• bir şirketin borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi ve bunu ilan etmesi ve sonrasında alacaklıların alacaklarını belli bir plana göre tahsil edebilmeleri için kendi aralarında bir anlaşma yapmaları.
  • kendi kusuru olmaksızın mali durumu bozulmuş olan bir borçlunun alacaklıları ile yaptığı bir anlaşmadır. bu anlaşma sonucunda alacaklıların en az üçte iki oranındaki çoğunluğu alacaklarının belirli bir bölümünden vazgeçer, borçlu ise geri kalan borçlarını bir plan dahilinde ödemeyi kabul eder. konkordato, ticaret mahkemesi’nin onayı ile geçerlilik kazanır.
  • cumhuriyet gazetesi bir kere konkordato ilan etmişti. iflas öncesi son çıkış yoludur.
  • borçlunun, alacaklılarının üçte ikisiyle anlaşarak borçlarının en az yarısını ödemesi ve kalanını da ödeme planına bağlamasıdır. ticaret mahkemesinin onayladığı bu anlaşmada alacaklılar, alacaklarının belli bir bölümünden feragat ederler. vadesi gelmiş borçların vadesinin uzatılması şeklinde de yapılabilir. iflasta olduğu gibi borçlu hakkındaki icra takibi düşer. iflas sonrasında müflisin tasarruf yetkisi olmamasına karşın, konkordato borçlusunun konkordato komiserinin denetiminde tasarruf yetkisi bulunur. ancak borçlu mallarını rehin veremez, gayrimenkullerini satamaz ve kefil olamaz
  • tarihte "papalık makamıyla başka hükûmetler arasında yapılan anlaşma." için kullanılmıştır.
  • 4949 sayılı kanunla yapılan değişiklikler sonucunda yalan olmuş müessese.

    efendim bankaların kötü niyetli borçluları gerekçe göstererek bastırmaları ve o sıra adalet komisyonunda yer alan bazı kimselerden de destek almaları* sonucunda konkordato mühleti üç ve uzatmalarla beş ay olarak yeniden düzenlenmiş, mevzuunun uygulanma kabiliyeti en baştan ortadan kaldırılarak konkordato ölü bir müessese hâline getirilmiştir.

    buna mukabil yazılmamış biraz da genel bilgilerden bir kuple verecek olursak konkordatoda kural olarak ikili bir ayırım söz konusudur:
    borçların tasfiyesine yönelik olan konkordato ve
    malvarlığının tasfiyesine yönelik olan konkordato.

    bunlardan ilki biraz da bir iyileştirme yöntemi olarak da ortaya çıkabilecek şekilde kendisini yüzde ve vade konkordatosu şeklinde gösterirken diğeri ise daha çok iflâs tasfiyesine yaklaşır şekilde malvarlığının terki suretiyle konkordato olarak adlandırılır. bahsettiğimiz sonuncusu 2003 yılındaki değişiklikler sırasında isviçre federal icra iflas kanunundan (borç için takip ve iflas hakkında federal kanun) alınmış; bir kez dahi uygulanmamıştır [(uygulandığını gören varsa mesaj atsın ltfn)

    2009 editi: doçentlik tezi(!) bile çıkmış uygulanmayan hadisenin hangi kısmına merhem olacaksa)] böyle bir şeydir işte konkordato. amerikan icadı yeniden yapılanma karşısında (aslında bunların hepsinin kökeninde amerika var demiryolu var, uzun hikaye) demode bir yöntem olduğunu söyleyenler de vardır; doğrudur.

    2011 editi: şimdiden not düşmek olsun, iflasın ertelenmesinden anası ağlayan türk hukuku buna yeniden işlev kazandıracaktır. herhalde üç - beş seneye, muhtemelen ertelemeyi ortadan kaldırmak kolay olamayacağı için, alacaklıların rızasına ihtiyaç duyulan konkordato ile bunu halvet etme yolu tercih edilecektir.

    2019 editi: 2011'de düşündüğüm doğru çıktı. ancak, yeni bir ekonomik krizi, bir de salt aciz halinde olanların değil de, aciz haline düşme tehlikesi olan borçluların da bunu bir yol olarak öngörebileceklerini ve özellikle bu durumdaki başvuruların da kabul edilip bunların konkordato isteyeceklerini (o sıralar olmaz işin doğasına aykırı diye düşündüğümden) öngöremedim.
    ancak somut durum itibariyle, bunu da not düşeyim, zaman veremiyorum, orta vadede ikili bir sistem öngörülecek, buna konkordato diyebilirler, borçların uzlaşma yoluyla yapılandırılması diyebilirler, ikisini birden de kullanabilirler. birincisi alacağını alamayan, aslında acz içinde olmayan, acze düşme tehlikesi yaşayan borçlular için, ikincisi işin daha sıkı tutulduğu daha emredici hükümlerin bulunduğu bir yapı. nitekim gavurda benzer sistemler var. aksi takdirde, bizde konkordatoya son mevcut haliyle ilk yanlıştan bir diğer yanlışa geçilmesi şeklinde kendi kendini bitirtecekler.
    akla uygun olan, bu tür bir tercihte bulunulması olacak. ancak, mevcut yapı itibariyle bu gerçekleşebilir mi ? kriz derinleşir mi, tüm bunlar anlamsız hale gelir mi ? bunları yapacak enerji yaratılır mı ? bunun cevabı bende de yok. sanırım konkordato hakkında ilk entry'mi on küsur yıl evvel girmiştim. türkiye o günkü türkiye değil. bu işlerin temeli, ekonomi-politiği tartışılmadan kanun değişiklikleri, değişen kanunlarda yeniden yapılan değişiklikler... sıkıldım yeminle..

    2022 editi: kanun koyucu 2021'de yaptığı değişiklikler çerçevesinde 2019 editinde dile getirdiğim hususlara bir giriş yapmış oldu -mu acaba- zira bu değişiklik bildiğim kadarıyla akademisyenlerden oluşan bir bilim komisyonu tarafından değil, dünya bankasının yönlendirmesiyle yapıldı. buna göre; konkordato sürecinde iflâsa karar verilmesi halinde, tasfiyenin türüne ve komiserlerin iflas idare memuru olarak görevine devam etmesine asliye ticaret mahkemesi karar verecek. tabii komiserlikten alınan doyurucu maaşlardan sonra içi boşalmış iflas masasında iflas idare memuru olur mu bu kişiler, şüpheliyim. kısaca sistem, adı konulmamış bir <önce seni bir iyileştirmeye çalışalım, yok iyileşmezsen tasfiye ederiz> noktasına doğru gidiyor. ancak tabii ki, iyileştirme kurallarının başarıya ulaşması kanunun iyiliği ile ilgili bir mevzu değil, ne yazık ki. kısaca, ekonomimiz şahlandığında, iyileştirme yöntemleri de şahlanacaktır.
    yeni bir olası kriz döneminde güncellenen kurallara dair yeniden iki söz edene kadar selam ve dua ile..
  • iflas içi, iflas dışı ve malvarlığının terki suretiyle olmak üzere üç çeşidi olan borçlunun başvurabileceği hukuki kurum. daha fazla suistimal edilen bir diğer kurum için (bkz: iflasın ertelenmesi)
  • tasdik edilse bile kamu alacakları için bağlayıcı değildir.*
hesabın var mı? giriş yap