• seksi bulunmasının sebebini % 91,8 oranında "j" harfinin şekline ve söylenişine bağladığım nesne. (küsuratlı sayı verdim şeyolmasın diye)

    bak şimdi jar-ti-yer jar-ti-yer jar-ti-yer nasıl, nefis di mi?
    ama adı bartiyer ya da martiyer olsa bu kadar da seksi anlamlar yüklenmeyecekti mesela.

    bu da böyle bir tespitimdir. süperim evet...
  • the end of the affair filminde adamin kadina duydugu kiskancligi, bir sevisme sonrasi ayrilisinda ozdeslestirdigi nesne.

    sarah* taburede oturuyordur; maurice* ona once corabini giydirir:

    - bu corabi kiskaniyorum.
    - neden?
    - cunku tum bacagını sariyor.

    ardindan jartiyeri coraba tutturur:

    - bu dugmeyi de kiskaniyorum
    - o neden?
    - cunku tum gun bacagina dokunuyor.

    ardindan sarah'nin ayakkabilarini tutar ve onlardan nefret ettigini soyler, cunku sarah'yi alip ondan uzaga gotürmektedir.

    sanirim bu diyalog * bir kadina edilebilecek en guzel iltifatin altina yazilabilir.
  • 50'li yıllarda yaşayan kadınların günlük giyiminin parçası olan nesne. o zamanlar külotlu çorap yoktu, zaten çoraplar da naylon değildi, giyince esneyen-uzayan tarzda değil, normal bacak boyu ve genişliğinde, ince örülmüş kumaşlardandı -zenginseniz ipek çorap da vardı tabii- ve doğal olarak onları tutturacak butonlara ihtiyacınız vardı. işte o düğmecikli şeydir jartiyer, jartiyer çorabı ise, o düğmecikler tutturulabilsin diye, üst tarafı iki kat kumaşlı (daha kalın) şerit içeren çoraplardır.

    o zamanlar kadınlar elbiselerin altına kombinezon giyerlerdi (zaten elbiseler ekseriyetle astarsız üretilirdi), jartiyer de kimi zaman bu kombinezona bağlı, kimi zaman üste ayrıca giyilen bir eşya olurdu. sütyen+külot+kombinezon+jartiyer+çorap derken, kadınların iç giyimi o kadar kalabalıklaşıyordu ki, kendinden jartiyer ipli külotlar yaratılmıştır, kadıncağızlar lahana gibi kat kat giyinmek zorunda kalmasınlar deyü... yine o zamanlar, yazın dahi çorapsız sokağa çıkmak ayıp sayıldığından, ten rengi çorap farz görüldüğünden, hele ki sıcak havalarda kat kat giyinmemek bir lütuf haline geliyordu.

    sonradan, yine bu "iç giyimi hafifletmek" maksadıyla, külotlu çoraplar icat edilmiş. fakat öyle pahalıymışlar ki, ancak zengin kimseler bunlardan alabilmiş, buna parası yetmeyenler, eski usül "kendi çorabımı kendim tuttururum" metoduna devam etmişler. peheeey, kim derdi ki devran dönecek, külotlu çorap ayağa düşüp jartiyer bir lüks, özel bir tutku halini alacak?!

    gel zaman git zaman, zannederim ki bu külotlu çorabı icat eden adama erkek cinsi epey sövmüştür. fakat kadınların da, bu icadı epey pratik bulması normal. zira hem daha kolay giyilip çıkarılıyor, hem çok daha ucuz, hem çeşidi bol. ne yazık ki şu an heves edip jartiyer kullanayım deseniz, işgörür bir jartiyer bulmanız zor. çoğu sadece süs amaçlı, oysa günlük hayatta da kullanabilmeniz için, kumaşların altından kendini çok belli etmeyen bir kumaştan yapılmış (tercihen saten, jarse gibi ince ve kaygan bir kumaştan), belinizden aşağı kaymayan (zira amacı çorapları tutmak, onlarla birlikte inmek değil!) kaliteli bir jartiyere ihtiyacınız var. oysa artık jartiyer, sadece "fantezi unsuru" gibi görüldüğünden, hep siyah, bordo, kat kat dantelli tipleri ağırlıktadır. gel de onu beyaz eteğin altına tak!

