• steamde o kadar çok karşıma çıktı ki, elimdeki linux makine için oyun arıyordum zaten ve şans verdim kendisine. özetle otomatik ilerleyen bir macerada, canavarladan düşen kartlar ve itemlerle strateji belirleyerek haritadaki döngüyü ölmeden bitirmeye çalıştığınız bir oyun. kartların yerlerini ve itemlerin bonuslarını ciddi derecede iyi ayarlamak gerekiyor çünkü kartları yerleştirdikçe boss bar doluyor ve bar dolunca haritada boss doğuyor. işte o boss doğduğunda, haritada bossa doğru ilerlerken düşen her bir can tanesi sanki kendi canınızdan gidiyor gibi oluyor. ve de bazı kartları yan yana veya birbirinin yakınına koymak da farklı bonuslar verebiliyor. yani kartları ve itemleri doğru dizmek çok önemli. ilk defa çıkan bossu öldürdüm ve verdiği keyif inanılmazdı. geliştikçe daha da güzel olacaktır, merak edenlere öneririm çok farklı bir havası ve keyfi var.
  • asla alınmaması ve başlanmaması gereken oyundur.

    tam bir vakit sömürücü, çekirdek gibi gidiyor. bünyede adeta uyuşturucu etkisi yapıyor. dün akşam aldım ve aralıksız 7 saat oynadığımın farkında bile değildim.

    çok değişik bir tarzı var. oyunun basit tercümesi döngü kahramanı. formula pisti gibi bir yolu var. kamp ateşinden başlıyor ve 1 tur dönüp kamp ateşinde bitiriyorsunuz. yol üzerinde çeşitli yaratıklar çıkıyor. bunları kahramanımız otomatik dövüp lootlarını ala ala güçleniyor. tabi ekipmanları elle takmanız lazım. her turda da yaratıklar güçleniyor.

    yaratıkları dövünce bir de kart düşürebiliyorlar. bu da oyunun deste kurma ve kartları oyundaki piste ve pist dışı ve içindeki boş alanlara yerleştirme mekaniğine giriyor. 4 farklı kategoride çeşitli kartlardan toplam 7 ile 12 kart arasında bir deste kurabiliyoruz. her kategoriden en az 2, ya da 1 kart koyma zorunluluğu var. bunlarla haritaya ve yola çeşitli yaratık çıkartan alanlar ekleyebiliyoruz.

    son olarak da, kamp ateşindeyken döngüden kaçmayı seçersek bir üs kurma mekaniği karşımıza çıkıyor. burada da, çeşitli kaynaklar harcayıp çeşitli binalar inşa ederek, kahramanımıza kalıcı bonuslar verebiliyoruz, ya da yeni sınıf, özellik ve crafting gibi mekanikleri açabiliyoruz. ayrıca bu binalar upgrade de edilebiliyor ve yeni binalar ve bazı upgradeler ile destemize katabileceğimiz yeni kartlar da açılıyor.

    başta sadece savaşçı sınıfı bize açık. ileride rogue ve necromancer da bina yaparak açılabilyor. savaşçı düz tanklık yaparken, rogue daha çok düşman saldırılarından kaçınıp hızlı öldürmeye yönelik bir sınıf. necromancer'e daha gelemedim.

    bu mekaniklerle formula 1 pistine çeşitli yaratık vs gibi zorluklar atıp, pistte tur ata ata bunları dövüp güçleniyoruz. haritaya koyduğunuz neredeyse her kart bir boss çubuğunu dolduruyor ve bu çubuk dolunca, kampınızın ortasına boss geliyor ve bu karenin etrafındaki 9 boş kareye de kendisine buff veren bina dikiyor. eğer bu kareleri doldurduysanız buralara kendisine buff veren bina dikememiş oluyor.

    boss biraz fazla vuran ve zorlu bir abi olduğu için, başlarda kaynak toplayıp kaçarak base bina ve upgradeleri yapmak daha mantıklı. kaçma işini de baştan iyi tahmin etmek lazım. kamptayken kaçarsanız, topladığınız tüm kaynakları alıyorsunuz. kamp dışındaki karelerde kaçarsanız topladığınız kaynakların %60'ını, ölürseniz de %30'unu alarak kaçmış oluyorsunuz. dolayısıyla ölecek gibi olursanız, oyunu durdurup savaşa girmeden hemen kaçmak mantıklı.

    ekipman stratejisi ve deste kurma stratejisi önemli. onlar da oyunun kilidini açan şeyler. doğru ekipman ve desteyle kaynak farmlayıp güçlenince bossu kesip, toplanabilecek maksimum kaynakları aldıktan sonra kamptan kaçmak caiz.
  • buram buram no one lives forever kokan oyun.
  • dün gece aldım ve bugün 3. veya 4. denememde lich'i alt ettim ama daha o kadarla kalmamış denildi. ama çok keyifli oyunmuş cidden. assassin'i de açtım bir de onunla deneyeceğim. boss'u öldürdükten sonra keşfe devam edebilirsin dedi ettim. ölmüyorum yani vurduklarında anında canım doluyor ama bir yerden sonra amaç olmayınca sıktı. başlarda sıkıcı olsa da oyun ortaları ve sonları cidden keyifli oluyor.

    yapımcının eline emeğine sağlık gerçekten fikir çok güzel. çok güzel vakit öldürüyor tavsiye ediyorum hazır indirimdeyken.
  • indirim döneminde, kenshi, crusader kings, stellaris üçlüsünü alırken, aa bu da iyi diye duydum diye yanına kattığım oyun. geçen günler içinde henüz üç oyunu da açmadım, saatlerce loop hero oynuyorum. her loop'a başlarken ilk 2-3 dakika "bu loop bitsin çıkayım artık sıktı" diyor, biraz ilerleyince "oohhh kaynaklar gelsin, bina dikeyim" diye delleniyorum.

    hastasıyım böyle oyunların
  • 2 denemede bağımlılık yaptı. 2 kere denedim ve henüz boss görmedim ama 2.sinde çok çok az kalmıştı görmeme. tam yanda bir şeyler açıkken vakit geçirmelik bir oyun ararken bu ilaç gibi geldi. yaştan mı bilmiyorum ancak artık oyun oynarken illa başka bir şeylerle de ilgilenmek istiyorum.

    edit: 3. denemede gördüm ilk bossu ama çok az canım kalmıştı öldüm hemen. ipuçlarınız varsa yeşillendirebilirsiniz.
  • keyiflidir.
  • deck builder ve rpg gibi görünen bir puzzle oyunudur, en azından alıp bitirdiğimde böyleydi, bilmiyorum sonra değişmiş midir. çok keyifli oyundu (herkes bu kelimeyi kullanınca atlayayım dedim trene) ama kendisini taze tutan bir değişkenlik katmanına sahip değil. dolayısıyla bir defa kazandıktan sonra tekrar kazanmak oldukça kolay oluyor.
  • deck builder ve rogue like karması bir rpg oyunu. minimalist grafikleri ve bağımlılık yapacak kadar zevkli oynanışıyla şahsım için bu senenin indie oyunu olmaya aday.

    türkçe inceleme videosu için tık
  • 140 mb'lık derya deniz bir puzzle rpg. oyunu tama anlamıyla çözmeniz için bir sürü inceliğini bilmeniz ve gelişmek için saatler harcamanız gerekiyor. benim gibi çok vaktiniz olmayıp bu tür oyunları seviyorsanız bulaşmayın. plant and zombies gibi bağımlılık yapıyor.
hesabın var mı? giriş yap