• bilgiye ulaşmayı ingilizce dilinde yapma alışkanlığı edinmektir.

    bu kadar basit.
  • imkan varsa uk veya usa e gidip 1-2 sene yaşamak. yoksa hayatını her alanında ingilizce ile çevrelemek.
  • englishcentral ilgi alanınıza göre seçtiğiniz videoları izlerken altyazıdaki kelimelere tıklayıp açıklamasını görüyorsunuz ve bu kelimeler birikiyor ve sonradan onları çalışıyorsunuz.

    voscreen seviye seçebiliyorsunuz. basit basit diyaloglarla kendinize işkence etmeyin seviyenizi seçin (vostep)

    harika bir sözlük
  • (bkz: dil mektebi)
  • dualingo uygulamasi nedir sorunsali
  • maruz kalmak.

    belki en kolayı değil ama en iyi ve etkili yöntemi budur.

    belki işinize yarayan onlarca program bulup öğrenme sürecini biraz daha hızlandırabilirsiniz ama dinlemeye ağırlık vermeden sadece bu programlar eşliğinde olağan bir çaba harcayıp öğreneyim derseniz, epey uzun bir zamana ihtiyacınız olacaktır, söyleyeyim.

    bu arada başka bir ülkeye gidip dil öğrenmek çoğumuz için mümkün olmadığından, bu hususu es geçiyorum.

    tekrar söylüyorum; bol bol maruz kalın arkadaşlar.
    şarkılar dinleyin, diziler, filmler, haberler, videolar vs izleyin. bunları yaparken seçtiğiniz medyada kullanılan dilin akıcı ve anlaşılır olmasına dikkat edin. burası gerçekten önemli bir nokta. ayrıca (eğer bulabilirseniz) bunlara ait ingilizce altyazıları da aynı anda takip edin. daha ileri aşamalarda altyazısız devam edersiniz zaten.

    dinleme işini yukarıdaki yöntemlerle yerine getirin. biraz sıkıcı gelebilir, "hiçbir şey anlayamıyorum!" diye isyan da edebilirsiniz ama asla pes etmeyin. emin olun, zamanla aynı kelimeleri farklı insanlardan, farklı telaffuzlarla duyduğunuzda bile anlamaya başlayacaksınız. tabi bilmediğiniz, ilk kez duyduğunuz bir kelimeyi ayırt etmeniz de pek mümkün olmadığından, bir yandan da bol bol kelime öğrenmeye bakın. kelime öğrenirken günlük ingilizce konuşmalarında geçen kalıplaşmış cümleleri ve deyimleri de inceleyin. dil bilgisi kasmasın. asla bunu yapmayın. zamanınızı buna harcamayın. sonraki aşamalarda isterseniz öğrenirsiniz.

    neyse, dinleme işinde biraz mesafe katettikten sonra ikinci aşamaya olan konuşmaya geçin. dinlemeyi tabi ki bırakmayın. dinlediklerinizi, duyduklarınızı sık sık tekrar edin. isterseniz ayna karşısına kendinizle konuşun, isterseniz çeşitli uygulamalar ve sohbet araçlarıyla, "en az" kendi seviyenizdeki insanları bulup, onlarla konuşmayı deneyin. onları anlamaya çalışın. kendinizi ifade etmeye çalışın. anlamadığınız, anlatamadığınız yerleri çekinmeden belirtin. sakın es geçmeyin.
    sürekli farklı insanlarla konuşmaya çalışın bir de.
    akıcı bir konuşma için en temel şey bu; konuşma alıştırmaları.

    yukarıdaki aşamalarda yeteri kadar ilerlediğinizi düşündüğünüzde okumaya ve yazmaya da biraz zaman ayırabilirsiniz ama tekrar ediyorum; dil bilgisi öğrenmek için zamanınızı boşa harcamayın. kurallara fazla takılmayın. o yüzden kalıp cümleler ve deyimleri örnek verdim.

    bu anlattıklarım tamamen kendi uygulamaya çalıştığım yöntemlerdir. bütünüyle veya kısmen başkaları tarafından da uygulanıp, onaylanmış yöntemlerdir.

    sonuç olarak; en ideal sıralamanın aşağıdaki olduğuna inanıyorum (kelime ve kalıpları öğrenmeyi ihmal etmeden);

    dinleme > konuşma > okuma/yazma

    sıkılmadan, pes etmeden, istikrarlı bir şekilde devam ettiğinizde öyle bir yere geliyorsunuz ki, ingilizce düşünüyor hatta ingilizce rüyalar görmeye bile başlıyorsunuz.
    sizce de heyecan verici değil mi?
    daha fazla zaman kaybetmeyin derim arkadaşlar. hiçbir şey için geç kalmış sayılmazsınız.