    diyelim ki jartiyeri buldunuz, iş bununla bitmez. giyimi kolay ve ucuz olması (jartiyer satın almayı gerektirmemesi) sebebiyle, üst tarafları silikon bantlı jartiyer çorapları sarmıştır etrafı, ki bunlar jartiyere takılamaz, zira üst tarafı kumaş değildir, silikon yerini de jartiyere sıkıştıramazsınız. olur da araya taraya jartiyer çorabı bulabilirseniz, bunlar da ancak siyah ve ten rengi olur, gerçekten güzel olanlarının bir çifti 40 tl'den aşağı olmadığı gibi, çoğu burunsuz olduğu için, kapalı ayakkabıyla ilk giyişinizde burnundan atar, kaçar. velev ki, yabancı markalarda -sanırım yurtdışında, genç kızlığından kalma alışkanlık ve zerafetle hala bunları kullanan kadınlar olması sebebiyle- çeşitli jartiyer çorapları vardır, örneğin kalın mus çoraplar da üretirler ki, kışın da giyesiniz. hatta calzedonia, intimissimi gibi italyan markalar, görünüşte belli olmayacak, ama sizi sıcak tutacak kadar yün karıştırılmış, kışlık, çok zarif desenli jartiyer çorapları satarlar. ama elbette çok yüksek fiyata...

    son olarak, jartiyer giyilecekse, dolapta ten, siyah ve beyaz olmak üzere en az üç adet kombinezon ve/veya iç eteğinizin olması gerekir. zira, jartiyer ipleri açık renkli veya dar kıyafetlerin altından kendisini belli eder. belde iz yaptığı için külotlu çorap giymeyen bir insan evladı o izleri de istemeyeceğinden, alta astar giymek gerekebilir. ama zaten ipek saten kombinezonlar, tıpkı jartiyer gibi, güzel, zarif iç giyim unsurlarıdır, insana kendilerini kolayca sevdirirler. hem kaygan kumaş üzerine giyilen elbise de pot yapmaz, çoraba sürtünmeyeceği için siz yürürken bacağınızda toplanmaz, elbise üstünüzde doğru düzgün durur, mevsim kışsa, penye atletlere karşı en zarif alternatif yine bu ipek/saten kombinezonlardır. (kısaları için bakınız camisole)

    netice itibariyle, bu zarif aparatı giymek kolay, basit ve ucuz değildir. kendisine ayrı, çorabına ayrı, elbisenin altına astar giyimlere ayrı para dökmeniz gerekir. kaliteli şeyler genellikle pahalıdır, ama söz konusu bir şeyi adabıyla giymekse, zaten -kötü manada- ucuz gözüken şeylerden uzak durmak gerekir. fakat bu hususlara dikkat edildiği takdirde, jartiyer ve jartiyer çorabı, bence külotlu çoraptan daha pratik ve daha güzel bir alternatiftir. üşenmeyiniz, giyiniz, giydiriniz.
  • an itibariyle sözlük kadınlarının döktürdüğü başlık. çoğu jartiyeri görse bomba zannedip karakola götürür orası ayrı. *

    gelen mesajlar için edit; arap sen jartiyer giyme bokunu çıkarıyosun!
  • yuzyilin icadi. ginger bok yemis.
  • bacaga takılan cuk kaldırgacı.
  • patrickin tezine gore dunyada sadece 10 tane jartiyer vardir ve kadinlar bunu birbilerine verirler. ve jartiyerin yerini ilk aydan sonra pamuklu genis yayilan ic camasirlarina birakirlar.
    ayrica kullanmasini bilmeyen bir bayan icin iskence bilen icin ise tekstilin bir baska harikasi hem erkek hem bayanlar tarafindan ic camasir magazalarinda izlenen ve devaminda alinan ortak nesnedir .
    (bkz: coupling)
  • gormus gecirmis annelerden birinin anilarini aktarirken bizi hinzirca gulumseten yorumunu aksettiriyorum keyifle...
    anne: anlamiyorum simdi ki gencligin jartiyer diye olup bitmesini..biz zamaninda kulotlu corap alicak paramiz olmadigi icin corabi tutturmaya alirdik!!!....ne cile diye dusunurduk..
  • ruyada goruldugunde "bir yerden zarar goreceginize isaret eden" bir mefhummus kendisi.

    ayrica boyle bir yorumu ruya tabirleri alemine katan alimi kutlar, kendisine donsuz geceler, jartiyersiz ruyalar dilerim.
  • zeytinyagli yaprak sarmaya benzetiyorum ben bunu. ne alakasi var deme; yarim saatte giyiyorsun, 3 dakikada cikiveriyor. zahmetli is.

    he ama fevkaladenin fevkinde, o ayri.
hesabın var mı? giriş yap