• 2004 eurovizyon provalarında kıbrıs'la bağlantı yapıldığı zaman rum spikerin istanbul yerine kullanmayı tercih ettiği kelime. bunun üzerine korhan abay, sunucuya "son 500 yıldır istanbul" diyerek ayar vermiş fakat rum sunucu utanmamış, arlanmamış ve "biz böyle diyoruz" deme cürretini göstermiştir. korhan abay tabi ki altta kalmamış ve "merhaba güney kıbrıs" diyerek son noktayı koymuştur. yürüyedursundur..
  • bir yanlışı düzeltecek olursak, istanbul'a günümüz yunancasında konstantinoupoli denmekte. konstantinoupolis, yapı olarak eski yunanca'ya yakın olan katharevusa (temiz dil) yunancasında denmekteydi. ''istanbul'' ise ''şehirden'' anlamına gelen ''eis tin poli'' cümlesinden türemişir.

    konstantinoupoli denmesine kızıp ısrarla istanbul diyen arkadaşlar aslında ''eis tin poli'' demek istediklerini bir gün fark ederler umarım...
  • tüm rum ve yunanların ısrarla istanbul yerine söyledikleri kelimedir. iş için bulunduğum ingiltere'de toplantının başı pozisyonundaki yunan kadının ve toplantıya benim gibi gelen güney kıbrıslı rum kadının (davetlisi olmamıza rağmen) neredeyse benimle kavga edecek şekilde* bastıra bastıra konstantinopolis diye söylemesi bi noktadan sonra benden çok diğer misafirleri rahatsız etti. milliyetçi değilim ama saçmalığa da gelemiyorum işte.

    -forget what she says , she is bullshitting atm. tarzında fısıldadılar diğer misafirler sağolsunlar.

    söz konusu istanbul olunca çocuk gibi inatlaşıyor, bebek gibi zırlıyorlar bunlar.

    lakin bizde de türk damarı var arkadaş , misafirlik, efendilik de bir yere kadar , "valla tüm dünya istanbul derken var bi tek siz konstantinopolis deyin, çok da mühim değil" dedim.
  • constantinopolis, konstantiniye gibimsi varyasyonları da mevcut olan istanbul`cugun eski adı.
  • birinci ve sonuncu yöneticileriyle aynı isme sahip olan şehir. hatta rivayet odur ki, istanbul'un ikinci mehmet tarafından kuşatılması sırasında, halk arasındaki "mevcut hükümdar'ın ismi, şehrin kurucusunun ismiyle aynı olduğu bir dönemde şehrin düşeceği" inancı oldukça yayılmıştı.
  • günümüzde istanbul diye adlandırdığımız şehrin 17 yüzyıldır kullanılan ismi. ismini kurucusundan alır: konstantin'in şehri, her ne kadar ismi nova roma koyulmuş olsa da...

    nea rome şehrinin kurulması 340'lara şehrin planının oluşumu:
    #86077308

    şehrin oluşumunun devamı:
    imparator valens döneminde valens yani bozdoğan kemeri inşa edilir, yakın dönemlerde de ayasofya kilisesi yapılıp ibadete açılır.
    şehrin yapılanması büyük theodosius döneminde tamamlanmıştır. forum tauri yani bayezıd meydanı yaptırılmış, iskenderiye'den tahıl getiren gemiler için yapıldığı düşünülen büyük bir ticari liman olan, yenikapı kazılarında ortaya çıkan lygos deresi ağzındaki theodosius limanı inşa edilmiştir. limana yakın iki ambar yaptırılmıştır: horrea alexandrina and the horreum theodosianum. yine büyük theodosius 390'da şehre, karnak'taki amon-ra mabedinin önünde bir benzeriyle birlikte mö* 1450'lerde dikilen dikilitaşı getirtmiş, gotlara karşı yapılan savaşın anısına gotlar sütunu dikilmiştir.

