• beyni lastik olmuş ögrencidir.
  • bir hayali olan gururlu öğrencidir. aynı çocuk büyük hadron çarpıştırıcısının çapı 8,5 km olmalıdır dediğinde de götünüzle gülmüştünüz ne oldu ?, sınıfın ortasında çıkıp rezil etmiştiniz çocuğu. ikinci kez aynı hataya düşmeyin. yoksa bu çocuk 3. seferde ilgi alanını değiştirip intikam için hesap yapacak.

    (bkz: eşeğin intikamı)
  • soruyu soran adamın da hata yapabileceğini düşünen, yaptığından emin öğrenci de olabilir mesela.
  • icme suyu borusunun capini 132 metre hesaplayan ogrencinin ekolunden gelir.
  • enerji denklemlerindeki formüllerden verimi %114 bulan ve "buldum!" diye bağıran öğrencinin bir model eski versiyonu.

    (bkz: termodinamik)
  • baya büyük bi' lastiğin çapını hesaplamış demek ki.
  • 100 metre kablonun değerini 5378 ytl bulup altına "katsayı seçimi yapılırken mühendisliğin temel prensibi olan yeter derece iyi son derece ucuz** kuralı göz önünde bulundurulmuştur" yazan öğrencinin amcooludur.

    (bkz: bir arkadaş değil bizzat ben)
  • aklıma öğrencilik günlerimizden bir olayı hatırlattı bu öğrenci:

    doğası gereği "-1 ile +1 arasında değerler alan korelasyon katsayısının 40 ve başka bir şey bulan iki arkadaş bölüm başkanı musa şenel'in sınavında otur sıfır almışlardı, kendisi kağıtları değerlendirirken direkt olarak o sorudan başladı muhtemelen, soruda hata yapanların diğer sorularını okumamıştır, zaten 3 sayfalık sınav kağıdını değerlendirmesi 15 saniye ya sürer ya sürmezdi.

    hayat dersi gibi aslında: hayattaki bir yanlışın tüm doğruları götürmesi

    sınavın açıklanmasından itibaren de diline dolamıştı arkadaşları, neyse ki inşaat mühendisliğinden birileri yapmadı bunu, "yıkılacak yaptığınız binalar" der dururdu adamlara.

    kim bilir bunun gibi ne totemleri ne değerlendirme kriterleri vardı kır saçlı hocanın.
  • kendimi çok yakın hissettiğim öğrencidir.
    flashbacklere vesile olmuştur sabah sabah.

    yıllar yıllar önce,istanbul üniversitesi fen fakültesi fizik bölümü amfilerinden birinde fizik 1 dersi hocası vize notları hakkında görüşlerini beyan ederken der ki ;

    "arkadaşlar! aranızda biri var ki sorduğum soruda uçağın hızını 20 km/h bulmuş ve utanmadan bunu cevap diye yazabilmiş.hiç bir fizik öğrencisine yakıştıramıyorum bunu"

    kastettiği kişi bendim.ve o sınavda eğik atış mıydı düzgün doğrusal hareket mi şimdi anımsayamadığım bir konu bağlamında sorulan bir soruda bulunması istenen uçağın hızını,(muhtemelen orantıyı yanlış kurarak ) saaatte 20 km. olarak bulmayı başarmıştım.esasen işkillenmemiş değildim."ulan saatte 20 km. yapan uçak olur mu?hmm...belki de ilaçlama uçağı filandır" dıyerek de mantık yurutuyorum.(mantığımı z.keyim afedersin.)

    hocanın bu ayarıyla birlikte aydınlanma yaşadım kendi içimde.ve kararımı verdim.gitmeliydim.durunamazdım gayrı buralarda.akabinde o gün beyazıt meydanı'ndaki sahaflarda fizik kitaplarımı test kitaplarıyla değiştirerek öss ye yeniden çalışmaya başladım.ve o sezonun sonunda fizik bölümüyle yollarımı ayırdım.artık aynı üniversitenin işletme bölümü öğrencisiydim.

    hah ne diyordum.kendimi yakın hissettiğim öğrencidir.kardeşim benim!
hesabın var mı? giriş yap