• konuya tek taraflı yaklaşmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.
    yazılanların arasında savunduğum bir nokta veya kesinlikle böyledir denilebilecek bir durum yok fakat,

    havan topunu 250-300 metreden hedef alıp bir insanın üzerine düşürmek ve bunu tek atışta yapmak, değil 100'de 10milyonda bir ihtimaldir. ayrıca asker "şu kızı öldüreyim ne olur ne olmaz" diyip hele hele gündüz vakti havan topu atmaz. bu olay gece yaşansa terörist zannedildi araziyi taradık top attık denilebilir.ama gündüz vakti böyle birşey iddiaa etmek bile komik olur.

    bahsi geçen patlayıcının havan mermisi mi, yoksa bir mayın mı olduğunu öğrenmekte/bilmekte fayda var. askerin karakol etrafına kendi güvenliği için döşediği bir mayın çocuğun oynaması veya üzerine basması sonucu patlamış olabilir. bu mayın terör örgütü tarafından belki 1 gece belki 1 ay önce askere zarar vermek için döşenmiş olabilir. veya; askerin veya teröristin atıpta patlamayan bir havan topu mermisi olabilir.

    oradan çıkan ve orada karakol olduğu için "asker havan topu mermisi attı ondan öldü" diyen bir köylünün veya belkide terör örgütü yanlısı bir şahsın lafıyla kişiyi/kişileri veya kurumları suçlamak ne kadar doğru.

    hele ki demokratik açılım denilen şeyin konuşulduğu, aynı gün içinde mahkemenin bir partinin milletvekillerini yasadışı terör örgütü liderini övemekten dolayı ifade vermeye çağırdığı ve gitmemeleri üzerinede "zorla" yani polis zoruyla bileğine kelepçe takılıp getirilmesi yönünde bir karar verdiği günlerde; bir kız çocuğu ölüyor ve birileri asker kızın üzerine havan topu attı diyor... bu kadar basitmi.
  • olayda midemi bulandıran hususlar var. ama bu mide bulandırıcı hususlara geçmeden önce iddialardan bahsetmek istiyorum.

    ne deniyor? daha doğrusu ne iddia ediliyor? tsk personeli küçük kızın kafasına havan mermisi attı, onu parçaladı, katil tsk... diyelim ki böyle. soruşturmanın sonuna kadar götürülmesi ve failleri cezalandırılması hususunda kimsenin itirazı olamaz. yani bu işte iddia edildiği gibi tsk'nın parmağı varsa sorumluları en ağır şekilde cezalandırılsın.

    şimdi gelelim olayın mide bulandırıcı kısmına;
    1) ortada bir iddia var ama nedense hüküm verilmiş, suçlu bulunmuş... kafalarda şüphe yok. katil tsk...
    2) kızın ölümü ardından "insan hayatı bu kadar ucuz mu" feryadı yapanların durumu...

    ikinci maddeyi biraz açayım. insan hayatı bu kadar ucuz mu? ucuz amına koyum evet ucuz...
    6 yaşındaki bir kızı 12 yaşına gelince üç inek karşılığında 50 yaşındaki adama satacak kadar da ucuz.
    6 yaşındaki bir kızı 17 yaşına gelince bir erkekle el ele tutuştu diye namus belasına katledecek kadar da ucuz.
    6 yaşındaki bir kızı 70 yaşındaki bir kart zamparaya 4. kadın olarak verecek kadar da ucuz.

    kızın kafasına havan topu düşmüş, mayına basmış, uçurumdan yuvarlanmış, belediyenin açtığı çukurdan kanalizasyona düşmüş, kırmızı ışıkta geçen araba çarpmış ne gam... kaç çocuğun var deyince erkek çocuk sayısını söyleyip kızları saymayan baba, 6 yaşındaki kızı 12 yaşında geldiğinde satacağı kocasından alacağı başlık parasının ötesinde ne kaybeder? kızının adını sorsan bilemeyecek babanın evinde 25 çocuk olsa ne olur 24 çocuk olsa ne olur?

    ha bu demek değil ki acı çekmediler, üzülmediler veya ben bu kızın hayatını umursamıyorum. peki bu kızın veya benzerlerinin hayatını umursamayanların yani tsk'nın kızın kafasına havan attığı iddiası ile ortaya çıkan taraf gazetesi veya muadilleri ile bu iddialara sonuna kadar inanan pek bilmişlerin orada yaşanan dram hakkında yazdığını gördünüz mü? kız çocukların insan yerine konulmayışı hakkında aşiret ağalarına, siyasi parti liderlerine "insan hayatı bu kadar ucuz mu" diye haykırdığını duydunuz mu? aktif yaşamına köy baskınları ile başlayıp bebek, hamile kadın, çocuk demeden kurşuna dizen pkk'lıları ve onun "siyasi" uzantılarını nefretle kınadığına tanık oldunuz mu? pkk'nın silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ile elde ettiği paradan nemalananlara posta koyduklarına rast geldiniz mi?

    tabii ki hayır. çünkü bu adamlar seçici geçirgen. işlerine geleni eleştirir. sanki orada parçalanan kızın hayatı bunların umrunda... ulan böyle olsa benzer durumdaki kızların durumunu sorgularlar. ya da en azından oradaki kızların okuması için elinden geleni yapan dürüst insanlara ergenekoncu dendiğinde bir dakika der... ama bu işlerine gelmez ki. bu konuları eleştirmeye tıpaları sıkmaz ki. aşiret ağaları kızar, pkk bozulur, ab ve abd üzülür, akp sinirlenir.. çünkü oradaki cehaletin ve fakirliğin devam etmesi lazım ki bu düzen yürüsün, birileri daha çok para kazansın. sonuçta orada hayatını kaybeden kız birilerine laf söyleyebilmek için kullanılabildiğinden değerli.

    mesela bugün orada bir iş adamı çıkıp 1000 kişiye istihdam sağlayacak yatırım yapacağım dese önce pkk kulağını çeker. sonra devlet vergi mergi adamın ağzına sıçar... dediğim gibi fakirlik ve cehalet devam etmeli ki kaçakçılar, silah tüccarları, insan tacirleri daha çok kazansın...

    yani 6 yaşındaki kız parçalanmış ne gam... orada her gün kaç kız parçalanıyor kimin umrunda? peki bu parçalanan kızları tsk'ya ve tsk nezninde bir ulusa saydırmak için kullanmak o kızı parçalayan bombadan daha büyük tahribat yaratmıyor mu sizce? ya da dünün ve bugünün katillerinin siyasi bir hareket yürütüyor gibi pazarlanması, insan hayatına önem vermeyen veya elindeki silahla kan davası güden adamların sevgi kelebeği gibi açıklamalar yapması kanınıza dokunmuyor mu?
  • mesulü kesin tsk'dır diye bi şey yok, sadece var olan sebepler bizi bu kanaate vardırıyor, sandığınız gibi ezeli ve ebedi tsk düşmanlığımızdan değil. mesela aynısı taraf'ın yayınladığı diğer belgelerde de olmuştu. aktütün görüntüleri yayınlandığında ordu yalanlamış ama gazetedeki görüntülere el koymuştu. o andan sonra bu görüntülerin gerçek olduğu kanaatine varmıştık. çünkü uydurma olsa ordu böyle bi tasarrufa gitmezdi. ya da hükümete karşı plan yayınlamışlardı, başbuğ paşa çıkıp mahkemelere bu belgeyi araştırmayın talimatı vermişti. e zaten o dediği başka her türlü kanıttan öteydi bizim için.

    bu olayda ise henüz bi sessizlik hakim (bu birinci kanaat güçlendirici nokta), üç askeri karakolun ortası olan bi yerde vuku bulmuş (bu ikincisi), ve en önemlisi delil toplamayla yükümlü savcı olay yerine gitmemiş (bu en güçlü nokta).. taraf gazetesinin haberi sonrası ancak üç gün geçtikten sonra soruşturma başlatılmış.

    şimdi yarın öbürgün bu havan mermisinin atılmasının sorumlusu pkk çıkabilir mi.. çıkabilir ama işte şu saydığım sebepler yüzünden bu düşük bi ihtimal. en azından bizim nezdimizde düşük ihtimal. eleştiri getirenleri tsk düşmanı ilan etmekle, taraf yazdıysa kesin yalandır demekle bi şey başarılmıyor. sadece aksi kanaat güçlendiriliyor o kadar.

    kaldı ki bu havan mermisi ordununsa bile temelde bi kazadan öte bi şey değil. yani bu çocuğa gıcıklıklarından üstüne havan mermisi atmış değil kimse (faili pkk'ysa bile).. bi sonraki aşama bu olacak diye tahmin ediyorum. yani yarın öbürgün bu merminin orduya ait olduğu kanıtlanırsa (delil toplanmadan nasıl kanıtlanacak ayrı) söylenecek laf bu minvalde bi şey olacak "canım kasti mi öldürdüler sanki çocuğu, kaza olmuş" diyeceklerdir. bunun temel çalışması başlamış bile sözlükçülerde zaten, canım onların da bin tane çocukları var, zaten umursamıyorlar çocuklarının ölmesini denerek.

    bunun bi ırkçılık olduğunun farkında değiller ama ona şaşırmıyoruz zaten. alıştık artık.. kürtlerin annelik içgüdülerinin zayıf olması diye başlık açasım var. nasılsa hepsinin adını bile bilmediği kadar çocukları var, biri ölünce üzülmüyorlar demek için belki orayı kullanırlar artık.
  • eğer haberin suçlusu askerse ve haberi yapan gazete taraf'sa araştırmaya, doğruluğunu tartmaya gerek yok. kesin olarak gerçekleşmiştir(?)

    bayılıyorsunuz di mi böyle haberler üzerinden prim yapmaya? haber gerçek veya değil, şu anda bilmiyorum. zaten şu dakikada aklı başında birisi, haberin gerçek olup olmadığını öğrenmeden sağa sola sallamaya başlamaz. ama işte "malzeme" çıkınca akıl başta kalmıyor.

    yanılmıyorsam 1930'larda bir radyo programında "uzaylılar amerika'yı istila ediyor, ülke panik içinde" gibi bir haber yayınlanmış ve amerikan halkı sokağa dökülmüş, stoklar yapmaya başlamış. gerçekten o kızcağızın başına geldi mi bunlar bilinmez ama siz, bu haberi duyup heyecandan elleri titreyenler, o amerikan halkının sinsi versiyonusunuz.

    sonuç olarak, kimin yaptığından bağımsız bir dilekle; umarım gerçek değildir, bu şekilde ölen bir kız yoktur. kendi ideolojilerine, içten içe o kızın "öldürülmüş" olma ihtimaline sevinecek kadar tapanlar da avucunu yalamış olur.
  • http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=16464808

    çok yazık... sözümü geri alıyor, kamuoyundan özür diliyorum.
  • uzunca bir süredir düşünüyorum ve anlayanlardan bilgi almaya gayret ediyorum bu konuyla ilgili de, kimse şöyle bir soru sormuyor:
    "kullanabilecek tek patlayıcı/fırlatılabilir mühimmat havan topu mudur?"

    bu soruyu sorduğunuzda ortaya çıkan manzara daha bir vahim olabiliyor tabi. öncelikle menzil azalıyor. sonra havaya fırlatılan ve sapma payı ciddi boyutlarda olan havan topu yerine daha az eğimli bir malzemenin kullanılması fikri daha direk bir nişan alma olasılığını yaratıyor.

    peki sevgili dünyamızın askeri kuvvetleri havan topu dışında ne gibi patlayıcı/fırlatılabilir mühimmatları kullanmaktadır; bunu düşündünüz mü?

    mesela şöyle silahlar var:
    http://www.armyproperty.com/images/m4.jpg
    http://upload.wikimedia.org/…2_grenade_launcher.jpg

    bir de şunlar var:
    http://www.militaryspot.com/…ata/511/medium/rpg.jpg
  • --- alıntı ---

    ''olay yerinde yapılan incelemeler neticesinde elde edilen metal parçaları ile ceylan önkol'un vücudundan otopsi sonucunda çıkarılan metal parçaları detaylı olarak incelendi. bu incemeler neticesinde patlamadan mütevellit parçalanmış, deforme olmuş, üzerlerinde küçük oval çıkıntılar bulunan muhtelif ebatlarda 12 adet metal parçalarının 40 milimetrelik bomba atar mühimmatı iç gövdesinde yer alan ve parça tesiri yaratmak amacıyla kullanılan metal aksama ait olduklarının, başka bir deyişle bu metal parçalarının bir havan topuna ait olmadığı, 40 milimetrelik bomba atar mühimmatına ait olduğu, 40 millimetrelik bomba atar mühimmatlarının emniyetli atışa olanak vermek amacıyla namludan çıktıktan sonra belli bir mesafe sonra kuruldukları ve hassas tapalarının aktif hale geldiğinin, ancak her türlü fabrikasyon mühimmatın atıldıktan sonra düştüğü yerde patlamamasının olası bir durum olduğu, söz konusu 40 mm'lik bombaatar mühimmatının da daha önce atılmış, ancak patlamamış, sert bir cisimle üzerine vurulması neticesinde patladığı, ceylan önkol'un olay anında elinde olduğu iddia edilen ve olay yerinde görüntülenen tahra (bir tür eğri budama bıçağı) üzerinde de patlamanın parça tesirlilerinden meydana geldiği, değerlendirilen deforme izinin mevcut olduğu, havan mühimatının cidar kalındığının fazla olduğu, bu seseple olay yerine 60 milimetrelik veya 81 milimetrelik bir havan mühimmatının düşmesi halinde mutlak surette çok daha büyük parçalar ile kuyruk kısımlarının olay yerinde tespit edilmiş olması gerektiği, örnek olması açısından söz konusu havan mühimmatlara ait başka bir olayda elde edilen patlama sonrası görüntü fotoğrafları ile karşılaştırma yapıldığı, tüm bu hususlar ışığında ceylan önkol'un menşei ve modeli tespit edilemeyen, daha önce araziye atılmış ancak patlamadan kalmış 40 milimetrelik bomba atar mühimattına eldeki tahra ile vurarak patlaması neticesinde hayatını kaybettiği kanaatine varıldığı' bildirilmiştir.''

    --- alıntı ---

    http://www.haberturk.com/…828&cat=110&dt=2009/10/12
  • bu kızın muhtemelen kendinden küçük kardeşi de vardır. belki önümüzdeki aylarda polise taş atar. yanlış yapar tabi. doğru olan, on beş yaşındaki ablasının etlerini çevredeki ağaçlardan topladıklarını unutmasıdır. yanlışlıkla olmuş demesidir, yanlışlık diyemezse ablasının zararlı biri olduğunu kabullenmesidir, yaşasın devlet demesidir, her gün ama her gün devlete olan sevgisini büyütmesidir. eğer doğruyu seçmezse koca koca adamların kendisi için videolar hazırlayıp yanına orospu çocuğu yazmasına hazır olmalıdır, ''ama ablası?'', olmaz öyle şey, ablası falan değil mühim olan. kaç yaşına gelmiş aileyle devlet arasında seçim yapamıyorsa orospu çocuğu da derler bu memlekette, yargılarlar da. öğrensin bunları. bu memleket mantığını bırakalı çok uzun zaman geçti. aile ne ki?

    haberle ilgili de kaynakların güvenilir olmadığından bahsediliyor. birilerinin iddiası deniliyor. ben ilkokuldayken yakılan köylerden bahsedilirdi ve birileri iddia derdi, yalan söylüyorlar derdi, biz de nefret ederdik hem yalan söyleyip hem kötü şeyler yapanlardan, geçenlerde bir paşa çıktı, kendisini efsane zannedenlerden, iddianın gerçek olduğunu söyledi istemeden. ben lisedeyken diyarbakır cezaevi diye bir yerden haberdar oldum, 'yok öyle şeyler, yalan bunlar nefrete devam' dediler. iyi dedik geçtik. şimdi de bir yığın iddia var ortalarda, mesela ''koyun otlatırken üzerine havan topu düşmesi'' gibi. ona da belki doğru der ileride birileri. ''biz can güvenliği olmadığı için gitmedik, bir çocuk işte''. yalnız ben anasınıfındayken kart kurt muhabbeti vardı ki, o hala var. efsane sınıfında değerlendirmek lazım o iddiayı, yılların eskitemediği !

    hani bazı olaylar vardır, 'başlığı görünce nerede olmuş acaba dedim bir baktım türkiyede'' diye şaşkınlığımızı anlatırız. biliyorum ki bu olay için kimse 'nerde acaba' demedi. kimse şaşırmadı. en çok üzülmek gereken nokta bu olaya şaşıramıyor oluşumuz aslında.

    yalnız bir mesele var, içimde kalmasın. o ilkokuldan beri her halta iddia diyen abilere selam olsun, ''ektiğiniz nefret tohumlarını söküp atan daha çok insan var artık.''
  • taraf gazetesinin haberine göre kızın ağabeyi atılan merminin fosfor mermisi olduğundan emin ama aynı haberde kızın parçalarının ağaçlardan toplandığı cümlesi de geçiyor. bu kızcağız fosfor bombasıyla vurulsaydı neredeyse kemiklerine kadar yanmış olmaz mıydı? haberde cesedin yanmış olduğuyla ilgili bir bilgi yok. bu eğer beyaz fosfor değil de normal havan mermisi ise yukarıda anglachel in de söylediği gibi neden çukur oluşmamış olay yerinde?
    bu ayrıntıları tam netleştirmeden kurumlara adalet ve inan hakları bayrağı altında kutsal bir savaş açmış edasıyla saldırmak neden? olay aydınlatılmadan feci şekilde ölen bir çocuğun üzerinden kitlelere bazı mesajlar vermeye çalışmak ne kadar insancıl?

    fosfor bombasının ne menem bişey olduğunu merak edenler;

    http://www.globalsecurity.org/…ems/munitions/wp.htm
    http://en.wikipedia.org/wiki/white_phosphorus
    http://www.fas.org/…s/whitephosphorusfactsheet.html
  • benim merak ettiğim, bu olayın, misal, orada unutulmuş bir pkk muhimmatınından kaynaklandığı ortaya çıksa, bizim tezcanlı tsk düşmanlarımız ne yapacaklar?

    çünkü şöyle bir şey var :
    "...bir süre önce olay yerinde yapılan kapsamlı operasyon nitecesinde bölücü terör örgütü mensuplarına ait yaşam malzemeleri ile bir çok el yapımı patlayıcı madde ve amonyum nitratın ele geçirildiği..."(*)

    eğer bu olay taraf'ın dediği gibi çıkarsa (yani devlet bu kızı öldürmüşse, neden böyle bir şey olabileceğini tahmin bile edemiyorum gerçi. devlet sonuçta karşı propoganda bile yapmadı, pkk küçük kızı vurdu falan diye) , elbette herkes bu olayı kınamalı, gereğini yerine getirmeli. kimsenin bilinçli bir şekilde suçsuz küçük bir kızın öldürülmesini destekleyeceğini sanmıyorum.
    ama şu taraf gazetesinin nesine bu kadar güveniyosunuz anlamıyorum. yakında vakit gibi linç kampanyalarına da başlasa, elinize sopaları alıp koşacağınızdan şüpheliyim. eleştirdiğiniz insanlara dönüşmemek lazım, değil mi?

    *`http://haber.gazetevatan.com/…_olum/262045/1/gundem`
hesabın var mı? giriş yap