    413'te, konstantinos surlarından 1-2 kilometre batıda, bugüne kalan surlar 2.theodosios döneminde yaptırılır, şehir genişletilir.
    büyük leon döneminde kentin yarısı yanar, ardından justinyen dönemindeki nika isyanı ile tahribe uğrayan şehir, restore edilir. günümüze kalan ayasofya bu dönemde yaptırılır (elbette tahribat ve restorasyonlar olacak).
    günümüze kalan diğer yapılar yerebatan sarnıcı ve binbirdirek sarnıcı bu dönemde yaptırılmıştır.
    bu dönemden sonra şehrin genişlemesi yavaşlar, imparatorluğun küçülmesinin payıyla birlikte, şehre daha küçük yapılar yaptırılır.

    sonra latin işgali dönemi var. şehrin havası değişir ve değişir.

    ayıca belirtmek isterim ki kendimi hiç şaşırmadan istanbul için "kostantıniyye" derim. ekini doğudan alarak şekillenen bu ismi severim çünkü 8500 yıldır yerleşimin olduğu bilinen (hatta ilk iskan izlerine boğazın oluşmasından önce, paleolitik çağda rastlanmaktadır) bu şehrin bütün kültürel mirasını yansıtan tek isim budur. roma imparatorluğunun efsanesi, alınamaz denilen, güzelliğiyle görenleri büyüleyen, 470 yıl boyunca türk-islam devletinin ve 400 yıl boyunca tüm islam aleminin merkezi, 4. yüzyıldan beri dünya başkenti olan şehrin şahsıma göre en güzel ismi "kostantıniyye"dir.
  • m.s. 330-395 yılları arasındaki roma imparatorluğunun (bkz: imperium romanum) başkenti. ilk ismi latince yeni roma anlamına gelen nova romadır.

    337 yılında şehrin ismi, onu kuran ve imparatorluğun başkenti ilan eden (evet italyada bulunan roma şehri yerine) ı.konstantin'in adını yaşatmak amacıyla konstantin'in şehri anlamına gelen konstantinopolis olarak değiştirilmiştir.
    (bkz: flavius valerius aurelius constantinus augustus)

    395-1204 yılları arasında doğu ve batı olarak ikiye ayrılan devletin, cermen tarihçiler tarafından bizans imparatorluğu olarak da anılan doğu kısmının başkenti.

    kent 1204 senesinde 4.haclı seferi sonrası katolik hristiyanların istilasına uğramış, başta hipodrom olmak üzere, şehrin ortaçağ ve klasik döneme ait kültür hazineleri şehrin tarihi dokusu ile beraber neredeyse bütünüyle yok edilmiştir. istilanın ardından yalnızca 57 sene boyunca hüküm sürebilecek olan latin krallığı kurulmuştur.

    1261 senesinde aynı zamanda iznik imparatoru olan ıııv. mihail şehri katoliklerin elinden geri almıştır. mihail aynı zamanda 1261-1453 arasında bu şehirden hüküm sürecek olan paleologos hanedanı'nın kurcusu olan ilk imparator sıfatın da elinde bulundurmaktadır. şehri kaybeden son latin imparatoru, " ıv. justinianus savaşın ardından tarihe geçecek olan gökler verdi, gökler aldı sözünü sarf etmiştir.

    108 yıllık iktidarın ardından şehir 1453 senesinde osmanlı hakimiyeti altına girecek ve ismi aynı zamanda fatihi olan ıı.mehmed tarafından istanbul olarak değiştirilecektir.

    465 yıl boyunca osmanlı imparatorluğunun başkentliğini yapacak olan şehir,

    1918 yılında birleşik krallık (bkz: ingiltere) ve fransız cumhuriyetine ek olarak italyan ve yunan krallıklarının ortak kara ve deniz kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir. osmanlı devletin yasama meclisi işgalciler tarafınfan feshedilmiş, ingiliz idaresi tarafından osmanlı milleti için kullanılacak bir sömürge bayrağı bile hazırlatmıştır.

    tarihin belkide ilginç cilvesi ise, aynı roma imparatorluğunda olduğu gibi,
    şehri alan ve veren hükümların isminin aynı oluşudur. (bkz: konstantin)
    şehrin anahtarını ingiliz işgal kuvvetleri başkomutanı general harrington'a veren son osmanlı hükümdarının ismi şehri alan ıı.mehmet ile aynıdır. (bkz: vahdettin)

    5 yıl boyunca itilaf devletlerinin mutlak kontrolü altında kalan şehir son olarak,
    itilaf devletlerinin anadoludan kusturulması, işgal kuvvetlerince bastırılan treaty of sèvres (bkz: sevr anlaşması) yerine treaty of laussanne (bkz: lozan anlaşması) 'ın taraflarca imzalanması ile son bulmuştur. ingilizlerin yenilmez olmadığını gören sömürgelerin aylanmasının kurduğu stratejik baskıyı arkasına alan tbmm, kasım ayının sonlarına doğru ingiliz hükümetini lozan hükümlerince istanbul'dan çekilmeye zorlamıştır ve istanbul 6 ekim 1923 tarihinde mirliva (tümgeneral) şükrü naili paşa kumandasındaki türkiye cumhuriyeti 3. kolordusu tarafından teslim alınmıştır.

    kısa tarihini az evvel ellerim yazdığım ve kurulduğu günden yana 3 farklı isimle anılmış, 4 devlete başkentlik yapmış ve toplam 7 kez eldeğiştirmiş olan şehir her ne kadar tüm insanlığa malum olmuş olsada, türk milleti ve onun cumhuriyetine aittir. (bkz: istanbul) (bkz: nova roma)
  • işbu şehirnâmede halaskârımız isa mesih'in doğumundan 423, roma'nın inşaasından 1176 ve kun-i kâinattan 5931 sene sonrasının konstantinopolis'i rivayet ve dahi tasvir olunur.

    kaynak 1: notitia urbis constantinopolitanae

    şehir biri büyük konstantin diğeri de ikinci theodosius zamanında imar olunmuş iki ilçeden mürekkep olup bosphorus'un karşı yakasından sadece pera kendi arazisine dahildir. chalcedon ve chrysopolis şehrin belediye tasnifi içre değildir.

    1. polis

    şehri ünlü yapan ilçe olup ilk tepe'nin eteklerindeki byzantion'dan başlayarak konstantin surları'na kadar uzanır. her büyük roma mıntıkası gibi; arazisindeki tepelerin en hakimine hükümranlık sarayı, konutun hemen önüne at sahası, sahanın yakın civarına şehrin ulu tapınağı, tapınakla saray arasına görkemli bir merkez meydanı ve bu meydandan başlayarak şehrin merkezini ilçenin geri kalan kısımlarına bağlayan bir anayol'dan oluşur.

    ı.semt (byzantion): byzas'ın mülkü. ilk tepe üzerindedir ve 29 sokaktan, 118 haneden ve muazzam genişlikteki iki örtülü caddeden oluşur. galla placidia'nın ve marina'nın köşkleri ile arcadius hamamları bu semttedir.

    ıı.semt: şehrin septimius severus zamanında inşa edilmeye başlayan 'romalı' kısmının kuzey mahallesi. 34 sokaktan, 98 büyük haneden ve 4 büyük örtülü caddeden oluşur. eski kilise*, sancta sophia bazilikası, büyük meclishane*, morsekili adliye, zeuxippos hamamı, birer semt tiyatrosu ve amfitiyatr bu semttedir.

