adayını gecikmiş ve insansa, özür dileyecektir. dilemez ise size 'eyvallah..' diyip gitmek kalıyor zira böyle biri daha ilk buluşmada böyle yapıyorsa gelecektekileri siz düşünün. artık buluştunuz. öncelikle kendiniz olun. sakın ola ki kasmayın veya normalde olduğunuzdan farklı bir görünüm çizmeye çalışmayın. rahat olun. karşınızdaki de sizin gibi bir insan çünkü. korkmanıza gereken yok, ısırmaz. hatta aklıma bir söz geldi, 'korkaklar bin defa, cesurlar ise bir defa ölürmüş'. ona göre... konuşurken karşınızdakiyle göz temasını iyi kurun. baska yerlere bakarak veyahut bir ayılık yaparak yan masadaki kızı/erkeği kesmeye çalışarak konuşmak, bir kızı/erkeği nasıl bes dakikada kaybedebilirsiniz adlı sorunun cevabı olacaktır. göz temasını iyi kurun derkende danalar gibi kızın gözlerine odaklanmayın. bu da kızı/erkeği sıkacak, kendini rahatsız hissettirecektir ve 'kaçayım...' lafını duymanız an meselesi olacaktır. rahat anlasılır bir biçimde konusun. karsınızdaki sizle konusurken, sakon ola ki onu dinliyor gibi kafa sallayıp, içinizden 'simdi n'apcan lan?' gibi sorular sormayın. yoksa karsınızdaki kisi tarafından, 'dinliyor musun?', 'neden soruma cevap vermiyorsun?' gibi cevap veremeyeceğiniz sorulara maruz kalabilirsiniz*. kimse kendini dinlemeyen biriyle anlaşamaz sanırım? bir konudan bahsederken bir baska konuya 'pat!' diye geçmeyin*. o konu hakkında konuşurken iğrenç espriler yapmayın, hayvanlar gibi gülmeyin eğer gülüyorsanız da gülmemeye çalışın. yapmacık gülüşlerde atmayın, zira yüzünüzden çok rahat anlaşılır. konular demişken, siyaset, futbol, din, cinsellik, para, eski sevgilileriniz, ekşi sözlük, ezik anılarınız, dünya neden yuvarlak gibi konulardan bahsetmeyin. saatinize çok fazla bakmayın. aynı zamanda telefonunuzla da fazla oynamayın*. eğer burger king gibi fast food bir yerde yemek yemeye giderseniz, aldığınız menünün içinde, ketçap ve mayonez olmamasını isteyin. tabii mümkünse gitmeyin öyle bir yere**. eğer daha resmi bir yerde yemek yiyorsanız, yemek yerken çatal, bıçağı adam gibi tutun. kazma, kürek tutar gibi değil. ellerinizi çok dikkatli kullanın. ağzınız dolu konusmayın, gülmeyin. geğirmek gibi bir eylemi yazmıyorum bile. yemekte hesabı ödemeye de hemen kalkışmayın. hem daha ilişkinizin geleceği belirsiz, hem de 'dur! ben veririm!, 'olmaz ben!!' gibi iğrenç ve çıkmaz bir diyaloğa girmiş olursunuz. ikinizde kendi hesaplarınızı ödeyin. ama baktınız kız elini cebine atmıyor, 'hesabını ödemeyecek misin?' de denmez. bu durumda siz ödemelisiniz*.

    ilk buluşmada yapılmaması gereken en önemli seylerden biri de, öpüşmektir. sakın haa... aynıları el ele tutuşmak, elini omuzuna atmak, sakso çektirmek* içinde geçerlidir. acele etmeyin, bunu atlatırsanız kısa bir süre sonra* hepsini hatta daha fazlasını yapacaksınız. toplu taşıma araçlarına binerken de dikkatli olun. tıkabasa dolu bir dolmusa beraber binmek... düşünmek bile istemiyorum. eğer kız ile buluştuysanız eve bırakmak gibi bir ayılıkta yapmayın, çünkü çoğu kız bundan hoslanmaz. hatta ayılığın bozluğunu edip, 'canımda kahve çekmisti be ahh fatma beni evine davet etmeycek misin?' gibi sorular sormayın. adam gibi ayrılın.

    aslında bunları okumanıza da gerek yok. tek önemli şey kendiniz olmanızdır. bunu becerin yeter. herşey iyi olacaktır. iyi buluşmalar...
hesabın var mı? giriş yap