• niye gidiyorsunuz, bi düşünün.

    amacınız seks mi ? e abi gidin eskort falan bulun ne bileyim başka daha iyi yöntemler var yani bırakın pavyonu.

    amaç eğlenmek mi ? pavyonda eğlenilir mi lan allah aşkına ?!

    eee amaç ne o zaman, yani niye gidiyorsunuz ki pavyona ? bunu iyice bi düşünün ve ondan sonra gidip gitmeyeceğinize karar verin.
  • sarı tutku'dan başlamayın.
  • kapıda 'biz iki bira içeceğiz cebimizde de elli lira var, ona göre gireceğiz' demeyi unutmayın, yanınıza hiçbir biçimde kredi kartı almayın, zira yeterince içince işler bir fena çığırından çıkabiliyor sabahına yanmayın.
  • la olum manyak mısınız? 70'lerde amelelerin ya da hasat parası yiyen kıroların parasını söğüşlemek üzere kurulmuş (ve hala 70lerin tiplerinin işlettiği ve kons yaptığı) pavyonlarda 90'ların çocuklarının ne işi var?

    gitmeyin de soyu tükensin şu şerefsizlerin.
  • çok tekrarlanmış ama yinelemekte fayda var: yanınızda pavyon kültürü ve adabını bilen, oralara aşina biri yoksa gitmeyin.

    meraklıysanız, o ortamı görmek istiyorsanız (ki görmeniz iyi olur) bir arkadaşınıza rica edin, sizi götürsün. yiyin, için eğlenin. pavyonda yanlışa düşülecek pek birşey yoktur. varsa da arkadaşınız sizi uyarır zaten, sorun olmaz. ciddi ciddi eğlenir çıkarsınız.

    nice bık bık öten "ne pavyonu olm" diyen entel dantel, hatta metalci, ve dahi tikican arkadaşlarımı götürmüşümdür pavyona. hepsi hala ballandıra ballandıra anlatır, teşekkür eder, çok eğlenmişlerdir. önyargılı olmayın.

    birkaç kez bilen arkadaşınızla gitmişseniz ve artık "ben de pavyona elimden tutan olmadan giderim" kafasına erişmişseniz şunlara dikkat edin:

    paranız sınırlıysa, bunu mekanda garsona çekinmeden söyleyin; "birader şu kadar paramız var, aman gözünü seveyim sıkıntı çıkmasın, tadımız bozulmasın" deyin.

    bunu yapmanız masanıza isteğiniz dışında ıvır zıvır şeyler gelmesini ve bunun hesaba eklenmesini engeller. hatta yine masaya sizden habersiz ikramlar gelir ama hesaba eklenmez, rahat olun.

    sakın ha mekandaki kadınlara sarkmayın, kaş göz yapmayın. kons raconunu bilmiyorsanız donu bırakır çıkarsınız. bir de üzerine "lan param yok dedin masaya bayan oturttun" diye fırça yersiniz. dayak da yiyebilirsiniz, yapmayın.

    pavyonlarda kons / çalışan olmayıp da eğlenmeye gelmiş kadınlar da vardır. aman ha, bakın aman ha diyorum sakın ola onlardan biri ile diyaloğa girmeye kalkışmayın. kadının birlikte geldiği arkadaşları ses etmese bile -ki bu pek mümkün değildir- garsonlar tarafından farkedildiğiniz anda "birader siz çok içtiniz, gidin artık" uyarısını alırsınız. uyarıyı dinlemezseniz sopa yiyebilirsiniz. şanssızsanız biri çekip sizi vurabilir. yapmayın böyle hayvanlıklar.

    unutmayın, pavyon "hatun kaldırma" mekanı değildir.

    pavyondaki konslar orospu değildir.

    pavyonda kadına kıza laf atılmaz.

    pavyonda yan masa ile ahbap olunmaya kalkışılmaz.

    pavyon sosyalleşme değil, eğlenme mekanıdır. yiyin, için, arkadaşlarınızla oynayın, eğlenin, muhabbet edin.

    son olarak;

    başınızda dikilen garsona ara sıra bahşiş vermek (5 lira olur, 10 lira olur) iyidir. daha iyi hizmet alırsınız, kazıklanmazsınız, sevilirsiniz. hatta sürekli aynı mekana gidiyorsanız bir süre sonra gelen hesabın azalmaya başladığına şahit olursunuz.

    ve nihayetinde;

    pavyona kız arkadaşınız / eşiniz vs ile de gidebilirsiniz. ama bunu yaptığınız mekan, daha önce defalarca gidip tanıdığınız ve tanındığınız pavyon olsun.

    haaa ben giderim karıyla kızla her pavyona, sorun yaşamam. e onca yıl aksaray, esenler, bağcılar pavyonlarında boşuna takılmadık.

    uyarı:
    taksim pavyonlarına gerçekten yanınızda çok sağlam bir pavyon abisi yoksa gitmeyin.
  • gitmeyin amk.bu gece kazayla pavyonda çaldık , saat 05:30'da bitti program.

    tanım : müşteriye konfeti patlatıp , hesaba konfeti başına 50 tl sokulan , peçeteye istek yazınca istek başına 10 tl komisyon alıp müzisyene zırnık vermeyen eğlence merkezi.gidenin aklını sikim.
  • duyduğuma göre sevişgen güzel ruslarca işgal edilmiş, içtiğinin içkinin bardağının fiks 50 liradan başladığı bir mekandır. ortamını bilmeyenin dürüst olmadığı sürece kazıklanacağı garantisi vardır. çok güzel göz korkutulur.