    ııı.semt

    hükümranlık konutu: büyük saray (magnum palatium) ya da saray-i kebir.

    at saha: at meydanı (circus maximus) ya da hipodrom.

    ulu tapınak: hikmet-i mukaddes (sancta sophia) ya da hagia sophia (ayasofya).

    meydan-i amire: merkez meydan (augustaeum) ya da sarayönü. saray'ın anıtkapısı olan tunçkapı'ya, şehir meclisi'nin yüce divanhanesi'ne, sancta sophia'ya, abidevi altınkemer'le anayol'a, merkez hamamı olan zeuxippos'a ve hipodrom'un kuzey ucuna bağlıdır.

    anayol: amire meydanı'ndaki altınkemer'den başlayarak şehri önce batıya, sonra da kuzeybatı ve güneybatı olmak üzere de iki talî yöne genişleten anayol (mese odos). hipodrom'u geçtikten sonra lausos ve antiochos kasırlarını da aşarak konstantin meydanı'na bağlanır. yolun meydan'a kadar olan bu kısmı cadde-i şahâne (regia) olarak bilinir.

    konstantin meydanı: şehir'in bizzat büyük konstantin tarafından açtırılan cümle meydanı. biri doğuda diğeri batıda olmak üzere iki kapısı mevcut. şehir'in ikinci divanhane binası bu meydanın kuzey sathında bulunur. merkezinde ise yılanlı başlarıyla ve büyük konstantin'i apollo olarak betimleyen taç heykeliyle 'konstantin dikiti' yer alır.

    anayol, konstantin meydanı'nın batı kapısı'ndan devam ederek boğa meydanı'na (sonradan theodosius meydanı) bağlanır.

    boğa meydanı: büyük konstantin tarafından, byzantium kurulurken byzas'ın kurban etmiş olduğu "kutlu boğa" anısına isimlendirilmiştir (aynı boğa mithras kültü'nde de yer alır). daha sonra pagan gelenekleriyle arası pek de iyi olmayan büyük theodosius tarafından yıktırılır ve roma'daki trajan meydanı'nın bir sureti olacak şekilde yeniden inşa ettirilir. o günden sonra da adı theodosius meydanı olur. oğlu arcadius tarafından babası adına yükselttirilen 'theodosius dikiti', meydanın merkezinde yer alır. meydan'ın batı çıkışı, mermerden bir zafer takı şeklindedir.

    anayol boğa/theodosius meydanı'ndan sonra philadelphion kavşağı'na ulaşır ve bu kavşaktan bir caddesi kuzeybatı, diğeri de güneybatı istikametine devam edecek şekilde ikiye ayrılır.

    philadelphion kavşağı: adını roma tarihinde derin sarsıntılar bırakmış üçüncü yüzyıl krizi'nin diocletian tarafından 'dörtlü teşkilat'* geçilerek bitirilmesinden sonra, merkezinde ilk dört tetrarkı birbirine sarılırken tasvir eden 'philadelphion heykeli'nden alan kavşak. anayol'u kuzeybatı ve güneybatı olarak iki caddeye ayırır.

    kuzeybatı caddesinde;

    kutsal havariler kilisesi: havariyyun kilisesi ya da kabir-i amire, inşaası büyük konstantin tarafından başlatılan ve oğlu ikinci constantius tarafından tamamlanan kilise. inşaası tamamlandıktan sonra oğul tarafından babası büyük imparatorun naaşı buraya defnettirilir. kilise isa mesih'in 12 havarisine ithaf edilmiştir ve mukaddes emanet olarak bu havarilerden üçünün kalıntılarını muhafaza eder.

    eski charisius kapı: adını doğu roma'nın erken döneminde kendisi adına bir manastır inşa ettirmiş charisius'tan alan kapı, eski altın yeni yaldızlı kapı'dan sonra konstantin surları'ndaki en büyük ve en önemli ikinci kapıdır. altıncı tepe'nin zirvesindeki 77 metrelik rakımıyla şehrin en yüksek noktasıdır. aynı zamanda kabristan kapısı olarak da bilinir çünkü surların hemen dışındaki garbî mezarlık'a açılır.

    güneybatı caddesinde;

    amastrianum meydanı: şehir'in ismini bir kültürel gruptan alan ve aslen bir meydan değil de bir tür taşlık olan ilk yapısı. paphlagonia bölgesinden suça meyilleriyle bilen amastris*'lilerin en çok infaz edildiği meydan olması sebebiyle, şehir sakinleri tarafından 'amastrisliler meydanı' olarak anılmıştır. adî suçlardan hüküm giymiş hafif ceza mahkumlarının da cezaları burada infaz edilir, diyetleri burada alınır.

