• geçen gün aklıma takılan soru. elbette denize gidiyor denilecektir. ancak 15 milyonluk bir şehirde ortalama bir kişi günde 500 gram sıçsa 7500 ton bok yapar. 30 günde 225 bin ton bok, yılda 2.700.000 ton yapar. demek ki denizlerimiz bok içinde...

    vay ananıskim... denizi olmayan, ırmağı olmayan şehirlerde durum nedir? aydınlatırsanız sevinirim.
  • kanalizasyon borularında diğer atık sularıyla karışan boklu su, yerin altındaki bir haznede birikir. burada büyük cisimlerden süzülüm gerçekleşiyor (minder, mont gibi bir şekilde gelmiş olanlar). sonra ikinci bir haznede diğer ince cisimler süzülüyor (izmarit, kalem vs.). sonra pompalar yardımıyla atık sular, atık su havuzlarına dolduruluyor. bu noktaya varmadan önce suyun içindeki bok, incelip dağıldığından bildiğiniz bok gibi değil kum tabakası şekline gelmiş oluyor zaten. kum tabakası çöktükten sonra kalan su, önce yeraltına sonra denize gönderilir. denize gönderilen su, akıntı farkında dolayı yüzeye çıkmaz. istanbul'da 13 arıtma tesisi vardır.
  • 6 ilcenin kanalizasyon, mazgal ve rogar yolu ile yeralti sisteminden gelen atik sulari yerin 20 metre altinda bir haznede birikir. gelen ilk sular kalin izgara denen bir sistemle buyuk pirliklerden suzulur. (bunlar sandalyeden kazaga kadar pek cok sey olabiliyor.) kalin izgaradan gecip tesis icindeki bir baska haznede biriken sular cok (ama bayagi cok) guclu pompalar ile (pompa motorlarinin bir tanesi oturma odasi buyuklugunde neredeyse.) yerin 10 metre yukarisina aktarilir ve ince izgaralara dogru atiksular yonlendirilir. burada da kalin izgaradan kacan kucuk atiklar ayristirilir. bunlar da jilet, prezervatif, mouse, telefon, kagit para gibi seylerdir. ayristirilan bu atiklar konternerlere biriktirilir ve her aksam kamyonlarla copluklere goturulur.
    ince izgaradan gecen atiksulari 4 adet havuzda yonlendirirler. burada da bok dedigimiz seyler (yani sorunun esas bolumu) dibe coker. aslinda bu dibe inen seyler artik gotumuzden cikan bok formunda degil de kum haline gelmistir. cunku kilometrelerce yol kateden diskilar incelerek dagiliyor. her neyse... dibe coken bu kumlar da sintine pompalariyla yukariya aktarilir ve bant sistemiyle ayri konternırlara aktarilir ve onlar da kamyonlarla copluklerin belirlenmis bolumlerine dokulur.

    ince kum haline donusmus olan boklardan arindirilan sular yolculuguna devam ederek tekrar yeraltina gonderilir. baltalimani tesis cikisinda -1 metreden baslayan egim bogaz cikisina dogru -70 metreye kadar iner. bogazda tespit edilmis iki akinti vardir. ust akinti dedigimiz birinci akinti karadeniz'den marmara'ya dogru, alt akinti dedigimiz ikinci akinti da marmara'dan karadeniz'e dogru gider. iste -70 metreden denize birakilan atik sular karadeniz'e dogru hizlica yol alir. uzun yolculuktan sonra karadeniz de -300 metreye kadar inen sular orada takilir. akinti farkindan dolayi da su yuzeyine cikamaz.
  • değerli istanbullular; göreve gelince fark ettik ki, meğer yıllardır istanbul’un birçok noktasında kanalizasyon doğrudan denize veriliyormuş.

    denizlerimizi korumak için sadece 2 yılda yaptığımız yatırımları gururla sunarız;

    https://twitter.com/…glu/status/1403081339654524932
  • (#124426970) benim gözlerim yanlış mı gördü? yoksa orada "istanbul'un döt bır yanı" mı yazmakta?
hesabın var mı? giriş yap