• muhtac olundugu ve/veya ciddiye alindigi olcude insani ozel hayat denilen kavramdan uzakla$tiran duzen. nadiren adil, cogu zaman yipratici, ama yoklugu hepsinden beter olgu.
  • hayatin kendisi. hayat is/islerden olusmustur. eger herhangi bir isiniz yoksa aslinda hayatiniz da yok demektir. sadece bosa harcadiginiz vaktiniz vardir.
    isden arta kalan zamanlarda yaptiginiz ve adina dinlenmek ya da sosyal faaliyet dediginiz seyler ise yine bir baskasinin is olarak kabul ettigi*** ve onun sonucunda ortaya cikardigi seylerin sonucunda kendinizi dinlendirerek gecirdiginiz suredir. kendiniz dinlendirmek, eglendirmek ya da gelistirmek icin bu faaliyetleri yaparken yaptiginiz harcamalarda yine sizin bir isinizdir aslinda. boylelikle bir baskasinin yasaminin devam etmesini saglamis olursunuz. olayin temeli, hayatin devamini saglamaktir. o yuzden is vardir.
  • farkli insanları bir çatı altında toplayan ama aynılaştıran hayat. burada farklı diller konuşulur bolca şikayet edilir
  • bazen insanın zorunlu olarak içine sürüklendiği hayat.*
  • surekli yalaka mode on dolasan beceriksiz yoneticilerin ve tabii onlarin beceriksiz yalakalarinda dahil oldugu insanin yasamini devam ettirebilmesi icin mecburen katlanmak zorunda oldugu modern kolelik organizasyonu
  • insanların otoriteler tarafından kontrolsüz bir şekilde kontrolüdür. herkesin kategorize olduğu, kendine ati bir dünyası olması gerektiği düsturuyla koşumlanmasıdır. yapılan işin niteliği değil niceliğidir önemli. işi sevmek o işin iyi bir iş olduğunu göstermez. kendi iradeniz dışında belirlenen sürece dahil olmanızdır sorun ve iyi iş yoktur, mesaisi az iş vardır. insanın oblomov olma hakkının yanında ayın elemanı olma hakkı da vardır.
    bütün sistemlerin ortak dayatmasıdır iş hayatına hazırlanmak ve dahil olmak*.
  • özel hayat ile karıştıranlar hayatı limonsuz turp tadında yaşamaya mahkumdurlar.
  • bir çeşit kaltakliktir. para karşılığı zamanını satarsın. bedenini satmaktan daha alçaklıktır
hesabın var mı? giriş yap