    öküzbaşı meydanı: lycus deresi yatağında ve üçüncü ile yedinci tepeler arasında yer alan 'infaz meydanı'. ismini, merkezindeki öküz başı şekilli tunçdöküm idam heykelinden alır. idamı infaz edilecek mahkumlar bu heykele kapatılıp dışarıdan ateşe verilmek suretiyle 'öküzün böğürmesi' sağlanır. mürted julian'ın hükmü (361-63) sırasında, ilgili heykelde pek çok mesihî'nin* infazı yapılmıştır.

    arcadius meydanı: şehrin konstantin surları'na ulaşmadan önceki son meydanı. adını meydana veren arcadius tarafından 403'te yaptırıldı. merkezinde sarmal barölyeflerle süslü 'arcadius dikiti' yer alır, roma'daki trajan dikiti'nin bir sureti şeklindedir. meydan şehrin köle ticaretinin gerçekleştiği pazar olarak kullanılır.

    şeklindeki yapılar yer alır. anayol'un güneybatı caddesi, arcadius meydanı'nı da aştıktan sonra theodosius surları'ndaki altın kapı'ya erişir ve via egnatia ile birleşir.

    2. exokioneum

    şehir'in ismini; konstantin surları'ndaki en yüksek ikinci rakıma sahip yapı olan yaldızlı kapı'nın hemen dışında, anayol'un batıya doğru istikametine devam etmekte olan kuzeybatı caddesi'ndeki sütunlu revaklarla örtülü kapalı kısmından alan ilçesi. ismi "ötesütunlar" anlamına gelir, surlar'ın ötesinde kalan abidevi revaklı sokak'ın sütunlarına atıfta bulunur.

    ikinci theodosius şehri daha batıda ve daha müstahkem bir sur hattıyla çevrelemeye karar verene dek bu bölge 'surdışı' olarak bilinirdi ve anıtkapısı olan yaldızlı kapı'nın ismi de o zamanlar, şehrin en büyük ve en görkemli kapısı olması sebebiyle altın kapı'ydı. suriçi'nin görece dar ve kısıtlı arazisinde yaşamak istemeyen mülkî ve askerî amirlerin konakları, geniş arazi sahiplerinin çiftlikleri ve hassa kuvvetleri'nin kışlaları bu bölgede bulunurdu. ikinci theodosius tarafından konstantin surları'nın 2 km batısında inşa ettirilen çifte sur hattı tamamlanınca; eski altın kapı yeni yaldızlı kapı oldu, şehir'in olası bir âfet veya kuşatma halinde ihtiyaç duyacağı su ve erzak sarnıçları şehrin bu yeni ve dış mahalline inşa edildi, hassa kışlaları ise yeni sur hattının hemen doğusundaki askerî kapılar civarına kaydırıldı.

    revakaltı: eski 'altın', yeni 'yaldızlı' kapı'dan geçerek batıya devam eden anayol'un sütunlu revaklarla örtülü sokağından ismini alan mahal. charisius kapısı'ndan sonra şehrin en yüksek rakımına sahip ikinci yapısıdır ve arcadius meydanı'nı aşarak philadelphion kavşağı'ndan gelen anayol, buradan geçerek sigma taşlığı'na devam eder.

    xerolophos kapı: şehrin büyük konstantin zamanındaki anıtkapısı (porta aurea). yedinci tepe'nin güneye bakan bir doruğundadır. kuzeybatıdan gelen anayol, buradaki görkemli anıtkapı'dan geçerek exokioneum'u aşar ve sigma taşlığı'na devam eder.

    sigma taşlığı: anayol'un güneybatı caddesinin, theodosius surları'na varmadan önce geçtiği son taşlık. şehrin görece küçük meydanlarından biridir ve daha ziyade askerî saiklerle kullanılır.

    theodosius surları: yarımada'nın güneyinden kuzeyine 5.7 km boyunca uzanan, göğüs duvarlı geniş bir hendekle tahkim edilmiş çifte sur hattı. propontis kıyısındaki güney ucunda yer alan mermer 'konstantin kulesi'nden başlar; altın kapı'dan ve iki askerî kapıdan devam ederek rhesios kapısı'ndan hafif kuzeydoğuya meyleder ve santa romanus kapısı'na ulaşır. buradan ilerleyerek bir askeri kapı daha aştktan sonra yeni charisius kapısı'na ulaşır. bu kısımdan sonrası, şehrin en son inşa edilmiş olan mahallesi vlachernae'dir ki duvarları theodosius surları'nın parçası olsa da kendisi surlardan ayrı ele alınabilecek kadar bağımsız bir yapıya sahiptir.

    inşa edilmiş olduğu tarihten itibaren şehir savunmasının belkemiğini oluşturan surlar; hendek, göğüs duvarı, batı terası, dış duvar, doğu terası ve iç duvar şeklinde yüksekliği batıdan doğuya taraçalı şekilde artış gösteren yapıdadır. dış duvardan 20 m uzaklıktaki hendek 10 m derin, 20 m de geniştir. doğu kıyısında 1.5 m'lik mazgallı bir göğüs duvarıyla güçlendirilmiştir. dış duvar arazinin yapısına göre 8,5-9 m yükseklikte ve 2 m kalınlığındadır. birbirinden 48-78 m aralıklarla yerleştirilmiş, 4 m eninde ve 12-14 m boyunda, başları tabyalarla güçlendirilmiş 130 kulesi vardır. iç duvar ise 12 m yükseklikte ve 4,5-6 m arası değişen kalınlıktadır. her biri 15-20 m boya ve 10-12 m ene sahip, yine çatı katları tabyalarla güçlendirilmiş, arazinin engebeli yapısı nedeniyle birbirlerinden 20-70 m arası değişen düzensiz aralıklarla ayrılmı 96 kuleye sahiptir. sur hattının en zayıf kısmı santa romanus ve charisius kapıları arasındaki "orta beden" denilen, güneyden ve kuzeyden lycus deresi'ni art bölgesine almak için dere yatağına doğru 'v' şeklinde eğimlenip yükseldiği kısımdır.

    sur üzerinde yer alan kapılar cümle, askeri ve anıt kapı olmak üzere üç çeşittir. cümle kapıları gerektiğinde askerî saiklerle kullanılabilse de askerî kapılar sadece ordu kuvvetlerine mahsustur, anıt kapılar ise gündelik hayatın yanısıra kanı mavi akanlar tarafından şehre ihtişamlı girişler ve çıkışlar için kullanılır.

    1. askeri kapı: theodosius surları'nın en güney ucundaki, mermerden inşa edilmiş konstantin kulesi'nin tabanındaki kapı. çelenk işlemei bir chi rho kabartmasına sahiptir.

    altın kapı: şehrin cümle kapılarının ilki ve en yeni anıtkapısı. bilhassa şehre muzaffer geri dönüş törenleri için kullanılır, haricî bir asil kişinin kullanımına tahsis edilmesi büyük ayrıcalıktır.

    2. askeri kapı: surların güney ucundan hareket edildiğinde 22-23. kuleler arasındaki kapıdır. dış tarafındaki bir sokak sahnesi yüzünden 'temaşa kapısı' olarak da bilinir.

    bahar/selymbria kapı: şehrin, sur hattının dışındaki "cankatan bahar" kilisesi'nden ismini alan ikinci cümle kapısı. 35-36. kuleler arasındadır. selymbria'ya giden ferrî yol buradan çıktığı için 'selymbria kapısı' olarak da bilinir.