    aşağıdakiler benim en sık kullandığım programlar;

    englishcentral
    bbc learning english
    voice tube
    memrise
    learning english for bbc

    programları inceledikten sonra, aklınıza takılan bir şey olursa yeşillendirebilirsiniz.
    sevgiler.
  • kesinlikle dil kursu olmadığına inandığımdır. çok çabuk öğrenilmez. ben o kadar kaynak araştırdım bi okadar da taktiklere vs baktım. kendimce şöyle bir çıkarımım var;
    1= ilk olarak gramer kesinlikle öğrenilmeli. gramer genel konularına çalışılmalı. öyle çok ayrıntılara vs girmeye gerek yok. gramer için internette de bir sürü kaynak mevcut. murat kurt'un kitabıda olabilir yada tr açıklamalı kitaplardan bakabiliriniz.
    2=(bkz: voa) sitesi bu site de seviyenize göre ingilizce öğrenebilirsiniz. ayrıca bilinmeyen kelimeleri ing - ing şeklinde en alt kısmında açıklayan bence kelime öğrenmek başlangıcı atmak için gayet ii bir site.
    3=seviyenize uygun kitaplar. kitap okumada ki amaç bilmediğiniz kelimeleri öğrenme ve kelime , gramer ve sözcük öbeklerini birebir görüp öğrenme.
    4=bbc 6 minutes
    grammer ve kelime açısından orta seviyeye geldikten sonra buraya çalışılmalı ki işitsel hem görsel hem de speaking açısından kendinizi geliştirebilirsiiniz.

    not= grammere 2-3 ay çalışılmalı hem de grammer kitabı yada sitede verilen kelimelerde öğrenilmeli. grammerde zamanları da gördükten sonra voa veya seviyeli kitaplar ile birlikte devam edilirse muazzam bir gelişim görülür. eminim 8-9 ay gibi kısa sürede gayet iyi bir duruma gelebilirsiniz. kesinlikle yılmak yok çalışmaya devam.
  • burada bir çok öneri verilmiş fakat anadolunun küçük bir kasabasında çocuk yaşında kendi kendine öğrenmiş bir birey olarak vereceğim bir kaç naçizane tavsiye şöyle;
    1. ingillizceyi hayatınıza entegre etmeye çalışın, gördüğünüz türkçe her şeyin ingilizcesini, ingilizce her şeyin de türkçesini merak edin.
    2. ilk maddeye bağlı olarak gelişecek olan kelime dağarcığınızla ingilizce konuşun, ne öğrendiyseniz kullanın onu, kimse yoksa aynayla konuşun, işe yarıyor,unutmayın kullanmazsanız kelime gider
    3. ingilizce bol dinleme yapın ama duymak değil, dinleyin. ben anlaşılabilir hızda olan ingilizce şarkıları dinleyerek sözlerini yazmaya çalışırdım. başta bayağı saçmalıyorsunuz ama çok normal, günlük kullanımları kalıpları en iyi şarkılardan, dizilerden öğrenirsiniz.

    aklıma gelirse yenilerim, şimdilik böyle
  • pokemon serisini altyazısız ingilizce olarak izleyip, her cümleyi, kelimeyi ingilizce-türkçe sözcüğe bakmadan anlamaktır.

    dalga geçmiyorum. pokemon serisinin dili ilköğretim okuyan bir amerikalının, ingilizin sahip olduğu ingilizcesine sahip ağırlıktadır.

    bu seriyi, altyazısız, sözlüksüz izleyip anlayabiliyorsanız, tek yapmanız gereken gramer üzerinde durup, bol bol kelime öğrenmek olur. hepsi bu.
  • peppa pig cizgi filmi muhtesem bir kaynak.

    her bolumde bir konu uzerine yogunlasip, olayla ilgili hangi kelime nerede kullanilir defalarca tekrar ettikleri icin akilda cok rahat kaliyor.

    ornegin araba yikaniyor bir bolumde, araba yikarken parlatmak, arabaya binmek, araba surmek, arabanin parlamasi gibi ifadeler cokca tekrar ediliyor farkli kelimelerle.

    ayrica gorsel oldugu icin, kelime ve olayin gectigi sahne hemen akla geliyor.

    uk' deki okul oncesi ve okula yeni baslayan cocuklarin en sevdigi cizgi filmdir belki de.

    (bkz: peppa pig)
hesabın var mı? giriş yap