• türk futbolunun gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biri(ymiş).
    tophanedeki nargilecilerden birinde 3-5 genç oturmuş tavla oynayıp futbol geyiği çeviriken 'rum piçi vatan haini' vs. tarzı laf ettiler hakkında, hemen yan masalarında oturan tömbekici öksürüklü dedelerden birinden 45 dakika azar işittiler, lefter'in yunan milli takımını yüklüce bir paraya rağmen reddedip, türkiye forması giymesinin hikayesini dinlediler, ben de öğrenmiş oldum, bok varmış gibi buraya yazdım.
  • guetamala, yil 1954, demokratik bicimde secilmis yonetim yerini abd destegiyle teror estirecek bir muz cumhuriyeti diktatorune birakiyor (hatta muz cumhuriyeti deyimi buradan gelecek). rejimden kacan milyonlardan biri de yetenekli bir muzisyen. ailesinin mallari yoksul olmalarina gasp edilmis, cok cekmisler. genc adam kaderin bir cilvesiyle bir amerikan universitesinden burs bulup kapagi oraya atiyor. ve yillar boyunca cok sevdigi muzigini, kendisine hayati zindan eden, ulkesinin 30-40 senelik bir karanliga gomecek harekati onaylayan baskan eisenhowerin adini tasiyan bir salonda icra ediyor.

    iste o muzisyen benim!.. saka len, ben eisenhower'im. ama o muzisyen lefterdir.

    bes kurus para karsiligi, cok sevdigi isini yaptigi yere baskanlik eden, ailesine yapilan zulmun mimari olan adamdi.
    turk milli takimi formasiyla rekorlar kirarken, o millete basbakanlik eden yine ayni adamdi.
    ismiyle ozdeslestigi takimini yillar sonra yaslandiginda ziyaret ederken ayak bastigi stadyuma ismini veren de bu adam.

    binlerce insanin saygisinin yaninda, halen onu bilincaltinda bir misafir olarak goren zihniyetin disavurumlari da masum sekillere burunerek belli ettiler kendilerini, cenazesi bu adamin stadindan kalkarken.

    can dundarin ilgili yazisinda anlatildigi uzere, herkesin sevdigi lefter, 87 yasindaki bir ihtiyar, uzerinden 55 * veya 70 * sene gecmis olaylar icin cok cok azicik bir serzenisi bile ancak roportaj kamerasi kapandiktan sonra yapabiliyorsa, bu travmanin nedeni salt o depremlerin siddeti degil, artcillarinin halen suruyor olmasidir da.
  • 15/1/2012 tarihli milliyet'te can dundar'in onun hakkindaki yazisi http://gundem.milliyet.com.tr/…/1489026/default.htm...

    düşünün: 17 yaşındasınız. bir gün çevrenizdeki akrabalara birer ikişer anormal vergi cezaları bindirildiğini görüyorsunuz. ödeyemeyenler toplama kamplarına gönderiliyor. orada taş ocaklarında çalıştırılıyor.
    ne yaparsınız?
    lefter bunu yaşamıştı 17 yaşında...
    ne mi yaptı?
    gönüllü olarak askere yazıldı.
    * * *
    içinde bir eziklik duygusu kalmış mıdır?
    ölümünden bir yıl önce onun belgeselini yapan nebil özgentürk’e sordum bunu...
    kamera arkasından bir anı anlattı.
    bu bahis açılınca 87 yaşındaki lefter, “şu kamerayı kapat hele evlat” demiş.
    kameranın kapalı olduğundan emin olunca da nebil’in kulağına eğilip, “babama da çok çektirdiler. o, yoksulluğu sayesinde sürgüne gitmekten kurtuldu, ama bütün akrabalarım türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı” demiş.
    asıl acı olan, lefter gibi bir efsanenin, varlık vergisi faciasından 70 yıl sonra, 87 yaşındayken bile, bu kadarcık bir serzenişi kamera karşısında söyleyememesiydi.
    * * *
    onu ve türkiye’yi anlamak için bir başka anekdot:
    50’li yıllar...
    lefter artık sadece türkiye’de değil, dünyada “futbolun ordinaryüsü” haline gelmiş.
    “ver lefter’e/yaz deftere” tekerlemesi dillere yerleşmiş.
    dünya karması florentina’da oynarken tribünleri “türko türko” diye inletmiş.
    milli formayı giyip yunanistan’a gol atmış...
    işte o lefter’e 1955’te hayatının en büyük acısını yaşattık.
    6-7 eylül’de büyükada’daki evini basan çapulcular taşlayıp “vurun şu gâvura” diye bağırdılar.
    lefter sabaha dek elde silah kapıda bekledi.
    siz olsanız ne yapardınız?
    * * *
    “ne yapmış” diye sordum nebil’e...
    yine kapattırmış kamerayı...
    sadece “günlerce ağladım” demiş. ayrıntılara girmeye çekinmiş.
    ama türkiye, o gaddar çapulculardan ibaret değil tabii...
    bir de güzel yüzü var bu ülkenin...
    lefter’in evinin basıldığını duyan fenerbahçeliler hemen kartal’dan motorlara binip ada’ya koşturmuşlar. lefter’in evinin önüne barikat kurmuşlar.
    “sana bunu kim yaptıysa söyle, haddini bildirelim” diye isim sormuşlar.
    hepsini isim isim tanıdığı halde kimseyi ihbar etmemiş lefter...
    şikâyetçi de olmamış.
    fenerbahçelilerin verdiği o destekten güç bulmuş.
    “her toplumda olur böyle şeyler” demiş, susmuş.
    * * *
    şimdi onun ardından sıralanan cömert övgüleri dinledikçe bunlar geliyor aklıma...
    dün onu statta alkışlayanlar, bugün ardından iltifat yağdıranlar arasında ailesini sürgüne yollayanların, evini taşa tutanların çocuklarının, torunlarının da olduğunu düşünüyorum.
    bunca özrün gündeme geldiği çağımızda, türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusundan bir özrü bile esirgemiş olmamızdan dolayı üzülüyorum.
    onun 87 yaşındayken ve ölüm döşeğindeyken bile başına gelenleri anlatırken -belki korkudan, belki memlekete zarar vermemek için- kamera kapattırmasından, eleştirmeyip yutkunmasından dersler çıkarıyorum.
    onu saygıyla anıyorum.
  • dedem seneler önce bu adamla maç yapmış, dün anlattı.

    lefter'in fenerbahçe yedek takımında oynadığı sezon (yedek takıma öz fener diyorlarmış), öz fener antrenman maçı yapmak için kütahya'ya gelmiş. yerel takımlarda kaliteli futbolcu olmadığı için kütahya spor'un afyon spordan 3 tane oyuncu istemesiyle bir afyon spor oyuncusu olan dedem de bu maça katılma şerefine erişmiş.

    kendisi lefter'i şöyle özetliyor: baktık adamı durduramıyoruz, bari düşürelim dedik ama arkasından tekme bile yetiştiremedik.
  • hem solak olup hem de adinin lefter olmasi ho$ bir tesaduf olsa gerek herhalde oyle degil mi a dostlar .
  • atina'ya gitmekle ne kadar doğru yapmış adam.
    insan değiliz yemin ediyorum.

    hagi kim? alex kim? quaresma kim ulan?

    taçsız kral, baba hakkı, ordinaryüs, sinyor çamur atıp iz bırakabileceğiniz adamlardan değil.
    milyon dolarlar alıp antremana çıkmayan şımarık adamlarla karıştırmayın.

    bu adamlar çamurda top oynarken, ülkede televizyon yokken,
    başta insanlıklarıyla efsane olup, sevgi ve saygı kazanmış adamlar.
    renklere aşık olmak diye bir kavram varsa bu adamlar sayesinde...

    iki dakka adam olun.
    gidin vs.'li karşılaştırmalı başlıklarınızda bol bol içinizi dökün.

    z.ö.e: bu entry'i kötüleyin sorun değil, yeter ki şu adamlara ait başlıklarda içinizi dökmeyin.
    edit2: insafa gelip bazilari entrylerini silmiş sanırım. insanlıklarını hatırladıkları için teşekkürler.
  • yaşarken de hastayken de klüp ve fenerbahçeliler tarafından değeri bilinen büyük adam.
    antrenman tesislerine ismi verildi, her yaştan taraftar adını öğrendi, saraçoğlunda 50 bin kişi önünde ağırlandı ve ödül aldı, heykeli dikildi, alex elini öpmeye gitti.
    tabi tüm bunlar bir efsane yanında ufak detaylar. ne mutlu ki lefter yaşarken değeri anlaşılan azınlıktan biriydi.
  • bitti kalem doldu defter
    rahat uyu lefter

    nickimin kaynağı fenerbahçe'ye olan bağlılığımın sebebi türk futbolunun sembol ismi
    milyonlarca evladindan sadece biri
    torunun andonyadis
  • memleket ve fenerbahçe sevgisinin büyüklüğüyle beni kendisine hayran bırakan, bu ülke insanını ve fenerbahçesini daha çok sevmek için insana ilham veren güzel insan.

    2003-2004 sezonunda fenerbahçesinin şampiyonluğunu ilan ettiği günlerde, büyük ada'ya gidip elini öpme fırsatım olmuştu. o güne kadar sadece gençlik fotoğraflarını görmüş, yaşlılık halini hiç görmemiş olmama rağmen, görür görmez tanımıştım. çekine çekine "lefter abi? sizsiniz değil mi?" diye sorduğumda "benim tabi de, "abi" diye söyleyince şaşırdım mutlu oldum, kaç yaşındasın sen bakayım? ." deyip beni ve yanındakileri kahkahaya boğmuştu. (lise 1. sınıfı henüz geçmiştim) "sizi böyle dinç görünce lefter amca demeye dilim varmadı." deyince daha bir mutlu olmuştu.

    o gün "amca" bile demeye dilimin varmadığı efsaneye, bugün "artık aramızda yok" demek çok ama çok zor geliyor.
  • lefter öldü mü sadece fenerbahçe eksilmez.. türkiye ve galatasaray da eksilir. dövüşmenin, sövüşmenin, tutuklanan klüp yöneticilerinin/ futbolcuların ve savrulan milyon dolarların futbolcusu değildir lefter. gerçek sportmenlik ahlakından, renklere duyulan yalın aşktan kalma siyah beyaz yılların bir büyük kahramanıdır sonsuzluğa kayıp gidiveren. hissemize düşen hayranlık, yeri dolmayacak birini uğurluyor olmanın hüznü..

    kral metin öldü mü sadece galatasarayımız eksilmemişti. eminim ki fenerbahçe ve lefter de eksilmişti türkiye ile birlikte metin ölünce. biz bugün çok daha eksiğiz. metin de lefter de yoklar artık yazık ki..

    büyük lefter şu galatasaraylı kardeşin/evladın seni tanımaktan, seninle sohbet edebilmekten her daim şeref duydu. sağlığında da ne mutlu ki haddimizi aşarak hakkında iki kelam edebilmiştik. mekanın cennet olsun.

    #8380031
hesabın var mı? giriş yap