lost'tan akılda kalanlar
-
ismi lazım değil* japon mudur koreli midir bilemedim, işte o kadının taş gibi kocasını keltoşla aldatması.
sayid'in cillop gibi hatunu çadırda götürmesi.
charlie'nin ojeli tırnaklarına bi' tek ben mi kıl olmuştum acaba?
desmond hume'un stadyumda tek başına depar atması.
hurley'nin yiyecekleri aşırmasını da hiç unutamam. oç.
juliet! tıp mı okumuş yoksa dışarıdan aöf işletme mi okumuş belli değildi. ama çok seviyordum.
michael ve michael'ın oğluna kafam girsin. az kalsın ırkçı oluyordum senaryo yüzünden. alla belanızı.
benjamin linus'ın iyi mi kötü mü olduğunu diziyi izleyeli 4815162342 sene oldu hala anlamadım.
ha bir de jin'in tam ingilizceyi sökmüşken sahilde fransızlarla karşılaşmasına da kafam girsin. dalga mı geçiyorsunuz onun bunun çocukları. -
othersla kafayı bozmuş adını hatırlamadığım koreli herifle penny'nin aşkıyla mecnuna dönmüş iskoç aksanlı desmond.
-
eko'nun sopası.
-
-senaristlerin filozoflara olan ilgisi ve dizideki bazı karakterlerin birbiriyle bağlantılı filozofların oluşu. john locke, desmond david hume, danielle rousseau, john locke'ın ada dışındaki sahte adı jeremy bentham.
-john locke'ın yes we can temalı gülüşü.
-desmond'un (iskoç aksanıyla) brotha deyişi
-numaralar. ilginçtir ki hala aklımda.
-we have to go back kate
-tabii ki not penny's boat -
kesinlikle birinci sezon finali *. john ve jack hatch'in kapağını patlatıp içine baktıkları an. spoiler ibaresi koymaya gerek duymuyorum çünkü bunu izlemeyeni biz arkadaşlarla toplanıp dövüyoruz.
-
(bkz: biraz kül biraz duman)
-
tell my sister how much i love her
-
jack denen adinin tüneldeki parlak bir ışığa yönelmesi yıllarca bu diziye
harcadağım ve bomcusundan ışıkçısına kadar küfretmem dışında aklımda
kalan bir şey yok artık. -
(bkz: bir şeyin kaybolması)
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap