• uzman falan değilim ama "düzelt, düzeltemiyorsan hemen kurtul" yaklaşımımdan bahsedeceğim(şık görünsün diye isim de koydum evet). bu, sadece sevgilisini kıskananları ilgilendiren pragmatik bir bilgi, ama benim işime yaradığına göre başka birinin de işine yarayabilir...
    yaklaşım şöyle:
    kıskandığınız kişiyle hiç tanışmamış olabilirdiniz, öyle bir kişi dünyaya bile gelmemiş olabilirdi ya da hayatını kaybetmiş de olabilirdi. sonuçta siz, varlığı ona bağlı bir canlı değilsiniz (nasıl hissettiğinizi bir kenara bırakalım, bu bir gerçek). bu gerçekten yola çıkarak önce kendinize gelip bağımlılık hissinizden sıyrılın. yani problemi biraz daha basitleştirin. sonra da o olmasaydı ne yapacağınızı düşünün. hayatınıza devam edecektiniz ve muhtemelen bi'yerlerde bir başkasıyla karşılaşacaktınız. yani etrafta -şu an göremeseniz de- pek çok alternatif var (evet hiç kimse o değil ama o da diğer hiç kimse değil, herkes özgün).

    buradan hareket etmek 2 noktadan birine götürür:

    1. "hakikaten ben niye bununla uğraşıyorum? o olmasaydı daha mutlu olabilirdim" der ve ayrılmaya karar verirsiniz. böylece can çekişen bir ilişki yaşamak yerine küçük bir sızı hisseder` : küçümseyin ki kolay olsun` sonra da yeni ve sorunsuz bir ilişkiye hazırlanırsınız (sorunsuz bir ilişki kurmak için önce şu depresif durumunuzdan kurtulmalıydınız zaten). yeni bir ilişkiye hemen başlamasanız bile en azından belki onsuz, fakat sorunsuz bir hayatınız olur. sizin asıl sorununuz da bir şekilde mutsuz olmak olduğuna göre bu geçerli bir çözümdür. duygusal davranmayın, gerçekleri görün.

    2. ya da şöyle düşünün: bu insan olmasaydı da mutlu olabileceğim bir hayat kurabilirdim evet. fakat o hayatımdayken mutluyum (bu cümleyi samimi olarak kurduğunuzdan emin misiniz?) evet mutluyum, bugüne dek mutsuz olmamın sebebi onu kaybetmeten korkmaktı. fakat bu korku sadakat getirmedi` : kimseye de getirmemiştir zaten` sadece bana acı çektirdi ve beni itici kıldı.
    (unutmamak gerekir ki size acı çektiren kıskandığınız kişi değil, onsuz yaşayamayacağınız korkusunu benliğinize kazıdığınız için bizzat sizsinizdir. bu sayede benliğiniz varlığına muhtaç olduğunu 'sandığı' bu ilişki hakkında endişeye kapılır ve çaresiz bir şekilde ona bağlanarak yaşam kaynağını(!) kaybetmemeye çalışır. siz de bu esnada bağımlı ve güçsüz bir bünyenin tüm tepkilerini -saklamaya çalışsanız da- verirsiniz, ayrıca sürekli mücadele içerisinde olduğunuz için endişe ve kaygılarla yaşayıp acı da çekersiniz, hayat da sizi beklemez ve geçip gitmeye devam eder)
    son olarak "bu benim seçimim, tüm alternatirleri yerine onu seçiyorum, içimdeki bu anlamsız kaygılarla mücadele edebilirim. bu kaygılar olduğu sürece hiçbir ilişkimde mutlu olamam zaten" diyebiliyorsanız artık bir bitki olarak yaşamaktan vazgeçin ve kararınızın arkasında durun. eğer yeni düşünce tarzınıza uygun hareket ediyorken de ilişkiniz sizi mutsuz ediyorsa ayrılın gitsin. ne ilk ayrılan olursunuz ne de son.
  • bol bol maden suyu icmek. hazmetmeyi kolaylastirir ne de olsa.
  • çok boktan bir tercih olsa da tutanı;

    (bkz: çivi çiviyi söker)

    ve gerçekten de zaman zaman söker atar. ya da sikip atar. artık karar senin.
  • kıskançlığınızın mantıklı mı yoksa mantıksız mı olduğunu anlamak için empati yapmak gerekebilir bazen. "ben onun yaptıklarını yapsaydım ne hissederdim, o ne yapardı" gibi sorular sormak kendini yatıştırmak adına belki yardımcı olabilir...

    madem kıskanacağınız birşey yapıyor siz de ona daha fazlasını yaparak misilleme yapabilirsiniz, geçici bir süre iyi hissedebilirsiniz ama sonuçlar pek iyi olmayabilir.

    ya da arıza cıkartın, kıskanılacak eylemi yaptırmayın, ama benzer bir şeyi siz yapınca ona da arıza cıkartma kozu verdiğinizi göz önüne alın, zaman geçtikçe birbirinizin elini kolunu bağlayın, sinir olun...

    en güzeli kendine güvenmek, kendi değerinin farkına varmak herhalde... kadınsanız sacınızı değiştirin, şöyle bir ortalıkta salının, birden fazla insanın sizi beğendiğine kanaat getirin, keyfiniz yerine gelir...
  • olduğunu sanmıyorum. siz hiç prokaryot canlıdan ökaryot canlı geliştiğini gördünüz mü?
  • domuz eti yiyin.
  • karşı taraf yapınca deli gibi kıskanacağınız şeyleri kendiniz yaparsanız geriye kıskançlık falan kalmıyor.
  • hergün görmek zorunda olduğunuz bir eski sevgiliniz varsa tırım tırım aradığınız yollardır.

    düşünmek istemezsiniz ama sürekli karşınızdadır. telefonu çalar uzun uzun konuşur, akşama yönelik planlar yapar, kulak misafiri olursunuz.

    bir türlü geçmez kıskanmanız ama, deli olursunuz.

    kara kara da düşünürsünüz her gün nasıl geçecek diye...

    acilen öğrenmek istediğim şeydir.

    not: çivi çivi sökmüyor.
  • bunların başında domuz eti yemek gelir. ondan sonra yollara gerek kalmaz zaten. tek yolu vardır bunun efem.
hesabın var mı? giriş yap