• kalecilerin oyunu başlatırken topu en yüksek noktaya doğru yollayıp düşen yerdekiler birbirini yesin dediği efsane dönemdir. gerçek futbol ve mücadele içerir. şimdiki gibi altıpas içinde iki muhafız kaleciyi koruyor ve pasla başlanıyor gibi tikitaka adlı saçmalık doğmamıştı. hatta bazen kaleci öyle bir dikerdi ki topı kendi yarı alanının ortasına düşerdi. allahın izniyle futbolu o leş günlere döndüreceğiz.
  • kalecinin degaj yapmadan 3 kez topu sektirmesi farz olduğu dönemdir.

    (bkz: hayrettin demirbaş)
  • degajı rakip kalecinin kucağına kadar yapanları da vardı. amacı neydi ise?
    (bkz: zoran simovic)
  • ahaha tespit gibi tespit.

    anilar gozumde canlandi. o fezaya dikilen topa kafayla cikan stoper ve forvet mucadelesi de inanilmazdi.

    babam alpay ozalan icin bu herif o toplara kafa vura vura gerizekali olacak derdi ki hakliymis. su an goruyoruz kendisini. *

    simdi kaleci de ortasaha gibi defans gibi ayakla oyun kuruyor. futbolun harala gurele oynandigi, bol dikilmis formalarin ruzgarda salindigi zamanlar artik geride kaldi.
  • meşin yuvarlağın, bilenler bilir, tribünlerin denize bakan dilimine gönderildiği dönemlerdir.
  • bir önceki döneminde ise kaleciye geri pas atıldığında eline alıp topu öyle fezaya dikerlerdi. olm madem topu allah ne verdiyse abanıp karşı sahaya atacaktınız niye kaleciye topu veriyorsun. yapıştır karşı kaleye doğru gitsin top.
  • geçkinler bilir top kapalı tribünün çatı hizasını geçecek kadar yükselirdi.
  • bu sebeple orta sahanın merkez oyuncuları uzun boylu seçilirdi. topu indirme özelliği olması beklenirdi.
  • öyle ki degajdan gol atmışlıkları bile olan fevkalade dönemdir.

    (bkz: degajdan gol atmak)
  • huzur dolu yıllardı.
hesabın var mı? giriş yap