• kendisini 3 metreden kanlı, canlı gördüm, dinledim, kendisi hakkındaki yorumum şu: tarzıyla, sesiyle, hareketleriyle, giyimiyle kuşamıyla günümüz dünyasında yaşayan bir peri kızı.

    yarattığı evrende naiflikten başka birşey yok. kafasında tasarlayıp yarattığı şeyin güzel olmamak gibi bir ihtimali yok.
  • her adamın hayatından bir çok kadın gelir geçer. bir çok kişiyi görür beğenir kimisiyle birlikte olur biter kimisiyle birlikte olamaz biter. ama bazı kadınlar bazı adamların hayatına girdiğinde o kadın o adamın hayatından çıkmaz. fiziksel olarak kendini o adamın hayatından çıkarabilirsin. ama o adam artık o yarayla yaşar. yaşamaya alışır dediğini duyar gibiyim lisa, evet yaşamaya alışır ama en fazla kopmuş bir kol ile yaşamaya alışan bir adam gibi. seni çok sevdik zamanında, çünkü hayatımızda bulmayı istediğimiz hayatımıza girsin ve bir daha çıkmasın dediğimiz kadının imgesiydin sen. damien gibi bir adamın kalbindeydin. o kadar sevdik ki seni senin sesini duyunca aklımızda canlanırdı o kadın. heyecanlanırdık, gülümserdik, mutlu olurduk. senin sesini duyunca aklımızda yine o kadın canlanıyor ama geriye kalan acı, hüzün ve yarım kalan hayaller. artık sesini duymaya katlanamıyorum be lisa. artık hiç şarkı söyleme diyorum. söylediğin her şarkı yarım bırakıyor. söylediğin her kelime eksiltiyor artık. sus ve artık şarkı söyleme.
  • kuzey amerika'daki konserlerden birinde şarkı arasında içmek için sıcak bir şeyler istedi. kuzey amerikalı güruh kendinden beklendiği şekilde kahveyi yasladı. kahve olmaz dedi ve şarkısını söyledi. şarkı arasında -britanyalı lan bu ahı ahı diyerek- sallama çayı yasladılar. sadece sıcak su istedi. arkalarda duran çantasından büyülü bahçe çıkarttı, bardağın içine bırakıp demledi. bir kaç yudum aldıktan sonra şarkı söylemeye devam etti.

    aynı konserde irlanda'daki ev arkadaşından falan bahsetti.

    bir şarkısını o gün doğum yapmış olan bir başka arkadaşına ithaf etti.

    dibine girip cep telefonuyla fotoğrafını çekmeye çalışan bir ayıya ve dangalak kız arkadaşına bakışlarıyla ayar verdi.

    dudaklarındaki lipstickten başka makyajı yoktu.
  • 26 mart 2007 tarihinde damien rice'ın resmi websitesinden yapılan bir açıklamayla artık damien rice ile çalışmayacağı duyurulan melek.

    yeri doldurulamayacak kadar büyük bir eksiklik olacağı kesin,hatta üzülerek ve aksini umarak artık o ve 9 gibi albümler de beklememek gerektiğini de söyleyebilirim.

    "lisa olmadan damien rice nasıl olur?" sorusunun cevabı lisa'nın olmadığı konser kayıtlarından* bir miktar anlaşılabilse dahi bence asıl ipucu damien rice'ın bu iki albümde tek başına seslendirdiği şarkılarda:

    delicate,cannonball,amie,cheers darling,prague,accidental babies,me my yoke and i

    damien rice,lisa hannigan olmadan söylediği şarkılarda daha kendine güvensiz,daha hüzünlü,eski ilişkiler ve kıyaslar içinde kaybolmuş ve daha ağzı bozuk. sanki onu doğru yola sokan,doğru sözleri söyleten lisa gibi geliyor bana... tamam yukarıdaki şarkılar arasında damien rice'ın en güzel şarkıları da var ama sanki lisa olmadan damien'de hep daha fazla hüzün olacak,daha fazla keder,daha fazla güvensizlik,daha fazla kıskançlık,daha fazla seks... kaldırabileceğimizden daha fazla...

    sonuç olarak geri dönüşümlü bir karar olmadığını düşündüğüm bu hadise belki de lisa hannigan'ı bize solo albümleriyle sunacak,belki onu daha fazla seveceğiz ama hep damien rice "ve" lisa hannigan'ın olduğu günleri özleyeceğiz...
  • jason mraz'ın lucky isimli şarkısına colbie caillat'dan daha güzel bir yorum katmıştır.
    http://www.youtube.com/watch?v=ynnrdgv6z-a&nr=1

    verdiğin huzur daha sonra acı da veriyordur sayın lisa! ecelim mi olacaksın?!
  • kölesi olmaya razı oldugum kişidir.
    net..
    okurmu burayı acep
  • o kadar kendi halinde ki okuduğum bir röportajında arka arkaya damien rice ve glen hansard ile ilgili sorulan sorulara kaçamak yanıtlar verdikten sonra uzun uzadıya poşet çay yapımını anlatıyor, çay demlemenin sırları hakkında daha uzun konuşuyordu, dedikoduyu ve kendinden bahsetmeyi sevmiyor gibi, zaten internette kendisi hakkındaki yorumları da okumazmış ve damien rice ile birlikte yaptıkları eski şarkıları da dinlemezmiş, radyoda nine crimes'a denk geldiğinde "aa ne güzel şarkıymış..." diye dinlerken vokaller başlayınca şarkıyı hatırlamayacak kadar uzun zamandır dinlemediğini fark etmiş bir keresinde.

    poşet çayı önce bardağa bırakıp üzerine ağır ağır kaynamış suyu boşaltırsak, suyun içine sonradan çayı koyduğumuzdan daha iyi bir sonuç elde edermişiz, bu konuda da çok iddialıymış.
  • bu ara grubuyla birlikte turnedeydi, avusturya'daki bir konserinde we the drowned adlı yeni şarkısını söylemiş:

    http://www.youtube.com/watch?v=jvjlegdrdam
  • gerçek olamayacak kadar güzel ve büyülü ses.
  • sea sew isimli muhteşem solo albümü çıkmıştır. ısrarla isteyiniz.
hesabın var mı? giriş yap