    3. askeri kapı: arkasındaki 'sâlise meydanı'* yüzünden 'sâlisekapı' olarak da bilinir. 39-40. kuleler arasındadır.

    rhesios kapı: ismini byzantion'un kadim kumandanlarından biri olan rhesios'tan alan kapı. 50-51. kuleler arasındadır.

    4. askeri kapı: 59-60. kuleler arasında yer alır.

    santa romanus kapı: 65-66. kuleler arasında yer alan ve ismini, iç tarafındaki 'aziz romanus kilisesi'nden alan kapı. 26.5 m'lik kapıhanesiyle şehrin altın kapı'dan sonraki en büyük ikinci kapısıdır.

    5. askeri kapı: lycus deresi'nin hemen kuzeyinde, 77-78. kuleler arasında yer alan ve iç tarafındaki 'hâmise meydanı'* yüzünden 'hâmisekapı' olarak da bilinen kapı.

    charisius kapı: ismini, tıpkı konstantin surları'ndaki selefi gibi kendisi adına kilise yaptırtmış charisius'tan alan ve altıncı tepe'nin zirvesini taçlandıran yapısıyla, şehrin en büyük üçüncü kapısı. selefi gibi şehrin en yüksek noktasındadır (77 m). dış tarafındaki kabristanlar yüzünden 'kabristan kapısı' olarak da bilinir.

    ana kapılardan başka, sur hattında talî kapılar da mevcuttur. 11-12. kuleler arasındaki xerolophos kapısı, 30-31. kuleler arasındaki talî kapı ve 42-43. kuleler arasındaki sigma kapısı en bilinenleridir.

    vlachernae surları: theodosius surları ilk inşa edildiği şekliyle hat boyundaki son cümle kapısı olan charisius'tan doğruca ceratinus*'a bağlanırdı. şehrin en kuzey kısmındaki mahalle ise, danubius* nehri'nin aşağılarından şehre göçerek oraya yerleşmiş olan vlach* kavminin meskeni oldu. kısa süre sonra ceratinus'a nâzır bu mahallenin asillerce fark edilmesi sonrasında, ilgili kısım imar edilmeye ve theodosius surları'yla hattı çizilmiş arazisine sığmamaya başladı. mahallenin yeni sakinleri olan vlachlar ise o dönemde yeni meskenlerine, kıyılarından göçmüş oldukları 'rynchos çayı' anısına 'rynchos vlachları'nın yeri' anlamında 'vlachorynchini' dediler, kelime evrile evrile sonrasında vlachernae'ye dönüştü. mahalle, kısa süre sonra şehrin xıv. semti olarak tasnif ve tanzim edildi. mahalle surlarının hemen dışında kalan ve şehrin sancta sophia'dan sonra en muteber ikinci kilisesi olan 'azize meryem kilisesi'ni sur hattı içine alma düşüncesi, 5. yy vlachernae'lileri için gündemden hiç düşmeyen bir konuydu.

    ---

    alakalı olarak (bkz: ekşi sözlük romalılar platformu/@braga)

    şehrin görkeminin dijital panoraması olan sekizinci sanat harikası bir proje için;

    (bkz: byzantium1200)

    bu harika projeden birkaç örnek:

    şehir merkezi modellemesi
    deniz tarafından büyük saray ve hipodrom
    haliç manzarası
    yaldızlıkapı manzarası
    kuşbakışı manzara 1
    kuşbakışı manzara 2
    kuşbakışı manzara 3
    kuşbakışı panorama

    hamiş: devamı gelecek.
  • korkunç latin istilası'ndan önceki son ve görkemli halini bilgisayarla yeniden çizilmiş şekliyle görebileceğiniz www.byzantium1200.com sitesindeki muazzam şehir.
  • bu yazım şekli nerden ortaya çıktı bilmiyorum ama yunanlar istanbul' a ''kostantinopoli'' diyor. inanmazsan ispatım var, hu .

    http://translate.google.com.tr/?hl=tr&tab=wt sayfada türkçe istanbul yazıp yunanca bölümdeki hoparlör işaretini tıklayarak dinleyebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap