• rus sinema tarihinin en kaliteli filmlerinden biri. eisenstein, sokurov, tarkovski, pudovkin gibi yönetmenlerin arasına kalatazov'u yerleştiren film. aynı zamanda sergei urusevsky'yi sinema tarihinin en iyi sinematograflarının arasına sokan film.

    filmin dönemini düşününce sovyet popularizmini taşımasını çok normal değerlendirebiliriz. fakat bu aynı zamanda bir savaş filminde olması gereken gerçekliliği de aktarmak için uygulanmıştır. acıtasyonlardan uzak, propagandadan nisbi uzak bu filmde temel olarak anlatılan sevgi ve sadakat duygularıdır. bu nedenle sosyalist propagandayı mazur görüyoruz ve yolumuza devam ediyoruz.

    bir diğer söylenmesi gereken nokta da başrol oyuncusu tatyana samoylova'dır muhakkak. filmin başlarında neşeli haliyle, filmin ortalarında düşünceli haliyle, filmin sonlarına doğru da üzgün haliyle neredeyse ayrı karakterleri başarıyla oynamış. bir kadının en güzel, en masum olduğu yaş olan 23. yaşı da filmin güzelliğine güzellik katmış.

    özetle az kişi tarafından bilinen harika filmler listesine giren bir eserdir. göreviniz bu filmin misyonerliğini yapmaktır.
  • urusevsky ve kalatazov'un birlikte neler yapabileceğinin ipuçlarını veren gilm.
    ancak bu ikilinin zirvesi için soy cuba'ya bakılmalı.

    - spoiler -

    merdivenden koşarak çıkan adamı takip eden kamera gerçekten müthiş yalnız.

    - spoiler -

    filmin montajını yine bir kadın yapmış: mariya timofeyeva.
    rus sinemasında kadın montajcı devri nasıl bir devirse, sinema tarihine geçen hemen her filmin (man with a movie camera, soy cuba, vs...) montajında bir kadın ismi var.
    helal olsun diyoruz.

    ha bir de mutlaka üzerinde durulması geren bir konu:
    başroldeki tatyana samojlova, ilkbahar gibi, mutlu olduğu zamanlarda.

    bu arada kendisi bolşoy'a devat edilecek kadar iyi bin dansçı olmasına rağmen sinemayı tercih etmiş. iyi de etmiş.
  • devrimde görece başarısız olsa da sinema sanatında çığır açan sovyetlerde çekilmiş en muhteşem filmlerden biri.

    iki hoş replik:

    "aşk bu, hayatım. zararsız bir zihinsel bozukluk."

    "şu kadınlar faşistlerden beter, doğrudan kalbi hedef alıyorlar."
  • 1957 tarihli, türkiye'ye neredeyse çeyrek asır sonra 1974'te ugrayan sinema filmi. gişe akıbetini, merak etmekteyim.

    hikayenin bitişiyle, açık ara propaganda filmidir. halbuki içinde, 'zararsız bir akıl hastalıgı' olarak aşk, aptalların eylemi olarak savaş, vardı.

    evet, izlenmeli. izlenmese, beyaz perdeye bakışınız, eksik kalır.
  • aşk bedel ödetir ve seni kendinle baş başa bırakır.

    --- spoiler ---

    aşk bu. zararsız bir zihinsel bozukluk.

    --- spoiler ---
  • mihail kalatozov a 1958 yılında altın palmiye ödülünü getiren ikinci dünya savaşında geçen filmdir.
    türkçeye leylekler uçarken adıyla çevrilmiştir.

    filmde askerlerin savaş sonrası trenle gara girişi ve onları karşılayan kalabalık arasında verinicanın borisi araması kesintisiz bir şekilde uzun bir planla verilmiş. sadece bu uzun plandan ve mizanseden bile filmin mihail kalatozov ait olduğu anlaşılabilir.

    (bkz: https://www.youtube.com/watch?v=_vfdc2amefq)
  • --- spoiler ---

    askere gitmiş (savaş nedeniyle gitmek zorunda bırakılmış) bir erkek ve istemsiz, bir o kadar da anlamsız şekilde verdiği kararından ötürü vicdanı rahatsız bir kadın..

    dikkat!!! ağır spoiler içerir!:

    filmin en vurucu sahnesi: boris'i asker arkadaşı yanlışlıkla vururken o sırada ekrana gelen veronica'nın evlenme anıdır bana göre. bir tarafta dramın dibine vururken, diğer tarafta sevdiği kadının en yakın arkadaşıyla evlendiği an..

    filmin çekimsel sanatsallığı bir yana senaryosu da yabana atılacak kadar basit değil. çünkü konun işlenmesi güveçte yemek yapar gibi ağır ağır sindire sindire sunulmuş..

    filmin final sahnesinde ise veronica'nın boris'i ararken ellerinde çiçekler ve herkesin birbirine sarıldığı an bizim yenge hüznün dibine vuruyor ama nafile.
    veronica'yı eleştirmek bir yana savaşın ağır manevi kayıpları da sorgulanmalı ve faşizmin yarattığı dramlar da açıkça görüldüğü üzere yabana atılamıyor..

    --- spoiler ---
  • kamera kullanımı açısından aşmış, 1957 yapımı kalatozov filmi. tatyana samoylova'nın performansına bayıldım.

    en sevdiğim sahnelerinden biri
hesabın var mı? giriş yap