    (bkz: pavyon sever babanın oğlundan tavsiyeler)
  • şimdi pavyon var, pavyon var...eğer kafanda "boğulacaksam büyük denizde boğulurum amına koyim" felsefesi varsa olaya hardcore girmek için aksaray'dan başla kardeş.

    sahnedeki metal borunun tepesinde dönen rus ablayı "uffff vay anam anam tavan vantilatörü gibi la şuna bak" kafasında ağız beş karış açık izlersen daha baştan söğüş adayısın demektir, hiç bir şey sipariş etmeden sakince çıkış kapısına yönel. ha kendini tutup sıradan bir olaymış gibi şöyle bir bakmayı becerebildiysen gözüne kestirdiğin masaya geç, öncesinde alkol almayı unutma ki adamın sidik kesesini kilitleyecek kadar yüksek sesle çalan müzikten fazla etkilenme.

    masaya geçtin, beyaz gömlekli ve alnı terli garson arkadaş gelip ne içeceğini sordu, ucuzdan başlayıp bira veya rakı söyle, bu arada çevre masalarda konuşlanmış olan üstün ırklara ait dişilerin gözünde itibarın zedelenecek bu gerçeği de aklında tut.

    gözgöze geldiğinde sana gülümseyen hatunlar olacaktır (kara kaşın- gözün için değil tabi) bunlara karşı mümkün olduğunca cool olman lazım ki kendi kıçını vazelinleme. baktıklarında gülümseme hatta kafanı çevir. ilgini çekmek için masana üzüm fırlatma, sahneye dans etmek için çağırma gibi numaraları vardır, yeme. ne kadar "insan" olursan sikilmeye o kadar yakın olacaksın, unutma. nasıl ki bir film festivalinde yönetmenlerle sohbet edebilecek kadar konuya hakim olan adam prim yaparsa, pavyon dünyasında da hırtlar vadisi kıvamındaki kirli sakallı ve tesbihli elemanlar prim yapar. burada insanı insanla döverler, donanı buzla ovarlar :) gecenin sonunda dişine kestirdiğin hatunun yanına git ve fiyat sor ama kısa ve öz olmalı. bu arada masana çağırmamış olsan bile dışarı hatun çıkarmanın bedelini de hesap geldiğinde göreceksin, bunu bil.

    tüm bu çabalardan sonra (değmez ya neyse) hatunu aldın diyelim, kendisini kapıda bir "taksi" bekleyecektir otele götürmek için. aracın rengi ve modeli farketmez sonuçta elli metre mesafe için arabada bekleyen kibar taksici arkadaşlara tarife neyse onu öde ve kesinlikle zorlama. otele geldin, otelcinin tarifesi neyse ona da eyvallah edip odaya çık, işini gör. günün sonunda da asıl boyun eğdiğin şeylerin bunların hiçbiri olmadığını, sadece bacağının arasındaki şekilsiz et parçasının kölesi olduğunu falan düşünüp felsefe yapacaksan benim gibi evde oturup dizi izle. yok "ben razıyım halimden memnunum" diyorsan da bu meczup kardeşinin tavsiyelerini dinle.
  • tiyatroya gitmek gibi düşünün. kendine ait kuralları var ve herşey kurgu. izlerken
    gözlerinin algılayıp beynine ilettiği hiçbir olay, duygu hakiki değil, tamamı kolpa. pavyon da bu yönüyle dört dörtlük tiyatrodur, komedi tadında.

    garsonların sana abi ayağı çekmesi kolpa.
    şarkıcı kolpa, çalgıcı takımından çıkan gürültüye müzik demek, müzik kavramına hakaret olur, o da kolpa.
    içkiler sulandırılmış.
    kadınların muhabbeti, gülüşü, dokunuşu, herşeyi sahte.
    nihayetinde gelen hesap olması gerektiği şekilde değil, o da kolpa.

    ticaret yaptığım insanlar arasında pavyon bağımlısı tipler zaman zaman var oldu, ve bazen eşlik etmek zorunda kaldığım da olurdu.

    pavyonda sadece çay içerdim ben, buna karşın en çok gülen, elimde olmadan devamlı gülümseyen de ben olurdum.
  • ömrü hayatı boyunca hiç sevilmemiş kişilerin tercih ettiği yalan dünya için verilen tavsiyelerdir.
    gitmeyin. en iyi tavsiye budur.
    yüzünüze gülen kadın, işi gereği binlerce yüze aynı gülücüğü gösteriyor.
hesabın var mı? giriş yap