• "sevmek sahiplenmenin en güzel yoludur heralde, sahiplenmek ise sevmenin en çirkin yolu" sözleri kendisine aittir.
  • ilk kitabini yazmaya 50'li yaşlarında başlamış, 60'larinin ikinci yarisinda "hayatımda başıma gelmiş en güzel şey" diyeceği -kendinden 25 yaş küçük sevgilisi ile -evlenmiş, 70'lerinde ise nobel ödülü almiştir. sadece büyük bir yazar olduğu için değil, hayati erteleyerek yaşayan, geç kalmışlık duygusu hisseden her insanın önüne bir umut işigi tuttuğu için de varolsun .
  • bir portekizliyle karşılaşana dek adını "hoze saramago" olarak okuduğum, sonra portekizli benimle dalga geçince utanmama sebep olmuş portekizli usta. juze serımagu imiş dostlar, siz de benim en sevdiğim yazarlardan biridir josé saramago diyecek olursanız günün birinde bir portekizliye, benim gibi sülüman demiş hürrem durumuna düşmeyin.
  • körlük adlı romanında kahramanlarına birinci kör, ikinci kör, doktorun karısı gibi isimler veren, daha ötesini herhalde gereksiz bulmuş olan ve noktalama işaretleri konusundaki tutumunu baştan hiç tasvip etmediğim yazar. bir okuduğum cümleyi yeniden okumak zorunda kalmaktan nefret ediyorum, ama sayfalar ilerledikçe, bu tutumun karakterlerin adının olmaması ile ilişkili ve hatta gerekli olabileceğini düşünmeden edemiyor insan; çünkü kitabı okurken konuşmaları bir kör gibi dinliyorsunuz, önce sesler geliyor, ardından siz onları kimin söylediğini algılamaya çalışıyorsunuz. el yordamıyla yürümek gibi bir şey bu yazarı okumak...
  • 20. yüzyılın sonundan 21. yüzyılın başına kitaplarıyla dünya edebiyatına en çok etki eden yazarların başında gelir. nobel edebiyat ödüllerinin büyük kısmı siyasi saiklerle verilse de kendisinin aldığı nobel edebiyat ödülü, kesinlikle en çok hak edilenlerden biridir.

    kitaplarında, kara mizah, distopya, din/siyaset/otorite eleştirileri, kapitalizm eleştirileri, yüksek edebi/felsefi bilgilerin çok güçlü bir sentezine ulaşılabilir. kitap finallerini mutluluk, hüzün ve belirsizlikle bağlayabilir. kitaplarında yer yer güldürür, zaman zaman ağlatır ama en çok felsefeye kafa yormanıza neden olur. bu kadar uzun cümlelerle, noktalama işaretlerini iplemeden bu kadar sürükleyici romanlar yazabilmek her babayiğidin harcı değildir. kitapları bir günde bitirilebilir/okunabilir ama günlerce, haftalarca hatta aylarca düşündürür. seneler geçer tekrar okuma isteği duyulur.

    özellikle körlük ve görmek kitaplarından günümüzün akp rejiminin baskıcı/diktatoryal/teokratik uygulamalarından izler bulacaksınız. okuyun. okutun. pişman olmayacaksınız.
  • kendisiyle yapılmış bir söyleşide;
    "nobel ödülü hakkındaki değerlendirmeniz?" sorusuna
    "hayatımda aldığım en büyük ödül karım pilar’dır. işin aslına bakılırsa, en büyük devrim aşktır." yanıtını vermiş yazar.

    aynı söyleşide körlük için ise;
    "ne düşündüğümü merak ediyorsanız, bu kitapla anlatmak istediğim hepimizin körleşmeye başladığı değildi. bence körleşmiyoruz. hepimiz körüz. körüz ama bakıyoruz. bakabilen ama görmeyen kör insanlar." buyurmuş usta...

    romanlarının dışında şiir kitapları da var.
    http://www.caleida.pt/saramago/
  • saramago, okuyucusunu virgüllerinin üzerinde taşıyarak efsanevi yolculuklara çıkaran nobel ödüllü usta bir kalem.

    hayatını incelediğinizde onun yaşamı boyunca siyasi, dini ve toplumsal hiçbir otoriteyi tanımadığını görürsünüz. başlı başına bu duruş bile onu yazarlar cemiyetinin apayrı bir yerine yerleştirir. bununla da kalmayarak saramago, edebiyatın tüm olanaklarını ustaca kullanarak inşa ettiği yeni dünyanın kendi fikir ve görüşleriyle bezediği sokaklarına okuyucusunu buyur eder. o sokaklarda başıboş gezemezsiniz zira her bir virgül, bir karakterin biten sözlerinin ifadesidir. saramago okuyucusu, o sokaklarda dikkatle gezmek ve virgülleri takip etmek zorundadır. paragraf başı yoktur, haliyle okuması biraz zordur. fakat saramago dünyasında gezmenin bedeli de budur.

    saramago tüm sanat akımlarının temel gayesinin yapısal eleştiriler olduğunun farkındadır ve edebiyat sanatını tüm derinliğiyle kullanarak kimsenin dokunmaya cesaret edemediği yerlere dokunur. edebiyat hayal gücüdür, olmazı oldurur ve yeni bir dünya yaratır. saramago’nun kaleminde ise yeri gelir körlük bir salgın olur, yeri gelir kabil zamanda yolculuklar yapar ve hayal gücüyle inşa edilmiş dünyada sistemin unsurları eleştirilir.

    saramago okumak; usta bir kalemden dökülen satırların içerisinde edebiyat zevkine doyasıya varmak ve hayata dair kimsenin sormadığı soruları protest bir tavırla sormak demektir. kesinlikle tavsiye edilir.
  • yakın zamanda denk geldiğim nobel konuşmasından bal damladığını söyleyeceğim yazar.

    "kayaların yapısını incelemek için başka bir gezegene araçlar gönderebilecek kapasitede olan bu şizofren insanlık, milyonlarca insanın açlık nedeniyle ölmesinden fütursuzca bahsedebiliyor. mars'a gitmek, komşuya gitmekten daha kolay görünüyor." [http://www.sabitfikir.com/…-sesimizi-yukseltmeliyiz http://www.sabitfikir.com/…-sesimizi-yukseltmeliyiz]
  • bir ara gittiği israil'de, işgal altındaki topraklara da uğramış, buraları nazi almanyası işgali altındaki yerlere, mülteci kamplarını da auschwitz'e benzetmiş yazar. bu benzetmenin tarihsel açıdan doğruluğu ve israilsiyasetinde istenilen etkiyi yapıp yapmayacağı tartışılsa da, yazarın aldığı risk açısından gerçekten saygıdeğer bir harekettir bu.
  • körlük adlı romaniyla tanidigim yazar. diger kitaplarini okumadim henuz, ancak bu kitap, uzun süredir okudugum en iyi kitapti diyebilirim. bir adamin birdenbire kör oluşundan, bunun bir salgin halinde toplumda yayilmasiyle tüm bir uygarligin tuzla buz haline gelişine uzanan bir öyküsü var. inanilmaz bir toplumsal ve politik hiciv romani özünde.
hesabın var mı? giriş yap